17
Mayıs
2024
Cuma
ANASAYFA

AB Yatak Odalarına da Girecek!

Biri beni , Pasifik’teki bir adada, savaşın bittiğinden haberi olmayan ve ,hala direnmeye devam eden , adaya gelen turistlere ateş açan Japon askerlerine benzetmiş ;, “artık senin yapacağın bir şey kalmadı, çekil git!” diyor! . Kendisine cevap verdim ; “Yanılıyorsun…Savaş asıl şimdi başladı- düşmanlar da aynı” diye…

Tabii ben “çekilip gitmeyeceğim” ve milli çıkarlar bildiğim ilkeler uğruna ,iç ve düşmanlarına karşı, ölene kadar direnmekte devam edeceğim . Bu mücadelemde ,beni destekleyen yüzlerce okuyucumdan güç alıyorum.

Şu sırada, geçmişte , yabancıların işgali ve içerdekilerin gaflet ve ihaneti karşısında insanlarımızın neler hissettiklerini çok iyi anlıyorum. Ama gene bazılarınım çaresizliğe kapılmayı mücadeleye nasıl devam ettiklerini ve bağımsızlık mücadelesini kazandıklarını da hatırlıyorum “Bağımsızlık benim karakterimdir” diyen Mustafa Kemal başta, Lozan da, “Bağımsızlık,…Bağımsızlık” diye ısrar eden ve Lord Curzon’u , diğer yabancı delegeleri “usandıran “ İsmet Paşa’nın , tünelin ucunda hiç ışık görmedikleri halde , Mustafa Kemal’e katılanların hatıralarından da ilham ve güç alıyorum.

 
Bana güç veren yüzlerce okuyucuma karşın, beni Japon askerine benzeten münasebetsiz gibiler de var. Bir tanesi “Devir değişti. Atatürk’ün Nutuk’undaki şartlara benzer şartlar yok artık” diyor ve çok yanılıyor Önce onur ve haysiyetin de artık geçerli olmadığına inandığı için! .


BÜYÜK NUTUK

Genel Kurmay Başkanımız Orgeneral Hilmi Özkök 30 Ağustos vesilesiyle “ Atatürk’ün yeni bir Türk Devleti ve ulusu yaratması ve Cumhuriyeti ,1789’daki Fransız “ Devrimi “kadar önemli bir olaydır” dedi- ve bugün de sorunlarla karşılaşıldığında,karamsarlığa ve umusuzluğa kapılmak yerine Mustafa Kemal’in , 1927 yılında CHP Kurultayında 7 gün, 36.5 saat süren konuşması olan ” Nutuk” unu okumalarını ve oradan ders almalarını tavsiye etti.


Genelkurmay Başkanımız çok haklı ; gerçekten, en Türk Ordusunun büyük zaferle yolu açılan Devrimler ve Cumhuriyet, dünyada bir çığır açan 1789 Devrimi kadar önemlidir ve Türkiye’de milliyetçiliği ve milli,laik üniter Devleti yerleştirmiştir ve “Büyük” Nutuk da ; Türk tarihinin , bu, en önemli olaylarının ,Kurtuluş Savaşının, Müdafaa-i Milliye Hareketinin ,belgeleri ile, kapsamlı bir anlatımıdır.; bizim için de, kutsal bir referans kitabıdır.

DÜN – BUGÜN

Bugün, Mustafa Kemal’in “Nutuk”’unun başlangıcında tablosunu çizdiği “Umumi Vaziyet”le bugünkü “durum” arasında çok bezerlikler ,paralellikler var. Gerçi , bugün ülkemiz fiili işgal altında değil, kaleleri ve tersaneleri zapt edilmemiş, ,orduları dağıtılmamış , silahları elinden alınmamış ama ,umutsuzluğa kapılıp ,milletin gücüne güvenmeyenler, kendi ayak seslerimizden korkanlar, , çözümleri Mustafa Kemal’in bütün tavsiyeleri hilafına , yabancıların kriterlerinde arıyorlar, , yabancı devletlerin himayesine girmek istiyorlar. .


