10
Haziran
2024
Pazertesi
ANASAYFA

Tehlikenin farkında mısınız?

Rahmetli İlhan Selçuk'un, Mustafa Balbay'ın ve Tuncay Özkan'ın -çok yaşasınlar, kulakları çınlasın- uyarılarıyla birkaç yıl önce "Tehlikenin farkında mısınız?" parolasıyla Anıtkabir'e koşan binlerce insanımız, şimdi nerelerdeler? Buharlaştılar mı? Yoksa "barbarlar" kapıya dayanmışken, meleklerin kanatlarını mı, ıvır zıvırı mı tartışıyorlar... Tehlikenin farkındalar mı? Asıl tramvay dolusu oylarla mutlak iktidarı ellerine geçirenler şimdi Türkiye'nin, T.C'nin mukadderatı ile oynadıklarının farkındalar mı? Bence farkındalar. Asıl maksatları da bu.

Bir taraftan Kürtçüler "Büyük Kürdistan"ı gerçekleştirirken bizimkiler de onlara aymazlıkla destek veriyorlar. Tehlikenin farkında değilseler büyük gaflet, farkında iseler de bu "bilinçli gaflet", Atatürk'ün emanetine büyük ihanet. Malum; Türkiye Cumhuriyetinin kurucusunun "emaneti" onlar için "kutsal" değil. Meşum emellerine engel olduğu için acilen sırtlarından atmak istedikleri ağır bir yük. El hak başarılı da oluyorlar. On binlerce insanımıza kül, afyon yutturdular...
"Dirayetli(!)" dış politikalarıyla Suriye ile savaşın eşiğine geldik. PKK ise, dağda, kırda, kentte dehşet saçar ve canımızdan canlar koparırken şimdi Suriye sınırımıza muntazam ordusuyla dayandı.

***

Ve Erdoğan'ın kongrede tebşir ettiği 653 maddelik manifestosunda eyalet sistemi, Kürtlere demokratik özerklik var.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, herhalde talimatla, devlet parasıyla hazırlanan Kürtçe-Türkçe lügati iftiharla gösterdi.

Kürtlerin şimdiye kadar inkar edilmiş kültürel haklarının, artık tanınacağının simgesi gibi! Erdoğan'ın manifestosunda da benzer maddeler var... Bu adamlar anlaşılan, şimdiye kadar, bu hususlardaki kısıtlamaların Türkiye'yi-Türkleri dilde birleştirmek için Anayasa hükümleri gereğince konduklarını ve şimdi de yeni uygulamaların ayıracağını, anlamamışlar!

***

Atatürk'ün T.C ulus devletin temeli olan "Ne mutlu Türküm diyene" sözleri artık bundan böyle T.C vatandaşları tarafından "Ne mutlu Kürdüm diyene" şeklinde söylenecek. Erdoğan'ın ve iktidarının büyük başarısı. Erdoğan, Arınç ve adamları acaba bölünmez, bütün ulus devletin altından bir temel taşını çektiklerinin farkındalar mı?

Kürtlere sözde hakları verilirken bu Cumhuriyeti, bu milletin yaşama hakkını ellerinden aldıklarını idrak ediyorlar mı? Kürt açılımı, manifestodaki diğer vaatlerle aynı. Erdoğan'ın yeni "Kürt açılımı"nın aslında Türkiye Cumhuriyeti ulus devletinin "kapanması" olacağının farkındalar mı?

***

Eğer manifestodaki bu konular eşkıya ile yeni müzakerede protokole bağlanır ve sonra de Yeni Anayasa'da Türk'ün yeni tarifi ile bir bütün olursa bu "açılım" aslında T.C ulus devletinin "kapanışı" olacaktır.

Millet olarak bu "bilinçli gaflet"in, Atatürk'ün emanetine bile bile ihanetin farkında mıyız?..
 

