Açık Sürek Avı Zamanı

Üç eski Kuvvet Komutanı, Orgeneral Aytaç Yalman, Orgeneral İbrahim Fırtına ve Oramiral Özden Örnek, Ergenekon Savcıları tarafından “on saat” sorgulandılar… Ve “şimdilik”, serbest bırakıldılar!

Bir Hukuk devletinde, hiç kimsenin, dokunulmazlığı olmamak gerekir! Ama altını çizelim; “hiç kimsenin ”!

"Mâlum" yandaşlar- yalakalar, şimdi bayram ediyorlar: Hasan Cemal, “Duvar yıkılıyor” diyor… Mümtaz Türköne, “TSK, illegal suç örgütü” diyor… Bayramoğlu “Bu bir milattır”- “başlangıçtır” diyor… Yani arkası gelecek: Genelkurmay Başkanına kadar yolu var!

SÜREK AVI

Açık avlanma mevsimi, Türk Ordusuna karşı, sürek ( süreç) avı başladı… Borular ötüyor, av köpekleri, yeni avlar peşinde! Köpekler her yeni şikârların-avların - kokusunu aldıkça, borular ötüyor ve mahşerin süvarileri, “avcılar”, dörtnala!

Sorgulama olayı, bir hukukun, yasal, normal gereği olsaydı söyleyecek bir şey olmazdı. Ama aslında iş öyle değil…

Ordunun en küçük rütbeli mensubu, sanık olunca, yargılanınca, benim içim cız eder ve aklanmasını isterim… Bu duygusallık. Ancak “Komutanlar” konusunda, durum duygusallıktan öte: Bu bir sürek avı- Öteden beri. Türk Ordusuna karşı sürdürülen “asimetrik” savaşın son perdesi. Nihai amaç Türk Ordusunu, bugünkü anlamı ve gücüyle parçalatmak! Türk Ordusundan korkuyorlar! Dış düşmanlar karşılarındaki en büyük savunma gücü oldugu için- içerdekiler ise, Atatürk’ün, laik ve üniter ulus devleti Cumhuriyetini muhafaza ve müdafaaya ant içmiş, irticaya ve bölücülüğe karşı eylemlerin karşısında, en büyük engeli teşkil ettiği için!

Bu Ordunun yerine, nasıl bir Ordu istedikleri de malûm! Şeriat ordusu-Hilafet ordusu - ve bunlarla, nasıl telif edilebilecekse “Avrupa Birliği Ordusu”…Ve de ABD çıkarları için ateşe sürülecek bir ordu!

ASİMETRİ

Yüksek Askeri Şura toplantısında, Orgeneral Başbuğ TSK’ne karşı asimetrik bir savaş açıldığını söylemiş… CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, bu savaşın tam adını koydu ve komutanlarını işaret etti:“AKP Hükümeti TSK'ne karşı yürütülen bu “asimetrik psikolojik savaşın” bir parçasıdır. Böyle bir kampanya iktidarın himayesi olmadan hiçbir şekilde götürülemez. Bunu düşünmek safdilliğin ötesinde aptallıktır”. Aynen öyle!

MÂLUMDAN MALUM

Erdoğan’ın AKP’nin, ordudan rahatsız oldukları öteden beri “mâlûmdan malum”! Kontrol edemedikleri güç, kendileri için güç değil, zaaf… Böyle bir Ordu olmasaydı, “kendi Türkiyeleri” ne ala memleket olacaktı! Varken bile, bu hallere geldi, artık olmasa siz bakın olacaklara!

DELİLLER

Türk Ordusuna karşı açık savaşın AKP tarafından sürdürüldüğüne, delil mi istersiniz; emirlerindeki yandaş medyanın manşetlerine – yalakalarının yazdıklarına bakın… Ve hele şu sırada, “Komutanlar sorgulandı- bir tabu yıkıldı” diye zafer naraları atan yalakaların yazdıklarına bakın… Ve tabi bunlarla ortak cemaat organlarına ve kalemşorlarının yazdıklarına bakın!

Bazı yazarlar doğruları yazıyorlar diye öfke saçan, mangalda kül bırakmayan Başbakan Erdoğan emrindeki –uçağındaki adamlarına hiç söz ediyor ve kendi ordusuna karşı yapılan bu hayâsız hücumları, yalancıktan da olsa –kınıyor mu?

Evet. Ordumuza karşı açık sürek avı devam ediyor, ama ne zamana kadar? … Türk milletinin bir geleneği vardır… Susarlar susarlar da, sonra “çıldırırlar” ! Tavsiye ederim sabırlarımızı taşırmasınlar. Türk milletinin değerleriyle fazla oynamasınlar; ellerinde patlar! Ava çıkan avlanır. Sonunda “Av sofrasına” kimin oturacağı da belli olmaz!

VE AÇILIM

Erdoğan, önceki gün gene kükredi etrafa öfke saçtı ve adı, nasıl değiştirilse değiştirilsin, “Kürt açılımının” devam edeceğini söyledi… Bu “açılımın” şimdi ne hallerde oldugu sokaklardan belli – APO’nun “odasının” ebadından belli…

DTP’li Emine Ayna sevinçten dört köşe –daha doğrusu yusyuvarlak– kıkır kıkır gülüyor: “açılım bitti - bitti işte” diye…

Hangisine inanmalı? Söyleyene mi, yoksa “söyletenlere” mi?***