“Bir Mayıs” olayının analizini yapmaya çalışırken sağdan, soldan, her taraftan, İstanbul Valisi Muammer Güler’e, Emniyet Müdürü Cerrah’a ve özellikle Polislere, bence, insafsızca - “dayak atılması” karşısında, kendimi Anadolu’ya geldiklerinde, kavga eden iki guruptan zayıf olan tarafa katılan Osmanlı öncüleri gibi hissediyorum; açıkçası şu sırada kuşatma altında olan, Polislere sahip çıkmaya çalışıyorum… Onları, şu sırada, savunmak, benim, öteden beri, polisler konusundaki düşündüklerimin, yazdıklarımın gereği! Yapmasam, kendi kendime karşı “doğru” olamam!
YANLIŞ OLANLAR
“Orantısız”, yersiz, gereksiz, biber gazı ve tazyikli su kullanan ve insafsızca cop kullanan bazı polisleri, Etfal Hastanesinin Acil Servisinin önüne göz yaşartıcı bomba atan Polis memurlarını, fotoğraflar elimizdeyken tabii savunmam mümkün değil! Olanlar – hele “Acil Servis” olayı, duygusal tepkilere ve de provokasyonlara müsait. Mesela orada gaz kullan ak bir provokasyon tertibi olamaz mı?
Ne var ki, tüm polisler-Emniyet Teşkilatı - hem İktidara karşı olanlar tarafından, hem de İktidarı savunmak için “günah keçisi” yapılıyorlar! … İktidarı savunanlar da Polisleri, safra gibi, harcamaya ve Arslanların önüne atmaya hazırlar!
Hepimizde çocukluğumuzdan beri, adeta insiyaki bir “otorite” karşıtlığı vardır. Bazılarında entelektüel “Devlet ve Otoritesi” düşmanlığı; bu hususta da, gene insiyakı ve ya entellik icabı, otorite karşıtlığı öne çıkıyor ve salim kafayla, düşünemiyoruz. Mesela, “O sırada ben polis şefinin veya memurunun yerinde olsaydık ve göstericiler uyarı dinlemez ve size, ana avrat küfrederler, meydan okusalar acaba ne yapardınız? Rahat koltuk ve köşelerden, , “polis soğukkanlı davranmaya mecburdur” demek kolay… Bu gibi olaylarda bütün dünyada polisler pek farklı davranmıyorlar! Benzer olayları bizzat ben Amerika’da, Paris’te, Almanya'da yaşadım! Kısacası Polisler sonunda hiçbir ülkede, kimseye yaranamazlar!
NANKÖR İŞ!
Polislik güç ve nankör bir iş… Polisler eşlerini, arkadaşlarını vb. memnun edemezler! Bu yalnızlıkları, güç çalışma şartları, onları intiharlara sevk etmiştir! Canlarını ateşe atarlar, kurulu saatli bombaların üzerine giderler – terörist hücre evlerini basarlar, kurşun yerler, gene “Zalim polis, yargısız infaz yaptı” denir! Ve çoğu, haksız yere yargılanır!
Yanlış yapanlar hakikaten zalim ve gaddar olanlar- yetkilerini kötüye kullananlar yok mu? Tabii ki var. Her meslekte olduğu gibi belki de biraz daha fazla! . Ama gene de, görevlerini cesaret ve dikkatle yapanlar, daha da fazla! Düşünmek gerek; polisler olmasaydı, ne olurdu?...
Polisin gücü, yetkileri, vazife sınırları, AB’ne uyum dayatmalarıyla, zaten budandı… Bu olaylardan sonra da muhakkak daha fazla budamak isteyecekler... Ölçüyü kaçırmayalım, Polisi, hiç görev yapamayacak duruma sokmayalım. Asıl yapılması gereken daha fazla ve özellikle, “crowd control” –yani " kalabalıkları kontrolü" hususunda, daha da fazla eğitmektir… Son yıllarda, bu da yapılmakta: bugünün polisleri, amirleri ,”Cibali Karakolu Komiserleri” , eski ”Frukolar” değil! (Yetmişlerdeki, teçhizatsız , –plastik miğferli, söze “toplum “ polislerine “Frukolar” denirdi.)
Bir Mayıs 2008 muhakkak pahallıya mal oldu ama Polisi, insafsızca, harcamak, son tahlilde, çok daha pahalıya olur. Asayişi, güvenliği sağlamak için başka gezegenlerden “robotlar” getiremeyeceğinize göre, “Polis herkese lazım”…Bugünkü ortamda özellikle!
BİRLİK
Özetle; sağ- -sol, İktıdar, yalakaları, Muhalefet ve medya, Polisleri. Valiyi, Emniyet Müdürünü suçlamak hususunda açıkça veya zımnen birleşiyorlar. Durum “Gaddar Polis” demagojisine müsait! İktidar ve yalakaları asıl suçlu olan. Hükümeti kollamak için, Polisi, Valiyi Emniyet Müdürünü günah keçisi yapıyorlar. ”semeri” dövüyorlar!
Osmanlının inkıraz döneminde, Yençeriler vs. başkaldırıp Topkapı sarayının kapılarına dayanınca, zayıf Padişahlar, kurtulmak için Sadrazam, vezir kelleleri vererek –“idare-ı maslahat” ederler ve bir dahaki başkaldırıya kadar, kendilerini kurtarırlardı! Bu yöntem Osmanlının sonunu getirdi! Hükümet şimdi de, Vali Muammer Güler'i harcarsa- hiç şaşmayın!
Olayları bu raddelere, lüzumsuz inadı,” katrilyon” hesaplarıyla ve de beceriksizliğiyle AKP İktidarı getirdi. Asıl suçlu da Hükümet; Vuracaksanız ona vurun! ******
bizler polisler olarak neymişik ya herkes bizi kötülüyor.Merak ettiğim onca polise laflar söylendiği halde içişleri bakanı ve emniyet genel müdürü neden bir açıklama yapmıyor yoksa bizler başka bir ülkenin polisimiyiz.vurun abalıya sahip çıkan yok zaten
siz polisler sadece günah keçisisiniz.iktidardakileri savunmak uğruna yanlış doğru dinlemeden işçilerin bayramlarını zehir ettiniz.bu ülkede fikir özgürlüğü olduğunu söleyenler fikirlerini söleyen işçilerin üstünde güç gösterisi yaptılar.kendilerine gelince fikir özgürlüğü hat safhada.bende bi kaç ay öncesine kadar polis olmayı düşünüyodum ama bu zihniyetteki polisleri görünce polis merkezinin önünden geçmemeye karar verdim.
işçinin bir bayramı vardı zaten zehir oldu , üstelik daha lafıda bitmedimi ?? sen mi yedin jopu , konuşuyorsun hala. jopu yiyen sustu be..!!