30
Mayıs
2024
Perşembe
ANASAYFA

"Güneş" Karardı mı-Karartıldı mı, Yoksa Tutuldu mu?


Kuzey Irak’ta, Ordumuzun yüksek eğitim ve komuta düzey ile ve 27 şehit pahasına sürdürdükten sonra neden sona erdirildi ve askerimiz üslerine çekildiler?

Canım gibi sevdiğim Ordumun, sevgili Komutanlarıyla ters düşmek istemem… Ancak bu duygularım baki kalmak üzere, doğrusu, birçokları gibi, benim de, bu konuda aklımı zorlayan çok şey var.

Genelkurmay Başkanımız Orgeneral Yaşar Büyükanıt, daha çok önce Amerika’da “Bu harekât yapılmalıdır” demişti ve sonunda da yapıldı. PKK kamplarının yok edildiği ve çok sayıda teröristin telef edildiği muhakkak. Bu eşkıya örgütüne gerçekten hak ettiği darbe vurulmuştur ve önemlisi, TSK’nin, Türk Hava Kuvvetlerimin gücü ulaştığı güç düzey dünya âleme gösterilmiştir.

Ama “Harekât” adeta birdenbire ve Hükümetin, haberi bile olmadan, durduruldu? Gerçi Paşa “hükümetin haberi vardı, ama gün ve saat verilmedi ” diyor. Bunda da, haklı, zorunlu “geri çekilme" , stratejik ve taktik bakımından çok güç bir şey ve düşmana sızdırılmamsı ve pusuya imkân verilmemsi gerek!

DALLAR- BUDAKLAR

Genelkurmay Başkanımız “harekât, amaçlarına erişmiş ve önceden planlandığı gibi durdurulmuştur” diyor. Muhakkak öyledir de, ben hep “Sonuna kadar götürülmeli – sorunu kökünden bitirilmeli” diye yazmışımdır. Naçizane kanaatim, eskiden bu gibi operasyonlarda yapıldığı gibi, sınır bölgesinde bir tampon bölge kurulmalıydı. Acaba "atılan taş, kurbağaları", ürkütmekten öte bunca fedakârlığa değdi mi? Bunu ve “çakılmanın” neticelerini çok geçmeden, hep birlikte göreceğiz! Benim, gene naçizane, kâinatım; PKK, çok geçmeden, dönecek ve hem bölgede, hem de kentlerde şenaatin devam edecektir; yolmamış ve çekilmeyi zaaf saymaktadır! Belki bazı dalları budanmıştır ama ağaç kökünden kesilmedikçe zehirli meyveler, çiçekler, üretmeye devam edecektir!

BASKI VAR MI?

Büyükanıt Paşa, “ bu kararı, hiçbir dış ve iç baskı altında yapmadık” diyor. Ben önceki gün yazdım: Türk ordusunun böyle bir konuda, dış baskılara boyun eğeceğine, kesinlikle, inanmam… Ama ya baskı, başta harekât yetkisini vermek durumunda olan, Hükümet yoluyla yapılmışsa?.. İşte orada," mülahazat hanesini" açık bırakmak gerekiyor! Hükümetin bu konudaki sicili bozuk!

ABD gerçekten operasyonlara “mutabakat” vermiş ve güya yardımcı olmuştu; PKK terörünün azması üzerine, PKK’ya terörist demeye mecbur oldu ve ortak mücadeleyi daha fazla savsaklayamayacağını anlamıştı, ama bu yasak savar gibi, TSK harekâtının, zamanını ve kapsamını sınırlı olmasını istiyordu! Devamlı olarak. AB ve bizim teslimiyetçiler gibi, “nihai çözün, silahla, olmaz; barışla olmalı” nakaratıyla, Türkiye’nin bölücülülere ve Büyük Kürdistan’a teslim olmasını isterler!

BİR İHTİMAL

Bir senaryo daha var: Çekilme kararından önce, Ankara’da ve Washington’da yaşanan trafikte, ABD, şunu ileri sürmüş, AKP iktidarını tehdit etmiş olabilir: “TSK Kuzey Irakta kalırsa- Barzani daha da güçlenir- Irak bölünür ve “Büyük Kürdistan" kurulur-sizin için de bizim için de, kötü olur!”

Ben TSK’nin bu tecdide pabuç bırakmayacağından eminim, ama İktidar hususunda, “mülahazat hanesini” açık bırakıyorum! Hükümetin harekâtın yapılmasında hiç gönlü olmadı!

AKSİ TESADÜF

Asıl vahim yanlış Genelkurmay açıklamasının, zamanlaması oldu… Büyükanıt Paşanın,” Bu konuda yani çekilme için iç siyasilerden ve yabancılardan baskı gelmedi,” diyor. İnanırım ki, eğer gelseydi, Paşa, bunu, elinin tersiyle aynen sahiplerine iade ederdi.’

