19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Abdi ve Ağca

Bayram tatilime bir gün ara vermek mecburiyetindeyim; Mehmet Ali Ağca, bugün serbest kalacakmış! Ağca’nın böyle “kurtarılmasını”, benim vicdanım kabul etmiyor; çünkü soğukkanlılıkla, evinin köşesinde, öldürdüğü Abdi Ipekçi, can dostumdu.. Bu konuda yazmaya mecburum!

Bu nasıl hukuktur, nasıl adalettir? Doğrusu, anlayamadım; tartışmasını hukuk uzmanlarına ve yetkililerin ve böyle “af”lara vesile olanların, vicdanlarına bırakıyorum. Ancak, aylarca tutuklu kalmış bir insan olarak bunun acısını bilsem de Ağca’nın bu kadar ucuz kurtulmasını vicdanım kabul etmiyor!

Mehmet Ali Ağca – karanlık bir adam; meczup mu? Kimin tetikçisi ? Ben O’nun ülkücülükle ilgisi olmadığından eminim. Rahmetli Türkeş böyle bir irtibatı hep kesinlikle ret etmiştir. Papa suikastından sonra, O’nu ve cinayetini, hemen “Bozkurtlara" bağlamak gayretlerine karşı, o zaman görevli olduğum New York’ta bir televizyonunda, cevap vermiştim. Nitekim Amerika’da sonra yayınlanan kitaplarda Ağca’nın Bulgar Gizli örgütü ve KGB tarafından kullanıldığı ileri sürüldü. Herhalde Papa olayı da, Abdi Ipekçi’yi öldürmesi de, o dönemde, dünyayı ve ülkemizi karıştırmak için düzenlenen komplolardan biri idi.. Şimdi çok muhtemeldir ki Ağca, eğer keçileri kaçırmamışsa veya meczup rolüne devam da etse, gerçekleri büyük paralar mukabilinde açıklar!

ABDİ VE BEN
Evet, Abdi İpekçi'nin benim hayatımda özel bır yeri var - o solcu –ben sağcı ama gene de benim can dostumdu. MİLLİYET gazetesinde Genel Yayın Müdürü olmasına ben vesile olmuş, aracılık etmiştim. Hem dürüst ve vatansever bir solcu hem de çok yetenekli bir gazeteci olduğuna inanırdım. O da benım düşüncelerimi tasvip etmese bile bana güvenirdi. Yassıada’dan çıktıktan sonra bana dost ve yardım elini uzatanlar arasında, Özcan Ergüder, Orhan Birgit, Ercüment Karacan gibi  o vardı… O’nunla ve rahmetli Turan Aytul’la birlikte GÜN adlı tabloıd gazeteyı çıkarmıştık.

Abdi ve Sibel Amerika'ya eğitime gönderdikleri oğulları Sedat’ı orada bana emanet ettiler ve veliliğini bana verdiler. Babasının ölümünü okulda Sedat’a vermek acı görevi bana düştü...
Kızı, sevgili Nükhet İpekçi, “Eğer yaşamış olsaydı babam Ağca'yı bağışlardı” diyor…Doğrudur; Abdi öylesine bır insandı, ama ben de Sibel ve Nükhet gibi Ağca’yı bağışlayamıyorum… Bağışlayamam için bir sebep daha var; Ağca Nükhet’in dediği gibi Papa’ya karşı teşebbüsü ıle dünya kamuoyunda “Katil” ve “Türk” sözlerini çağrıştırmıştır...…Benim, New York’ta rahmetli Coşkun Kırca ile yemek yerken koruma polisimizin suikast teşebbüsünü haber vermesi üzerine “İster misin bu işi yapan Türk çıkmasın?” deyivermiştim… içime doğmuş!

Yayın Tarihi : 12 Ocak 2006 Perşembe 12:17:17


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
MEHMET ŞAMİL IP: 85.97.165.xxx Tarih : 14.01.2006 09:41:37
yorum yayınlama koşullarınız çok ilginç. hadi işinize gelmedi yayınlamadınız, ama yorumu değiştirme yetkisini neden alıyorsunuz. bari tüm yorumları siz yapın..daha kolya olmaz mı? haberin yorumuna gelince: Ben bu Altemur Kılıç adlı herihi hiç bir zaman sevmedim.Niçin mi? Sağcı kılığına bürünmüş solcu olduğu için. Bu benim solcuları sevmediğim şeklinde anlaşılmasın. Tşk.