3
Mayıs
2025
Cumartesi
ANASAYFA

"Bu Ampulün Devri Geçti"


Tam, bu yazıma, başlık düşünürken, YENI ŞAFAK, dünkü manşetinde, hem de AKP’nin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler’in sözleriyle başlığı verdi: “Bu ampulün devri geçti”… Sayın Bakan eski ve fakat bugün AKP ambleminde de yer alan “Akkor lambalardan” söz etmiş ama yazıma denk düştü; aslında da, “0 AKP” değişse, TC ve millet kurtulur!

Bütün Türkiye parça, parça, ve ayağa kalkmış; Türkiye’de, hiç bir iktidar, toplumun bütün kesimlerini, sivil toplum örgütlerini, sendikaları, çiftçileri, esnafı ve kadınları, bu kadar sokaklara dökmemiş, bu kadar ağır tepkilere maruz kalmamıştı! Ve bu kadar da, içinden, dışından parçalanmamıştı! Bölücü tehditlere karşı da, bu kadar aciz duruma düşmemişti! Bu Sayın Erdoğan’ın ve yönetiminin büyük becerisi! Başbakan, bilmem, gönül, vicdan rahatlığıyla uyuyabiliyor mu? Fakat en acısı, Osmanlı’nın son dönem,- Damat Ferit dönemi- dışında, Türkiye Devleti, hiç bır zamana yabancılara bu kadar muhtaç olmamış ve onlardan medet ummamıştı!

SON KURŞUN

Bardağı taşıracak – “ampulü” söndüremese de “ışığını” zayıflatacak son olay: “Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisinden , (AKPM) AK Parti'ye yönelik kapatma davasıyla ilgili olarak bildiri yayınlamasını “istemişiz” …Gerçi! AKPM Başkanı Louis Maria de Puig, bildirinin, “Türk parlamenter heyetinin talebi üzerine” hazırlanmakta olduğunu, söylüyor, ama Heyetteki CHP’li ve MHP ‘lı milletvekilleri, böyle bır destek bildirisi istemediklerini söylüyorlarsa ve bu konuda, sadece açıklama istemişlerse bu da en azından yanlış anlaşılmaya müsait! . Ama AKP’liler ve CHP'liler, ısrarla, bu talebin, De Puig’le görüştüğü bilinen tek Türk parlamenter olan AKPM Türk Heyeti Başkanı ve AKP Antalya milletvekili Mevlut Çavuşoğlu tarafından yapıldığını, söylüyorlar. Türk Heyetinin Başkanı Çavuşoğlu inkâr ediyor. Dün gece. SKYTÜIRK’DE Saynur Tezel ‘in ısrarlı soruları karşısında lafları dolandırdı, kıvırdı durdu!

De Puig “Bir girişim başlattık ve 2–3 gün içinde de tüm Parlamenterler Meclisi’ni temsil edeceğini düşündüğüm bir bildiri yayımlayacağız.”diyor!
Netice itibarıyla “Türk Yargısı Avrupalılara şikâyet edilmiş gibi “oluyor! Neresinden bakarsanız, “ayıp” –milli onurumuza, hiç yakışmadı!

Bildiri açıklanır ve AKP bunu kendi lehinde kullanırsa hiç şaşmayın! Çünkü kendi milletini ve yargısını yabancılara şikâyet AKP İktidarı için yeni bır şey değil; .Güneydoğu’ya Barış Gücü de isterlerse veya Osmanlının don döneminde yapıldığı gibi AB den “ uzlaştırma” -Heyet-i Nasıha” (Nasihat Heyeti) isterse de şaşmayın!

YABANCIDAN MEDET YENİ DEĞIL

Ama  talep ve “medet” yeni bir şey değil: Erdoğan bu dava konusunda Cheney’e dert yanmıştı. Dava açılır açılmaz Babacan, alelacele Brüksel’e gidip, Olın Rehn, Barosso ve Lagendjık’e, Başsavcıyı şikâyet etmiş, destek istemişti. Ve bu destek de, hemen ,- dolambaçlı yollardan gelmişti. Son olarak ABD Dışişleri Bakanı Condolleezza Rıce. “Bu sizin içişinizdir” derken AKP’yi kapatmanı yanlış olacağını ima etti ve de 301. Madde –Patrikhane konusunda, açıkça taleplerde bulundu!

BÖYLE DOSTLAR DÜŞMAN BAŞINA

Meğer ne kadar çok dostumuz varmış! Bu kadar çok dost” olunca “düşmanlara “ ne hacet! Şimdi bütün Batı hükümetleri ve medyası, birden, “Kapatma Davasına” odaklandı. Avrupa’da, Amerika’da, herkes, açık kapalı,” kapatmanın” yanlış olacağını söylüyor, yazıyorlar! Acaba bu konu- 301. madde konusu onları, neden bu kadar ilgilendiriyor ve ayağa kaldırıyor? …Demokrasi aşkına mı? Mavi gözlerimiz için mi?

Bu kadar “fartı alâkanın ”- “eniştem beni neden öptü?” sorusu gibi, en azından şüpheyle, fakat asıl korkuyla, karşılanması gerekir!

Cengiz Çandar gibi, İktidar, çanaka ve yalakaları, bu konuda Anayasa Mahkemesine güvenmediklerini ve fakat AB’ye güvendiklerini i söylüyorlar , “Avrupa ne diyecekler”- ekonomi nasıl sarsılacak yabancı yatırımlar duracak telaşı içindeler!