Fakat daha iki gün önce, Robert Gates Hindistan “TSK arttık çekilmeli” diyor- sonra Anakara’da bunu tekrarlıyor, ama anlaşılan yetmiyor ki ABD Başkanı Bush devreye giriyor: daha sert bir dille “emrini” veriyor! Gene daha önce ,“harekât sonuna kadar sürdürülecek” denmiş ve kamuoyuna da, bu intiba verilmişti… Büyükanıt Paşa “tesadüf “ diyor.

Ancak dışarıda ve içerde hemen herkesin aynı zamanda bu çekilmeyi “Bush Emretti - Türkiye itaat etti, çekildi” şeklinde algılanması, “tesadüfse, çok ”aksi bir tesadüf! Ve vahim bir iletişim, halkla ilişkiler hatası! Bu önlenebilirdi ; "Çekilme", gene, birkaç gün sonra değil, ama mesela hafta önce tamamlanır ve böylece pusu ihtimali de olmazı!

Bu zamanlama hatasına karşı Türkiye’de, aynı anda duyulan infial ve ABD ye yansıması Washington’u, öylesine rahatsız etti ki, herkesin gözleri önünde olanlara ve demeçlere rağmen, görüşlere rağmen Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Tom Casey; “Bildiğim kadar Türkiye bu kararı, kendi askeri ve siyasi değerlendirmeleri sonucu aldı… Herhangi eylemimize yanıt olarak değil ” demekle, gerçekleri sıvamak, AKP iktidarını korumak zorunda kaldı! Bizi hakikaten budala mı sanıyorlar!

Bu hata öylesine bir “aksi tesadüf” ki, şimdi Barzani, Talabani DTP, “Türkiye doğru yaptı” diye bayram ediyorlar… Güney Doğuda zafer işaretleriyle “Biji APO” avazeleri yükseliyor! Sesine bakın. Ve dünya medyasındaki başlıklara bakın; en kibarcası “Bush” istedi Türkiye yaptı!

Ve döndük dolaştırıldık getirildik AB kapısına ve Barışçı çözüme : “silahlı operasyon tamam barışçı operasyon ve AB’nin nurlu yollarında devam! Eski deyimiyle “Man, ı zaıl oldu artık memnub dönebilir!

Ben, gene Genelkurmay Başkanını tenzih ediyorum ama netice itibarıyla Türk Ordusunun saygınlığına gölge düşürüldü… Türk Ordusu ülkemiz milletimiz her zaman lazımdı ve bundan sonra da iç düşmanlara- laik uniter devletin düşmanlara bölücülere karşı hep lazım olacak. Bu son sigortanın gevşetilmemesi lazım!

Askerlikte Kaide bir dişe.e vermeden 27 saat beklemek gerekir… Hala bu kararın hatta hatalarım arkasında bizim anlayamadığımız gerekçeler vardır diye düşünüyorum ve bütün bu endişelerin, Yaşar Büyükanıt Paşanın bugün açıklamalarıyla izale edileceğine inanıyorum!***

Yayın Tarihi : 2 Mart 2008 Pazar 19:26:28


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Mehmet Tezel IP: 78.179.189.xxx Tarih : 2.03.2008 20:42:54

ABD Savunma Bakanı Robert Gates'in sınır ötesi harekatın en sıcak anında bir emrivaki ile Ankara'ya gelerek gerek askerlerle gerekse de siyasi otorite ile yaptığı görüşmeler sonrasındaki basın açıklamalarında harekatın biran önce bitirilmesini istemesi. Hatta gazetecilere "4 defa söyledim umarım anlamışlardır." diyecek kadar küstahlaşması, diplomatik nezaketi zorlayan davranışlardı. Gerek Gates'in gerekse de Bush'un muhatabı siyasi otorite olduğuna göre, güç şartlarda başlatılan, verilen şehitlere rağmen kararlılıkla sürdürülen bir harekatın ansızın sonlandırılmasının arkasında tutarsız AKP siyasilerini aramamız gerekir. Netice olarak TSK'den "Biz Başbakanı ve Milli Savunma Bakanını falan tanımayız. Bu harekatı PKK'yı bitirinceye kadar sürdüreceğiz." demelerini bekleyemeyiz. Devlet geleneğimizde ordumuz, siyasi iradenin tercihleri doğrultusunda vatanını savunmak ve yeri geldiğinde şehit olmak zorunda. Onlar fırsat bu fırsat deyip anayasa değişikliklerini onaylaya dursunlar, emeklilik imkanlarını daha da iyileştire dursunlar.