2
Mayıs
2025
Cuma
ANASAYFA

25. Kürt İsyanı İlan Edildi!

Eşkıya ile pazarlık yapıldığı iddiaları tartışılırken bölücüler, “BÜYÜK KÜRDİSTAN” ve bunu gerçekleştirmek için, 25. Kürt İsyanını ilan ettiler!

Pazarlıklar yapıldığını iddia edenler şerefsizdir” diyen Başbakan Erdoğan gerçekler karşısında, kıvırdı; Şimdi o da, Cumhurbaşkanı gibi, gerekçeleri ileri sürerek;“Siyasi iktidar olarak hiçbir zaman terör örgütü ve temsilcileriyle asla masaya oturup görüşme yapmayız. Devlet (çözüm aramak için) bazı şekillerde, kurumlarıyla bazı temaslar yapar. Mesela istihbarat kurumlarıyla yapar, onların görevi zaten budur” diyor.

Çevir kazı yanmasın! Kimse “masaya oturuldu” demedi… AKP iktidarı “doğrudan temas etmedi” demedi… Doğrudur: Bu temasları yapmak, bir yerde, istihbarat örgütlerinin görevidir de, bu neden daha önce söylenmedi? Ortada bir gerçek var; şöyle veya böyle bu temaslar yapılmış… İstihbarat örgütleri, kimin emrinde? Erdogan bu temaslardan haberdar değil mi?… Maksat sadece APO’dan ve Kandil’den bilgi almak mı? Yoksa en hafif tabiriyle, uzlaşma için zemin yoklamak mı? Terör örgütüyle “Pazarlık ve Uzlaşma”, kan dökülmesini durdurmak için olsa bile, onurlu bir hükümete yaraşır mı? Hele şu “Referandum zemininde” böyle temasların ve olası uzlaşmanın, ”EVET” getirisi için olduğu anlaşılmaz mı? ”Şerefiz ve alçak” olan kim şimdi?

Bir pazarlık söz konusuysa, Bölücülük Harekâtında yönetimi ele geçiren, “genişletilmiş” Demokratik Toplum Konseyi eş başkanı Ahmet (neden-nasıl) Türk, Güneydoğu’da AKP ambalajına evet dedirtmek için şartlarını ortaya koydu:”Öcalan çözüm sürecinde rol oynasın… Yeni bir demokratik Anayasa hazırlansın…Kürt tutuklular serbest bırakılsın. Yüzde 10 seçim barajı kaldırılsın.
Terörle mücadele yasası değişsin
”…

Baş şart, APO’nun affedilmesi ve baş müzakereci kabul edilmesi. Hatta APO’ya af vaat edildiği söyleniyor… İlke hususunda, zımni bir anlaşma olduğu belli de şimdi şartlar üzerinde pazarlık yapılmakta… Doğrudan olmasa da “kurumlar aracılığıyla”! Bu temaslar yapılırken iktidarın bilgisi içinde bazı vaatlerde bulunulduğunu, tahmin etmek yanlış mı olur?

Bölücülerin “Ilımlı” Lideri Ahmet efendi şartlarını ortaya koydu… “Tek analarımızın nikâhını istemediği kaldı” diyecektik ama adam bunu da, açıkça istiyor! Demirtaş ve Baydemir, Demokratik Özerklik bayrağını dalgalandıklarken, Ahmet bunların üzerine tüy dikti…“Özerk Kürdistan’ı” yani “Büyük Kürdistan” devletini ilan etti “Bu birlikte yaşama projesidir” diyor… Hayır, bu, Türk topraklarından parça koparak ,"Büyük Kürdistan’ı" gerçekleştirmek için başkaldırıdır! 25.Kürt isyanıdır… Öyle algılanmalıdır! Bu isyana karşı yapılacak şey, “Neden Olmasın” diye tartışmaya açmak değil, “tenkil ve tediptir”…Tabii Atatürk’ün kurduğu üniter, ulus devletin, ilelebet yaşaması isteniyorsa… Kürtlerin “Haklarını”, Türklerin “haklarından”, Kürdistan'ın “geleceğini” Türkiye’nin geleceğinden daha hayati ve önemli biliyorsak!