Yayın Tarihi : 8 Ekim 2012 Pazartesi 08:58:30


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
özdemirin endişesi IP: 95.15.207.xxx Tarih : 12.10.2012 18:24:40

Rumuz sahibi ya bir kamu görevlisi ise ? !..


serhat IP: 78.163.177.xxx Tarih : 14.10.2012 01:08:25

eşkıyaya çanak tutan siyasetçi ağızlara diyorum ki bu millet vatan bayrak dedin mi kundaktaki bebesini bırakır koşar düşmana.bizi kimse kolay kolay bölemez.buna gücüde yetmez hiçkimsenin. bölünmüşlük kandırılmış gençlik geçin bunları hep aynı masallar.Türkiye Cumhuriyeti kimliği de alsa her nerenin kimliğini taşırsa taşısın hain haindir cezasıda bellidir.bu millet her bi melanetin üstesinden de gelmesini iyi bilir.kürt sorunu denen masalları çıkaranlarda bellidir yıllarca.kimin neyi eksikmiş sorun neymiş bu millet saf mı bu kadar.sen benim yoluma kahpece tuzak kur pusu kur silahsız askerimi vatandaşımı katlet benim elim boş mu duracak?bu memleketi sahipsiz bellemeyecek hiç kimse.eşkıya bu memleketin bir vatandaşı asla olmamıştır olmayacakta hiç bir zaman.


K. Mükremin BARUT IP: 78.162.230.xxx Tarih : 11.10.2012 10:30:59

Tam da bu bölünmüşlükten bahsediyorum. Yani bir cenahın "Dağdaki sürü" ve benzeri aşağılayıcı sözlerle değerlendirdiği insanları, diğer bir kesim farklı değerlediriyor. Öyle ki; onlar da bu ülkede yaşıyor ve onlar da sizin taşıdığınız nifus cüzdanlarını taşıyorlar.

Yani Türkiye Cumhuriyetinin vatandaşı durumundalar.

Meselenin sosyolojik yanına bakacak bir zekayı ya da duyarlılığı göstermeyenler çözümün asla bir parçası olamazlar. Benim anlatmaya çalıştığım tam da bu. "Günü gelecek o beşbin kişi de silinecek" demek, Dünya'da bu tür olayların nasıl yaşanmış olduğundan bihaber olmak demek. Benim kimseye sosyoloji dersi vermek haddime değil. Bu işi askeri yöntemlerle çözeceğiz diyenler hep yanıldılar. Olan bu ülkenin Kürt-Türk gençlerine oldu. Bu ülkende otuz yıldır tanımı belli olmayan bir savaş için harcanan paralarla Türkiye ihya olurdu.

Elli yaşını geçmiş ben ve sayın yazar gibi tuzu kuruların oturduğumuz sırça köşklerden savaş çığırtkanlığı yapma hakkımızın olmadığını düşünüyorum. Bu ülkenin yoksul emekçi çocukları öldükçe silah tüccarları kazanıyorlar. Siyasi çözüm aramak yerine asalım, keselim yok edelim diyenlerin kimin değirmenine su taşıdıklarını varın siz tahmin edin.Saygılarımıla.K. Mükremin BARUT


serhat IP: 78.163.177.xxx Tarih : 10.10.2012 23:15:44

bu vatan için can veren onbinlerce insanımızdan şehitlerimizden niye bahsetmiyorsunuz mükremin bey dağdaki ... sürüsü ne zaman gerilla oldu kürt halkının varlığını savundu değilmidir binlerce kürt vatandaşımızı hunharca katledenler de bu şerefsizlerdir.yanlış hayallere kapılarak burda kanı beş para etmez vatan hainlerinin hesamesini yapmayın gün gelecek o beşbinde silinecek sayfadan.güneydoğuda yol yoksa içanadoluda da yol yok orda işsizlik varsa karadenizdede nice delikanlılar işsizdir.aramıza nifak tohumları ekmek isteyen dış güçlerdir ve bunlara uyanlardır.Kürt Türk tanımayan da bu güçlein maşası eşkıyadır.otuzbin ölen eşkıyanın yeri de cehennemin dibidir.