Aslında, vatanseverliklerinden şüphe etmediğim bazı kişiler de, aynı endişelere kapılmışlar. —AB’nin, Türkiye’yi, sonunda, asla, tam üye kabul etmeyeceğini pekiyi bildikleri halde, hala “ bu dualara âmin” demekteler! Şaşıyorum. Meğer şu AB ne kadar füsunkârmış- nasıl, bırakılamayacak bir “bağımlılıkmış”! ***

Yayın Tarihi : 17 Nisan 2008 Perşembe 13:17:13


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
El Salud IP: 88.236.134.xxx Tarih : 19.04.2008 00:40:40

Sayın Kılıç, yaşça bizlerden büyüksünüz. Yakın tarihizde bizim şahit olmadığımız pek çok olaya şahit olduğunu düşünüyorum. Bugün bırakın 2000 yıllık Türk tarihini, yakın tarihimizin önemli zaferlerinden birisi olan Çanakkale savaşının geçtiği Çanakkale boğazının hangi ilimizde olduğunu bilmeyenlerin çoğunlukta olduğu bir kesim, ezberlettirilmiş yorumları ile sizi eleştirmeye kalışırken, ellili yaşların sonlarına yaklaşan, sadece ihtilalleri, muhtıraları, Kıbrıs Savaşını, çalışanların örgütlenmeai sonrasında başlayan işçi hareketlerini görmüş vatandaşlarlarımız bile bugüne nasıl gelindiğine şaşırmakta. Yaşam standartlarının, özgürlük standartlarının daha ilerde olması gerekirken, bugün neden aç olduklarını, kendilerinin veya çoçuklarının işsiz kaldığını ve bir sömürge gibi ekonomik ve politik kararlarının yıllardır yabancılarca dikte ettirildiği anlayamamakta. Türkiye'nin son 60 yılında askeri silah ve ekonomik destekle sınırlı kalan ABD yardımının, bugün yanına AB ülkelerininde eklenmesiyle iç siyasetin yönlendirilmesi ve yüksek yargı kurumlarının pasifize edilmek amacıyla kullanılmak istenmesi, Türk'üm diyen her vatandaşımızın onurunu incitmektedir. Yazılı tarihi gerçekleri değiştirmek mümkün değildir. Ben kimim? Atalarım Kimmiş? Nereden Gelmişler? diye merak edenler, bu sorularının cevabını kolayca bulabilirler. Türkiye'de aceleye getirilen bir çok partili sistemin sonrasında kimler kazanmış, ülkemiz ne kaybetmiş o da görülür. Laik Cumhuriyet için tehdit oluşturduğu için 3 defa kapatılan bir siyasi görüşün 4 defa farklı isimde siyaset yapmasına izin vermenin yanlışlığı, milletimize daha az bedel ödetilerek önceden görülemezmiy di? Kurtuluş savaşı öncesinde olduğu gibi tekrar filizlenen tarikatlar ve onların siyasi uzantıları günümüze kadar gelir. Bizler Atatürk'e ve Cumhuriyete hakaret ettiği için yurtdışına kaçan şu anki siyasal islamı temsil eden partinin eski eskillerini biliyoruz. Bu hainlere hala emekli milletvekili aylığının ödendiğini duymak da en büyük acımız. Yine hazinenin 1 trilyonluk yardımını buharlaştırmaktan dolayı kesinleşmiş cezasını, kendisi için hazırlanan özel infaz kanunu sayesinde evinde koltuğunda oturarak çeken AKP'lilerin ağababalarınıda biliyoruz. Sayın Kılıç size ve kaleminize sağlık ve gerçekleri yazma sabrı dilerim. İnsanımızın algılaması farklı oluyor. Kimi ilk okuduğunda olanları görebilirken, kimisi 3 defa okusa da malesef onun için değişen bir şey olmuyor.


hakem IP: 78.175.236.xxx Tarih : 17.04.2008 15:05:59

Sizin fikirlerinize ancak senin gibi zavalılar inanır.Ampul devri geçti geçsin ama uzun bıyık slogan o ölmez bu bölünmez laflarıyla hiç olmaz bu iş.ülkücüler bu ülkeye zarar veriyor sen hala kalkmış o fosil idolojiyi savunuyorsun sen aydın falan olamazsın ırkçılık aydınlık değil karanlıktır bu ülkeyi aydınlatacak olanlar Deniz Gezmiş ve onun yürekli savunucularıdır.Onları dar ağacına götüren düşünce senin düşencendir.Umarım kent haber yönetimi bu mesajımı yayınlarsınız çünkü bu kişinin hiç bir aydılatıcı ve yapıcı yanı olmamıştır.Tabi eşitlik ilkesini benimsiyorsanız.Selam.


mehmet güneyli IP: 77.72.184.xxx Tarih : 18.04.2008 18:25:29

Ak Parti aydın, özgür, demokrasi isteyen kişilerin yarınların partisi.Artık sıradan partilere mantalitelere geçit yok vesselam.


TEOMAN DEMİR IP: 88.241.197.xxx Tarih : 17.04.2008 13:36:14

SAYIN KILIÇ SİZİN GÜNEŞ KADAR AYDINLIK FİKİRLERİNİZ AMPUL IŞIGINA ALIŞKIN TAKIM TUTAR GİBİ PARTİ TUTAN ÜLKENİN GİDİŞATINI GÖREMEYEN GÖZLERİDE BİR NEBZE AYDINLATIR İNŞALLAH