Bu “başkaldırı”, Erdogan ve iktidarının ateşle imtihanı olacak; Pazarlık olmayan “pazarlık sürecinde” bu isyanın üzerine, sadece lafla değil, bir politikacı olarak değil, Devlet adamı olarak gider, gerekeni, Mustafa Kemal ve İsmet Paşa gibi yaparsa, Güneydoğu’dan “EVET” almaz, ama Türk halkının övgüsünü kazanır!

Farz-ı mahal, daha doğrusu, “farz-ı muhal”, diyelim ki “Özerk Kürdistan” - “Büyük Kürdistan” bayrağı ve de ordusuyla, Türkiye Topraklarında, kuruldu. … Türkiye’nin her tarafında “işleri - aşları” olan, Türkiye’den ayrılmak istemeyecek, binlerce Kürt vatandaşımız var! Onlar ne olacak?

Kürdistan"a, tatile, yakınlarını görmeye, pasaportla mı gidecek ve sonra vize alarak mı dönecekler? Çifte vatandaşlıklı mı, olacaklar? Bu ülkede engellenmeden para kazanan Kürt kökenli iş adamları, Boğazdaki, yalılarını bırakacaklar mı? Yoksa Musa Anter’in dediği gibi, bütün Türkiye de, “Kürdistan mı olacak?… Neden olmasın?

Kürt kökenli vatandaşlarla yıllardır beraber yaşadık – savaştık umutlarda, iyi günlerde, felaketlerde beraber olduk… Biri birimize, yanlışlar da yaptık… Her ne olmuşsa olmuş, Kürtlerle de et tırnak gibiyiz. Soylarında çeşitli kökler olan Türkleri, nasıl, nerelerinden, böleceksiniz? Tırnağı etten nasıl ayıracaksınız? Lazlardan, Çerkezlerden, Arnavutlardan vb. da kopmamız mümkün olmadığı gibi, Kürt kardeşlerimizden de, kopmamız mümkün değil…

İşte, şimdi kanlar, “tırnağı” etten koparmak için akıtılıyor! Kanı durdurmak için tek çare “Özerk Kürdistan” filan değil: “Ne Mutlu ki, Türküm” demek!***
 

Yayın Tarihi : 25 Ağustos 2010 Çarşamba 00:12:16


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Ramazan Oğlu Bayram IP: 88.231.78.xxx Tarih : 25.08.2010 00:43:21

Sayın Altemur Kılıç Bey; Çok uzun yıllardan beri süregelen bugünkü gelişmeler "25. Kürt İsyanı" değil, kendi çıkarları doğrultusunda bir nebze "evet" çıkartabilmek için, MALUM YÖNETİCİLERİN, RTE MARKASI ADI ALTINDA pekaka İLE İŞBİRLİĞİNİN "BİRİNCİ HAREKÂTIDIR !"  Allah bu musibetlerin cezasını - milletin hayırlarıyla - verecek ve bizlere "ikincisini" göstermeyecektir ! (Amin !)


Gönül Aydemir IP: 78.183.230.xxx Tarih : 25.08.2010 11:59:25

Üç beş kişi sokağa egemen olsa da,halkın en büyük sorunu ekmek,iş,aş,sosyal güvence.İpi kimin elinde olduğu belli olmayan adamların tuzu kuru,yan gelip yatıyor,isyan ediyor,adam öldürüyor.Bütün ana babalar ,oğulları kızları akşam eve gelsin,ekmek getirsin,sevinç getirsin,düğün yapsın,gelin getirsin,damat getirsin, torunları olsun,uyusun büyüsün istiyor.