19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Açılım mı, Saçılım mı?

Önceki gün; 10 Kasım 2009, Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihinde önemli “altı çizilecek” bir gündü! Türkiye’nin, sadece bölücüler tarafından değil, mevcut iktidar tarafından nasıl bölünmekte olduğunu Gazi Mustafa Kemal’in ölümünün 71. yıl dönümünde hem TBMM’de hem de yurt sathında yaşadık!

AKP’nin Kültür Bakanı Meclis bahçesinde medyaya “Atatürk’ü yas tutarak anmak değil, anlamak lazım” buyurdu! “Gardırop Atatürkçülüğünden” söz etti...

Aslında AKP, Atatürk’ü ne kadar anladığını “açılımı” O’nun ölümünün yıl dönümüne rastlatmakla gösterdi... AKP sözcüleri bu duyarsızlığın izahını, mazeretini, O’nun ölümsüz sözlerini “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” ifadesini kullanarak, eşi görülmemiş bir riyakârlık ve demagojiyle sergilediler... Atatürk’ü hiç anlayamamışlardı, anlayamazlardı da!

Önceki gün, Atatürk için “yas tutmakla, yaşadı diye mutlu olmanın” sarmal olduğu bir gündü! Evet; “Gardırop Atatürkçülüğü”; Atatürk’ün kıyafet devrimi, “çarşaflara, sarıklara, türbanlara” karşı “gardırop devrimi” idi. Ve bu devrimlere, Atatürkçülüğe karşı olan gaflet ve ihanet sahiplerinin, bölücülerle sarmal olduklarının, “Açılım” vesilesiyle bir defa daha anlaşıldığı bir gündü!..

DERS ALIRLAR MI?

TBMM önünde ve vatan sathında, açılım karşıtı gösterilerin, Anıtkabir’in, Dolmabahçe’deki ölüm yatağının önünden ağlayarak, geçen binlerce insanın gözyaşlarıyla sulanan, “Açılıma” karşı tepkilerinin hiç mi kıymeti, anlamı yok! İktidar “açılımını” “saçılımını” sürdürürken, bu manzaralardan hiç ibret, ders almayacak mı?

O gün, ülkenin altındaki fay hattının çatırdadığı bir gündü... Mukadder depremin altında, sadece iktidar kalsa neyse de, olan ülkeye, millete oluyor!

İLK ADIM

İçişleri Bakanı ve “Açılım Koordinatörü” Beşir Atalay, TBMM’nin tarihi, olaylı oturumunda, “açılımın” ana hatlarını anlattı.

Hiç bir illegal oluşumu muhatap almadıklarını, Demokratik Açılım’ın devletin üniter yapısını, birlik ve bütünlüğünü bozacak hiçbir unsur ihtiva etmediğini, bir “Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi” olduğunu söyledi... Nasıl bir “Birlik Projesı” olacağı, Diyarbakır ve Habur’daki APO / PKK gösterilerinden ve PKK’lı teröristlerin, devlet tarafından özen ve özenlikle nasıl karşılandıklarından belli olmuştu... Bakalım nasıl bir “Milli Birlik” ve “Kardeşlik” olacak? Düşman “kardeşlerimiz”silahlarını gerçekten bırakacaklar mı?

Bugün de Başbakan ayrıntılarını açıklayacak… Ve bu gün de , herhalde önemli ve hadiseli bir gün olacak…Bir “kader günü” olacak! ” .

AÇILIM TORBADA

Anlayabildiğim kadar, bu “açılım” gene Bakanın deyimiyle, bir “torba” olacakmış! Literatürümüze bir de “torba girecek”. Ağızları torba değil ki büzesin... Bu “torbada”, herhalde, Anayasa değişiklikleri ve açıkça olmasa da, diğer maddelerin değiştirilmesi ve bazı yeni maddelerın eklenmesiyle, fiiliyatta, Anayasanın “değiştirilemez, değiştirilmesi teklif bile edilemez” maddelerinin de “değiştirilmesi” var... Göreceğiz; AKP’de “oyun” çok!

Bu “torbada” güya “pişmanlık gösterecek” PKK’lıarın “rehabilite” edilmeleri, topluma “kazandırılmaları” için açılacak “okullara” gönderilmeleri var... Bu fiiliyatta nasıl olacak ve ne kadar zaman alacak? Ögretmenler kim olacak? Evet “torbada” her şey var, ama “Ne Mutlu Türküm Diyene” yok! Topluma, güya kazandırılacak teröristler, hep bir ağızdan ve içtenlikle “Ne mutlu ki Türküm” diyecekler mi? Yoksa ortak resmi dil olacak Kürtçe, ne diyecekler?

MUTLU BİR GECE

Yaşadığımız Alanya’da, “Atatürkçü Düşünce Derneğinin” Atatürk’ü Anma Törenine katıldık... Eşimle birlikte Ata’nın yanında bulunmak, O’nu görmek talihliliğimizden dolayı, anılarımızı gençlere anlatmaya çalıştık... Ama, onlara anlattıklarımızdan ziyade, gençlerin Atatürk’e bağlılıklarını, içtenlikle göstermeleri, daha anlamlıydı!

Bazen, “acaba Atatürk sevgisi ve düşünceleri, sözde aydınlar, bazı profesörler ve yalakalar tarafından gençlere unutturuluyor mu” diye, bedbinliğe düşerim... O gün ülkedeki manzaraları ve o gece, o toplantıdaki heyecanı görünce umutlarım arttı.

Atatürk ileriyi ve bugün olanları görmüş ve söylemiş... Mustafa Kemal bir şey daha söylemişti; “Türk milleti zekidir” demişti. Türk Milletinin ve gençlerin, oynanan oyunları görecek ve bozacak kadar “zeki” olduğu da, anlaşıldı... T.C. gençlere emanet edilecek ve onlar, sırası geldiğinde, gereğini muhakkak yapacaklar... O gece, 10 Kasım gecesi Atatürk’ün yasını tutarken huzurlu uyuduk!***

 

Yayın Tarihi : 12 Kasım 2009 Perşembe 11:28:52


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?