20
Mayıs
2024
Pazertesi
ANASAYFA

"Dünyadan Bir Nazım Hikmet Geçti-Mi?"


Geçen gece, Ali Kırca, beni, Nazım Hikmet’in 45. Ölüm Yıldönümü konusundaki “Siyaset Meydanı” programına bağlattı… Herhalde, geçmişte Nazım hakkında yazdığım yazılardan dolayı!

Bu, çok güzel düzenlenmiş “Nazım Hikmete, Sözlü şarkılı övgüler gecesinde, benden aykırı bir görüş almak için! Yani sıraları dolduran “eski tüfekler” karşısında ben; çok duygulandım doğrusu!

ÇELİŞKİLER

“Nâzım Hikmet” çelişkili bir konu- Nazım'ın kendisi, kişiliği de çok çelişkili, - Programda söylemeye çalıştım, benim Nazım hakkındaki duygu ve düşüncelerim de çelişkili! Okulda iken rahmetli Ecevit, Nazımın Şiirlerini- kendi deyimimizle , “titrete titrere” okur hayranlıkla dinlerdik –sonra da, ben o zaman da “sağda” –bazı arkadaşlarımız solda, Nazımı, ideolojisini tartışırdık… Ecevit solda değildi o zaman!

NEDEN

Nazım Hikmet’e, neden kızardım? Ben milliyetçi o “enternasyonalci Komünist" olduğu için ve de Komünizmin, komünistlerin- Rusya’nın yayılmacı siyasetine ve memleketimiz üzerindeki emellerine hizmet ettiği için.

İkinci Dünya Savaşından sonraki Soğuk Savaş döneminde Sovyet Rusya aramızdaki "dostluk ve saldırmazlık" antlaşmasını iptal etmiş ve Stalin’in “Bütün Dünyada Komünizm” parolasıyla, Türkiye'yi de, egemenliği altına almak -uydusu yapmak istiyordu. Avrupa’da birçok ülkeleri Komünizm ve Komünistler-yeraltı örgütleri vasıtasıyla “uydu” yaptı… Türkiye’yi “yerli Komünistler” vasıtasıyla ele geçirip, Komünist rejim kurmak, sonra da peyk yapmak Moskova’nın, Stalin’in amacı idi… Kurtuluş Savaşında imzalanan “dostluk ve saldırmazlık antlaşmasını”, hoyratça, iptal etti. Bir taraftan Kars ve Ardahan’ı, Boğazları talep ederken, Türkiye’deki Komünistlerin yeraltı faaliyetleri, Kurtuluş Savaşı döneminde “ Komünist Öncü” Doktor Mustafa Suphi “yoldaşın “ manevi rehberliğinde, devam etti. Nazım Hikmet, bu faaliyetlerde, karizması, şiirleriyle, başrolü oynuyordu. Bahriye Harp Okulu öğrencilerine komünizm aşılamaya çalıştı. Ve Yavuz Gemisinde toplanan Harp Divanı tarafından yargılandı ve hapse mahkûm edildi! ”Eski Tüfekler” bu Mahkemenin, suçlamaların düzmece olduğunu iddia ederler, Nazım’ın suçu sabit olmuştu! Sonra Hapishanelerde çaktıkları başka mesele; şiirlerinde dile getirdiği acılar’ da gerçek…’ Ancak iyi ki , “bir Çingene” Nazımın “boynuna ilmiği geçirmemiş’ ve sonra güzel şiirler yazmaya devam etmiş fakat gene de, Sovyet Rusya'ya hizmet etmeye-devam etmiş. Sovyet Hükümetinin himayesinde ve ödenekleriyle yaşamıştır. Moskova’da Sovyetlerin en büyük ödülleriyle taltif edilmiş, sonunda da, orada gömülmüştür…

Programda Nazımın Sovyet emellerine hizmet ettiğini söylediğim için, tepkiler geldi… Yok, hep Türk olmakla iftihar etmiş (doğru) – Stalin'e karşıymış (o da doğru); ama şiirleriyle radyo konuşmalarıyla, Sovyetlere hizmet ettiğini kimse inkâr edemez. Sovyetler “Kızıl Yıldız “nişanının, en yüksek mertebesini, boşuna vermezlerdi! Eğer Nazımın ve Diğer “Eski Tüfeklerin” istedikleri gerçekleseydi ve “Komünist Türkiye” de, zamanın Orta Avrupa ve Balkan ülkeleri gibi, Sovyet Emperyalizminin uydusu olsa idi – halkımız KGB’ nin hışmına uğrar vatansever aydınlar Gulaglarda çürürdü! Sonra da, Sovyet Rusya çökünce – Türkiye'de Prag ve Budapeşte olayları yaşanır ve Rus tanklarına saldırı sonunda, kurtulurduk, ama neler pahasına? Ve değer miydi? Kimse çıkıp ta, bana bunlar hakikat değil demesin!