Pakize * IP: 95.15.207.xxx Tarih : 11.10.2012 19:38:11

Sayın Barut; Son yaptığın yorumunla gene çelişkiler içine düşmüşsün ! Ben de, yaşımın gereği, bu ülkenin "ellili" yıllardan itibaren yıl ve yıl yaşamış olduğu olaylara ve geçirdiği evrelere şahit olmuş bir kişiyim. Ne yazık ki, gün ve gün bu ülkenin eridiğini de görmemin talihsizliğini yaşıyorum. Bunları yaratanların kimler olduğunu bilmene rağmen hâlâ inkâr yolunda gitmene de şaşmamak elde değil ! Son 30 yılın savaşı (!), sen tabirinle 'ne idüğü belirsiz' değil, bal gibi ne olduğu belli olan ve senin de gayet iyi bildiğin bir olaydır. Sen, "Batılı emperyalistlerin kölesi olduğunu"  inkâr edecek kadar gaflete düşmüş bir insansın ! Bu 'savaş' (!) dediğin olay, Amerikan emperyalizminin istekleri doğrultusunda yaratılmış ve SİLAH TÜCCARLARI İLE BİRLİKTE BU ÜLKENİN ÇIKARLARINA SUNULURKEN, TÜRKİYE ÇOK ŞEYLER KAYBETMİŞTİR ! Osmanlı Devletinin çöküşünün başlangıcı olan 'Arnavutluk sorunlarından' başlayıp bugüne dek gelene kadarki süreci tarihsel olarak gözden geçirip, bununla ilgili olarak da yorum yapabilecek misin ? Ha dün, ha bugün; ne fark var aralarında ? ! TOPRAĞI-SUYU-ÇATISIYLA ORTAK YAŞADIĞIMIZ ŞİMDİKİ ANADOLUYU , HİÇ OLMAZSA BUGÜNDEN SONRA, EJDERLERE KARŞI KORUMASINI BİLELİM VE BUNA GÖRE DAVRANALIM 

* kullandığım rumuzlardan biridir. ne yazik ki, bugünkü ortamda gerçek kimliğimi de saklamak zorunda kalıyorum. demokrasinin birgün geri gelişinde gerçek kimliğimi o zaman açıklayacağım.


serkan IP: 88.227.186.xxx Tarih : 13.10.2012 08:05:15

  şu hükümetlerde  otuz senedir iyi bir kanun çıkarıp böyle vatana millete asi olan sözde türk vatandaşıyım  deyip batı emperyalizmine  destek vererek türkiyede terör  estiren türkiyeyi maddi manevi zarara uğratan   hainlerin boynunu kopartacak bir kanun çıkarsaydı    1986 90 arası terör yeni yeni çoğalırken şimdi   her taraf terör tehditi altında halkın arasına zifaf soktular anadilde eğitimde olsa bu vatan hainlerini ırkçılık ruhuna işlemiş    o zamanda türkiyeyi hep isterler çünkü   mantar gibi çoğalıyorlar gelen hükümetlerde oy için her türlü yardımı yapıyor maddi manevi terörüstü alıp tedavi ediyorlar o senin ocağını yakmış devletinicehennem yerine çevirmiş daha neyin vijdanı   derhal sert kararlar alınıp sallayıp sapıtmadan   halkı zat ayrıştırmadan anadilde eğitim ne bilim neymiş diye o kanunları kaldırıp   o hain terörüstleri yok etme yoluna gidip cezalandırmasoı ve bu vatana bu kadar verdiği zararın hesabı sorulmalı o    şehit olan   binlerce güvenlik görevlisi ve vatandaşlarımızın   hesabı sorulup hepsi susturulmalıdır böyle esneklik vere vere türkiye diye devlette kalmaz        oldu oluyo komple türkiyenin adınıda değişirin   daha neyibekliyor bu devleti yönetenler  şu anda birazdaha devlet zayıf düşse bu vatan hainleri türkiyede        türkiyede insan   bırakmaz hep öldürür halkların kardeşliği  ne diye direk bölücüler kardeşliği demiyorlar birbirlerini bildikleri için   o nedenle derhal bu bölücülük ayrı dilde eğitim lafı edilmeyip halkı ayrıştırmadan  eğitime birliğe devam edilmesi  o üç kuruş çıkarıolanlarında bu konuşmalardan vaz geçmesi oy ,için  türkiyenin geleceğini tehlikeye düşürecek kouşmalar yapıp uygulnmaması lazım  tek dilde eğitime devam edilmesi lazım..


