18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Dar-ül Darbe

Ülkemiz bir “darbeler” ülkesi kapısı mı? “Balyoz” kararları dolayısıyla bu soru gündemde...

TBMM’de “Darbeleri Araştırma Komisyonu” günlerdir çalışıyor, sorguluyor. Eğer beni de çağırsalardı bir darbenin tanığı olarak şunları söylemek isterdim; “Siz asıl geçmiş darbe ve askeri müdahalelerin gerekçelerinin ortamlarını araştırın ve eğer müdahaleler -darbeler- yapılmasaydı ne olurdu, Türkiye bugün ne hallerde olurdu bunun cevabını arayın!”

***

Asker-ordu düşmanı kompleksli malum Mehmet Ali Birand’a göre darbelerin asıl sebebi ordunun eğitim sistemi. Televizyonda asker derken yüzündeki nefreti gizleyemeyen Birand’ın bu savı yeni değil. Özrü dolayısıyla vatan hizmeti yapamayan Birand, bu kompleksinden dolayı aynı iddiayı da askeri birlikleri, okulları gezdikten sonra “Emret Komutanım” kitabında yazmıştı. Orduya mesajı “Emretme Komutanım” idi.

Yani Türk ordusunun başka ülkelerin gıpta ettikleri ruhuna ve tılsımına karşı idi. Düşmanlığı yeni şartlarda ve “müsait ortamda” devam ediyor...

Aslında ordunun ve okullarının eğitim sistemi konusundaki tespitleri doğru. Şimdi “dört dörtlük” yapamasa da Atatürk cumhuriyetini, devrimlerini ve milliyetçiliğini korumak kollamak gücü ve bilgisi veren bir sistem.

***

“Eğer TSK eğitim sistemini ve söylemini değiştirmez, kafalara farklı bilgi ve yaklaşım zerk edemezse, darbe düşüncesi tümüyle yok olmaz” diyen Birand özetlemiş, “Subaylarımız, Askeri Okullara ’darbeci’ olarak girmiyorlar. Onlara, gerektiğinde müdahale edebilecekleri fikrini bizler veriyoruz... Okudukları kitaplarla... Komutanlarının yaptıkları konuşmalarla... Sokağa çıktıklarında, sivil yakınlarının söyledikleriyle büyüyorlar.

Bu şekilde yetişen subay da kendini darbeci görmüyor. Müdahalenin kötü veya yanlış bir iş olduğuna inanmıyor. Aksine, Vatanı kurtarmak için harekete geçtiklerine inanıyorlar. Eğitimi boyunca ona hep aynı yükleme yapılıyor:
- Bu vatanın temelini Atatürk attı ve size emanet etti.
- Atatürk ilkelerini (biri yobaz veya ticanilere karşı savaş, diğeri de bölücüleri engellemek) ilelebet sürdürmeli, bu ilkeleri bozmaya kalkanlara karşı çıkmalısınız... Siz birer şövalye ruhlu, vatanını her şeyden üstün sayan birer kahramansınız.
- İç ve dış düşmanlara karşı durmalısınız...
Özetlemek gerekirse, gencecik beyinlere şu mesaj verilir: Osmanlı dönemindeki yobazlar yüzünden koskoca bir imparatorluk bölündü. Atatürk ülkeyi kurtardı ve yeni bir yön verdi. Şimdi geri kalan bu toprakları korumak, bağımsızlığını kollamak sizin görevinizdir.
‘Gerektiğinde Vatanı Kurtarmak’ için müdahale hakkınız ve göreviniz vardır” ...

Evet Birand “TSK’nın kitaplarını, söylemini yani eğitimini temelden değiştirmemiz gerekiyor” diyor. Pekala yerine ne konacak? Türk subaylarına hangi ruh aşılanacak. Herhalde liboşluk... Globalizm ve AB kriterleri!

***

Rahmetli Doğan Aktulga Paşa reformları sayesinde bugün askeri okullarda, Harp Okullarında eğitim düzeyi sivil okullardan hele İmam Hatip Okullarından çok üstün. Öğrenci sadece askeri konularda değil, her alanda eğitim görüyor ve her alanda yükseliyor.

Ama anlaşılan maksat TSK’nın geleneksel ruhunu köreltmek ve bunları da İmam Hatip Okulu yapmak!

Darbelerin asıl anası bu!
 

Yayın Tarihi : 28 Eylül 2012 Cuma 09:42:35


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
K. Mükremin BARUT IP: 78.162.246.xxx Tarih : 29.09.2012 19:41:57

Geçin bunları sayın yazar. Darbeler dönemi kapandı. Üstelik sevmediğiniz sağcı AKP hükümeti öncülüğünde. M. Ali Birand sizden daha çok asker dostu. Onun sakatlığı ile alay etmek ise insanlığa sığmaz. Ama siz her fırsatta onun sakatlığı ile, sakat olduğu için askerlik yapmadığı için alay ediyorsunuz.

Yeri geldiğinde kendisini 1960 faşist askeri darbesinin mağduru olarak gösteren siz sayın yazarın, asker hayranlığı nasıl anlaşılmalı?

Bu olay; Stokholm Sendromunu da geçmiş bir durum. Siz celladınıza sadece aşık değil, tutku düzeyinde bir sevda ile bağlısınız. Artık Yassıada'da ne olduğu siz ve Allah arasında kalmış bir konu olarak biz sıradan insanları hiç ilgilendirmiyor.

Ancak tarihe ciddi bir not düşmek ve Türk haklkına onurlu bir vasiyet bırakmak istiyorsanız, ne olur Yassıada'da mazlum ve günahsız sivil siyasetçileri döven teğmenler arasında Çetin Doğan'ın olup olmadığını lütfen yazınız.

Genç okurlar için ben bir hatırlatma yapayım: 1960 darbe sonrası, halkın oyları ile seçilmiş olan Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'a  Yassıada'da ölünceye (idam edilinceye) kadar eziyet eden, onları darp eden teğmenler vardı. Bunlar 1971 Askeri Muhtırasında üst subay, 1980 darbesinde ise general olmuş idiler. Zulm ettiler. Halka. Gençlere. Siyasilere.

Ne adına? Tıpkı sayın yazar gibi bu ülkenin ve rejmin tek sahibi olduklarını sanmak gibi patalojik bir saplantı adına.

Bu Dünya'da, Silivri'de minimal cezaları aldılar. Şükretsinler. Çünkü öbür Dünya'da  kendilerini Cehennem azabı bekliyor. Saygılarımla.K. Mükremin BARUT