22
Mayıs
2024
Çarşamba
PINARHİSAR - KIRKLARELİ

Bu Ne Cüret!..


Askerimize yapılan hain terör saldırıları sonrası verilen onlarca şehidin ardından siyasi hareketlenmeler nihayet başladı. Hainlere karşı önlemlerin alınması ve PKK terörünün sona erdirilmesine yönelik ilk adımlar atıldı. Her ne kadar ABD ve AB bağlantılı politik bir yol izlense de; T.C olarak PKK'ya darbe vurmak amacıyla sınır ötesi girişimlerimizin başlatılması da ülkemiz adına iyi gelişmelerdir.

Ancak ülkemizde tüm bu gelişmeler yaşanırken İmralı'dan yükselen alçak bir ses kafaları karıştırdı. Terörist başı Abdullah Öcalan avukatları aracılığı ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik yaptığı bir açıklamada; PKK’nın bitmeyeceğini, Başbakan Erdoğan’ın yanlış yolda olduğunu belirterek, bir çıkış yolunun bulunması gerektiğini ve kendilerinin herhangi bir demokratik çözüme açık olduklarını bildirmiş!

Bu adam ya İmralı’da kaldığı süre içerisinde kafayı yemiş, ya da orada neden yattığından haberi yok. Bu vatan hainini ülkemizin kanunlarının boşluğundan yararlanarak görmeye gelen, yine kendisi gibi vatan haini olan avukatları eğer ki az çok yargıdan haberleri varsa biraz bilgilendirseler, müvekkillerinin orada niye bulunduğunu kendisine hatırlatsalar iyi olacak sanırım. Adam utanmadan kalkmış oradan talimat veriyor. Bu ne cüret ya! “Sen kim oluyorsun da onca masum insanın kanını döktüğün halde, tüyü bitmemiş yetimin günahını aldığın halde, birçok askerimize hain emellerin doğrultusunda silah sıktığın ve sıktırdığın halde nasıl böyle bir şey düşünürsün?” diye sana kimse sormaz mı ey kansız Apo!

Sen ki yaptığın onca hainliklerden sonra, onca kalleşliklerden sonra hangi demokratik çözümden bahsediyorsun ya kâfir! Bu şekilde daha fazla girişimci olursan, hain emellerine kavuşabilmek için korkarım yarın öbür gün başımıza milletvekili de olursun sen. Nasıl olsa senin gibi terör suçundan mahkûm olduğu halde ceza evinden çıkarak başımıza milletvekili yapılan hainlerin örnekleri mevcut ülkemizde.

Böylelerine ve bunun gibi vatan hainlerine dünyanın hiçbir ülkesinde bu denli rahat bir siyaset imkânı tanınmazken, bizim ülkemizde maalesef koltuk sevdasına tolerans tanınmakta. Göz göre göre Şanlı Türk Bayrağımızın altında yaşadıkları halde bu vatana ihaneti bir marifet sayan, önce bağımsız olarak meclise giren ve istemeyerek ettikleri milletvekili yemininin ardından, daha sonra gerçek (DTP) formalarını hiç zaman kaybetmeden üzerlerine giyen birkaç çapulcuya bu ülkede hak tanıyanlar, acaba kaybettiğimiz değerlerin hakkını nasıl ödeyecekler.

Vatan uğruna verilen onca şehidimizin, vatanını savunmak isterken elini, kolunu, gözlerini, ayaklarını kaybeden gazilerimizin, günahsız yere katledilen öğretmenlerimizin, doktorlarımızın, ülkesi için mücadele ederken yok yere öldürülen, sakat bırakılan onca insanımızın hakkını, bu vatan hainlerine izin verenler nasıl ödeyecekler?

Terör örgütü PKK’nın elebaşı, katil Apo’ya “sayın” diye hitap eden, PKK’yı bir terör örgütü olarak görmeyen ve teröriste “kardeşim” diyen hainlerin bu ülkeye, bu vatana ve bu insanlara ne faydası olabilir ki? Bu vatan hainlerine tüm bu davranışları karşısında sessiz kalmayı yeğleyen, hiçbir yaptırım uygulamayan bu hükümetin bu halka, bu vatandaşa bundan daha kötü yapacağı başka bir şey olabilir mi ki? Adamlar bir de kalkmışlar PKK terör örgütü tarafından esir alınan 8 Türk Askerinin geri verilmesi adına girişimlerde bulunuyorlar.

Bu ne cürettir! Bunlara kim bu izni verir? Tamam, esir durumda bulunan 8 kardeşimizin sağlıklı bir şekilde ailelerine kavuşmasını herkes ister muhakkak ki ve sevindirici bir olay elbette. Ama bu askerleri kurtarma işi bu vatan hainlerine mi kaldı? “Esir askerler için “Bizden bir istek olursa girişimde bulunuruz” diyen bu hainlerin sizli bizli konuşmaları ile PKK’ya yakın olduklarını itiraf ettikleri açıkça ortada değil mi?

Eğer bu ülkenin huzur içerisinde yaşaması isteniyorsa, Şanlı Türk Bayrağımızın şanla şerefle dalgalanması isteniyorsa, Büyük Türkiye Cumhuriyeti’nin bölünmez bütünlüğüne hiçbir illegal gücün müdahalesine izin verilmek istenmiyorsa; değerli yetkililerimiz en kısa sürede kanunlarımızı iyiden iyiye irdeleyerek bu vatan hainlerinden kurtulmanın yollarını aramalıdırlar. Yoksa bizi terör illetinden ne Condoleezza Rice, Ne George W. Bush, Ne Barzani, Ne Talabani, ne de DTP’ li hainler kurtarabilir… Madalyonun diğer yüzü ortaya çıkmadan; yani ABD’nin, AB’nin bizi boşu boşuna salladıklarının, aslında bize kesinlikle en ufak bir desteklerinin olmayacağının farkında olarak sağlıklı bir çözüm yolu bulunmalı, içimizdeki pislikler zamanla temizlenmelidir. Büyük Türkiye Cumhuriyeti hangi konuda olursa olsun atacağı adımların hiç birinde başka güçlerin etkisi altında kalmamalıdır.

Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın!
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
Doğacaktır sana vaat ettiği günler Hak' kın;
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın. M. Akif Ersoy

“Az zamanda çok büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti’dir. Bundaki başarıyı Türk milletinin ve onun değerli ordusunun bir ve beraber olarak kararlı bir şekilde yürümesine borçluyuz”. M. Kemal ATATÜRK

Yayın Tarihi : 4 Kasım 2007 Pazar 19:49:01


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Ela IP: 85.96.72.xxx Tarih : 7.11.2007 19:02:06

Sayın Süleyman bey böyle mükkemmel bir konuya deyindiniz için öncelikle bir Türk kadını olarak çok teşekkür ederim.Türk bayrağının altında yaşadığımız sürece bu gibi kansızların yaşatıldığı bu memlekette devletimiz bu kansıza bir çağre bulamıyosa sizin yazmış olduğunuz bu yazı vesilesiyle lütfen o kansızı bize versinler vatandaşa teslim etsinler.Yanlış söler kullandıysam üzgünüm bir ama bir anne olarak çok öfkeleyim.