Pakize. IP: 95.15.207.xxx Tarih : 10.10.2012 19:00:59

HANGİ ÇEŞİT TEHLİKENİN !

* Ailecek bir kentin caddelerinde dolaşırken bomba yüklü bir aracın infilak etmesi mi ?; * Herhangi bir kentin bir marketinde alış-veriş sırasında yanı başımızda bir satılmışın kendini infilak ettirmesi mi ?; * Özgürce Anadolu topraklarını gezmek isteğimle yolda basacağım mayın mı ?; * Bölücülerle işbirliği yapan malumların emperyalistlere yaranmak için Anadolu'yu bölme çabaları mı ?; * 'yurtta sulh-cihanda sulh' diyen bir önderin adının tarih kitaplarından silinmesi mi ?; * Dünyada kendi ülkesinin menfaatlerini savunmaktan aciz dışişleri ile ilgilenen bir Bakanın mevcudiyeti mi ?; * 'hukukun üstünlüğünü ve yargının bağımsızlığını' (!) kendi amaçları doğrultusunda yönlendiren mevcut yönetim mi ?; * Gözlerimizin önünde cayır-cayır yanan bir ülkenin insanları olarak hâlâ pembe gözlüklerle yorum yapmaya çalışanlar mı ? HANGİ ÇEŞİT TEHLİKENİN ? !.....   


Cemal Soykan IP: 78.189.151.xxx Tarih : 10.10.2012 17:54:33

Yorum yazan arkadaşlar yazarın anlatmak istediği tehlikeyi değil kendi kafalarındakini yazmışlar.On yıllık süreci incelerseniz Kürtler önce masum isteklerden başladılar,her defasında isteklerini bir yenilerine kattılar bugün gelinen nokta özerklik,bağımsız kürdistan sokaklar savaş alanı gibi vermeninde sonu yok.


K. Mükremin BARUT IP: 78.162.249.xxx Tarih : 9.10.2012 15:56:31

TEHLİKE FALAN YOK

Yıllarca milleti "rejim tehlikede" korkusu ile paranoyaklaştırdılar. Millet bu korku ile asker karşısında esas duruşa geçerken, hortumcular, talancılar ülkeyi soyup soğana çevirdiler. 

Allahını seven milletin Anıtkabire koştuğu tarihler bir baksın. Devlet kasalarının, tekeller, karteller lehine boşaltıldığı günlerdir.

Sorun "Ne mutlu Türküm" ya da "Ne mutlu Kürdüm" demenin ötesine çoktan geçmiştir. Duruma sloganlarla bakanlar onun sosyal kökenine inmezler, inemezler.

Barışa en çok ihtiyayaç duyulan bu günlerde, öncelikle barışın dilinin oluşturulması gerekir. "Tepeleriz", "Asarız", Keseriz", "Biz gelirsek sorunu bir yada çözeriz" diyenler lütfen geçen otuz seneyi bir daha incelesinler. Savaşarak sonuç alinabilseydi çoktan, ve enaz altı kez alınmış olurdu. Neden altı kez diyorum biliyor musunuz? Bu güne kadar öldürülen gerilla sayısı otuzbin. Dağdaki PKK mevcudu ise beş bin. Bunları devletin resmi ağızları söylüyor. Yani bu hesaba göre dağ altı kez boşaltılmış.

Türk cenahında İşin özüne inmeyen ve yüzeysel yaklaşan herkes en başta Türklere ve Türk-Kürt kardeşliğine zarar veriyor. Beni en çok üzenler; konuşmalarına "Bizim Kürt kardeşlerimiz" diye başlayanlardır. Çünkü en gaddar önermeler onlardan geliyor. PKK'yi, BDP'yi Kürt halkından ve onun temsilcisi olmaktan ayrı tutuyorlar. Bu radikal yanlışlık üzerinden siyaset geliştirilemez. Gelişti ülkeyi kardeş çatışmasına sürükleyen yola taş döşüyorlar.