KORE’DE

Nazım konusunda benim yaşadığım bir başka acı gerçek var: Nazım Kore Savaşı esnasında, Çinlilere asır düşen Türk askerlerini ziyaret etmiş, onların da akıllarını çelmeye çalışmıştı! Sonra onlardan bir Yüzbaşıdan dinledim: Nazımın şiirlerine hayran olanlar, onun propaganda konuşmalarına ağır tepki göstermişler! O esirler ona ve Çin işkencelerine fire vermediler. Kore’de askerlik yaparken Nazım’ın: Çin uçaklarında atılan, “General Klarkın (Kore savaşında) Amerikan Komutanı) piyade eri Veli oğlu Ahmet’e” hitaben şiiri ellerime düştü: Bakın ne yazmıştı Nazım Hikmet:” Kimi öldürmeğe gidiyorsun Ahmet? Ne hal edeyim? Deme Ahmet,/teslim ol.
Haneni, köyünü, memleketini seviyorsan şu kadercik, gel teslim ol Ahmet
!”

Kore’ye asker göndermek doğru muydu- Güney Kore’ye Komünist Kuzey Kore’ye karşı savunmaya katılmak doğru muydu? Ben, bu saldırının, domino etkisi yapacağına inandığım için gönüllü oldum! Ayrı tartışma konusu! Ancak, ne olursa olsun, kendi askerlerimi, savaşırken, onları, hem de Çinlilere teslim olmaya teşvik etmek doğru muydu?

Son tahlilimde; Nazım hakkındaki çelişkim de şu: Türk olmakla kendi ideolojisi ölçüsünde iftihar eden ve aynı ölçülerde “vatansever”- bu kadar güzel şiirleri, Mustafa Kemal’li, Kurtuluş Savaşımızı destanlaştırmış Nazım nasıl olmuştu da, Sovyet emellerine hizmet etmişti? , “Bu memleket bizim” diye haykıran Nazım nasıl oldu da bu memleketin Sovyet Peyki olmasına razı olacaktı?

Ve neden Moskova’da Sovyet himayesinde, himayesi altında, yaşadı ve neden orada öldü -neden orada gömülü. ,Sovyet Rusya artık yok- Komünist Partisi sadece tabelalarda kaldı… Sovyet tehlikesinin yerini AB-ABD tehlikesi aldı… Nazımın Komünizmi de Moskova’da gömülü. Fakat güzel mısraları bizim- benim gönüllerimizde yaşıyor.

Nazım, asıl şimdi bize lazım! Bütün bunlar değerlendirince, ben inanıyorum ki, her şeye rağmen onun mezarı “bizim memleketimizin " topraklarıdır…

Geçen akşam Siyaset Meydanında, tepkilere karşılık bunları söyleyecektim, ama telefon bağlantısı koptu: İşte şimdi yazdım!

Yayın Tarihi : 9 Haziran 2008 Pazartesi 16:58:07


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
hakem IP: 78.175.228.xxx Tarih : 10.06.2008 13:30:42

Herkes yerini ve hadini bilmeli.Nazım Hikmet bu ülkenin kutsal değeridir.Buna sahip çıkmak zorunda değilsiniz altemur bey,ama karalamaya kesinlikle hakkın yok.O vatan sevdalısı sense sadece faşist düşüncenin ırkçılığın adamı.O kendini bütün dünyada barışa adamış,herkesi sevmiş,ama sen sadece tekir yaylasından öteye gidememişisin.O aydın çağdaş yurtsever,devrimci özgürlükten insanlıktan yana,sen sadece devlet bahçeli,alparslan türkeşin fikirleri dışına çıkamamış ve cesaret edememiş birisin.Onun için herkes değeri kadar anılır.


sinan çiçek IP: 88.251.60.xxx Tarih : 2.09.2008 00:30:13

Bugun dinledigim bir haberde Nazım Hikmet Rusyada ölmemiş öldürülmüştür. Dinledim kadarı'ile bir seyyahımız Yugoslav'yada bir gizide iken şairin 5. eşi olan (ismini hatırlayamadım)bayan seyyaha yaklaşıp öldügü geceyi anlatıp bir defter vermek istemiş okunu ile ilgili seyyahın yanındaki arkadaşı başımız kgb ile başımız belayagirer ustumuzde bulurasalar alma demiş onun etkisi ile defteri alamamış.Meyzu bayagı ayrıntılı anlatı merak edenler için Yavuz Bulent BAKİLER sanınırım anlatan kişi.