Bütün bunlar – NUTUK’ ta sözü edilen AB Mandası taraftarlarını , işbirlikçi İktidarları , İngiliz Rahibi Frew’un , Kürt Teali Cemiyetinin fesatlarını, Türkiye’yi ,Sevr ile, parçalamak çabalarını- , medyadaki yalakalar da Mütareke Basınını ,mütareke basınını, Karen Fogg’u ve şebekesini çağrıştırıyor. “Nutuk” artık geçerli olamaz diyen o kişi ve kişiler çok yanılıyorlar; Bütün bu “ahval ve şerait” dahilinde asıl çözümler , Atatürk’te,Mustafa Kemal’in Büyük Nutuk’unda…

KIRILGAN DÖNEMEÇ

Ne kadar kırılgan bir dönemde ve “dönemeçte” olduğumuz , Yüksek Komiser-Baş Müfettiş Verhaugen’in ziyareti, temasları ve söyledikleriyle ortaya çıktı. Bizatihi, bu teftiş ziyareti, Mustafa Kemal’in çağdaş uygarlık düzeyine çıkılması hedefini gösterirken - bunun ,”yabancıkların planları ve direktiflerine - ve tabii kendi maksatlarına göre - yapılmamsı gerektiği sözlerini hatırlatıyor. CHP Genel Başkanı n Baykal ve diğerleri , AB, Atatürk’ün de r gösterdiği hedeftir derlerken , herhalde , bu hedefe AB’nin ,yabancıların kriterlerine ve Verhaugen gibilerin teftişlerine göre varılmasını onaylamıyorlardır… “AB’ne taraftarız” amentüsünü tekrarlarken,–asıl Mustafa Kemal’in sözlerini hatırlamalı ve hatırlatmalıdırlar! .


VERHAUGEN’İN TASALARI

Verhaugen, 6 Ekim’de , AB Komisyonuna vereceği, İlerleme Raporu hususundaki problemleri sıraladı ; Uygulamaların tamam olmaması, bu arada işkencenin devam ettiği, Kıbrıs ! Bu raporunda özellikle ekalliyet temsilcileriyle halvet olduktan sonra, Ruhban Okulu vb. konulara ve TSK’nin “ etkisinin “ de ,yer alacağından em.n olabilirsiniz. Şimdi bunlara, şaka mı, yoksa “zamanlama hatası” sonucu mu, bir de, “Zina “ katıldı.


Bu konu AKP İktidarının ,çağdaşlık konusundaki “Aşil’in Topuğunu”, zayıf tarafını , ortaya çıkardığı gibi , aynı zamanda da, AB’nin de ,münasebetsiz müdahalelerini gösterdi.
Bunları şar yazarken,- yanlış anlaşılmamak için çok dikkatli olmalıyım. Ben , zinanın suç sayılmasına ve hapisle cezalandırılmasına karşıyım. Çünkü çağdaşlıkta böyle bir suç olamaz. Zina, kişisel bir zaaf ve kusurdur ve boşanma sebebi olabilir. Fakat, Devletin yatak odalarına girmesi yanlış ise , Avrupa Birliğinin yatak odalarını teftiş etmesi de o derece yanlış hatta vahimdir. Bu gibi ahlaki ve sosyal konularda , her ülke kendi kriterlerini, ancak kendi bünyeleri içinde ve kendi sosyal şartlarına, geleneklerine ve değer ölçülerine göre edebilirler.. AB direktifleriyle değil.


Aksi takdirde , AB’nin yatak odalarımıza , donlarımızın ölçülerine kadar , her hususa müdahale edip , teftişe tabi tutmalarını da kabullenmeliyiz? Buna razı mıyız? Bakın, eşcinsellik de e böylesine bir konu. Amerika’da ve birçok Batı ülkelerinde eşcinseller ortalıkta ve sarmaş dolaş- dudak dudağa öpüşüyorlar. Türk toplumu bunları hazmedebilir mi? Ama , sıkı durun ve bekleyin; yakında AB de bu sapıklığın ve aynı cinsten olanların ,evlenmelerin de meşru sayılmasını AB’nin kriter olarak dayatılmasının da , eli kulağındadır!


Zina konusu ve Verhaugen’ın de bu konuyu problem veya kriter haline getirmesi , siyasi bağımsızlığımız konusunda olduğu gibi , sosyal ve ahlaki konularda da artık kendi değerlerimize göre, “bağımsızlık” iddia edemeyeceğimizin bir göstergesidir. Egemenlik uçkurunu, bir kere çözerseniz, tecavüzleri önleyemezsiniz!


TÜRKMENLERE SOYKIRIMI

 Kendi çıkarları için , Kuzey Irak’ta Kürt Devletine sıcak bakan ABD , oradaki Türk,-Türkmen varlığını yok etmek istiyor. Telafer’deki acımasız hareketin nedeni de bu! İşin acı tarafı TC ,şimdiye kadar Türkmenler konusunda duyarlı olmamış ve hatta Dışişleri Bakanı Abdullah Gül bır aralık, “Türkmenler Kuzey Irak’taki etnik guruplardan biri” diyebilmişti Yok mudur Türkmen kardeşlerimize sahip çıkacak ?

Gene TSK göreve!

Yayın Tarihi : 12 Eylül 2004 Pazar 17:26:58


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?