İnsanlar kendilerini nasıl mutlu hissediyorlarsa onu haykırsınlar. Aleviyim mutluyum. Çerkezim mutluyum. Türküm mutluyum. Lazım mutluyum. Biz onlara ne olduklarını dikte ettirmek zorunda mıyız. Ne olurlarsa daha çok mutlu olacaklarını bir taraf tayin edebilir mi?

Ben Kürdüm ve çok mutluyum. Dedelerim on bin yıldır bu coğrafyada harman olmuş. Savaşmış. Vergi vermiş. Ben de mevcut kanunlar çerçevesinde askerliğimi yaptım. Vergimi ödüyorum. Evlatlar yetiştirdim. Öğrencilerimi meslek sahibi yaptım. Ana dilde eğitim göremedim. Ama arkadan gelen kuşaklar dünyadaki gelişmelerle bizden çok daha fazla ilgililer. Bizim anlamaya çalışıp içselleştirdiğimizi onlar kabullenemiyorlar.

İşte kıyamet bundan kopuyor. Çok beşeri ve insani bir hak olan ana dilde eğitim için, büyüklerin inadı uğruna, gencecik canlar toprağa düşüyor. Bunu akıl mantık kabul eder mi?Saygılarımla.K. Mükremin BARUT 


recep ömer IP: 81.212.101.xxx Tarih : 10.10.2012 15:54:26

k.mükremin barutun teröriste gerilla diyen, bölücü başı partiye kürtlerin temsilcisi sıfatı yakıştırması hariç yazısının büyük bölümüne katılıyorum.


K. Mükremin BARUT IP: 78.162.230.xxx Tarih : 12.10.2012 00:10:18

Bir insan rumuzların arkasına sığınacak kadar korkuyorsa etrafa bu kadar meydan okuması ciddiye alınmaz. Bir yandan kendi ağzından rumuza sığınma gerekçesi olarak, demokrasinin olmadığını itiraf ediyorsunuz, diğer yandan bir yorumcuya veryansın ediyorsunuz. Bu; eşit iki ilişki ve eşit iki tartışma sayılabilir mi?

Azıcık zekası olan birinin, "Kardeşim" dediği Kürtlerin her talebinin arkasında dış güçlerin olduğuna inanması mümkün olmaz. Senin anadilin sana helalse, Kürdün ana dili de kendisine helaldir. Yirmibirinci yüzyılda bunu tartışıyor olmak ise akıllara ziyan bir durumdur.

Bilmem farkında mısınız? sizi rumuzun arkasına sığınacak kadar korkutan anti demokratik yapı, kafalarınızı da anti demokratik yapmış. Kendiniz için mübah saydığınız şeyleri ötekiler için mübah saymıyorsunuz. Türkiye'de yarı aydınların temel çelişkilerinden bir de budur. Şundan emin olun ki Kürt sorunu çözüldüğünde ülkeye dolyısı ile Türklere de demokrasi gelecek. İşte o zaman rahat rahat adınızı yazarsınız ve o zaman daha rahat ve eşit koşullarda konuşup tartışabiliriz sevgili "Pakize" hanım.Saygılarımla.K. Mükremin BARUT


corrector IP: 58.172.236.xxx Tarih : 12.10.2012 04:13:40

Sayin Pakize, malesef şark kurnazi "maşa"lar oylesine cogalmislar ki ve hatta hem hukumette ve hem de muhalefetteler. ama insani en cok gıcık eden sey "insansizliklarini" "insafsizlarini" veya sacma, tutarsiz isteklerini, temel hak ve ozgurlukler, demokrasi vs gibi soylemeler ile yalan yanlis mantiksiz dile getirmeleri.

hic bir gelismis 1.ci dunya ulkesinde ana dilde egitim etnik dillerde verilmez. etnik dil sadece ogretilir. veya ogretilmesine izin verilir.

delikanli gibi ayrilmak istiyoruz deseydiler keske.  ama bunu diyemezler cunku referanduma gidip kaybetmek istemezler.

Gul Tokay'in "Makedonya Sorunu Jon Turk Ihtilalinin Kokenleri (1903=1908)" adli 100%akdemik yazilmis ve cogu bati kaynakli kitabini ozellkle su an herkese salik veririm. AFA yayincilik, 1995, Ozener Matbaasi.