1
Mayıs
2025
Perşembe
ANASAYFA

“Açmazın” Sorumlusu, Sorunlu Kim?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan “Ulusa Seslenişinde”, “Türkiye’nin üniter yapısı üzerinde spekülasyona izin vermeyeceklerini, tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet anlayışı içinde süreci yürüteceklerini” açıkladı.

Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un mesajından hemen sonra da, ”Türkiye’nin üniter yapısı üzerinde spekülasyona izin vermeyeceklerini, tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet anlayışı içinde süreci yürüteceklerini” söylemişti. Orgeneral Başbuğ, Dumlupınar’da, şehitlikte, omuz omuza çarpışıp, toprağa, birlikte düşenlerin mezarları başında, “İşte biz buyuz!” dedi! Gerçek olan da bu!.. Cumhurbaşkanı, Başbakan Genelkurmay Başkanı bu gerçekte, şimdi birleşiyorlar… Öyleyse, “açılımla” gelen sert tartışmaların – bölünmenin, “ayrışma” ihtimallerinin sorumlusu –sorunlusu kim, kimler? Bu gerçek, başından olması gereken -noktaya- gelinecekti ve aynı “çerçevede” buluşulacaktı da, neden bu kadar kavga ettik?

Eğer bu “anlaşma”, baştan yapılmış, teyit edilmiş, tek çerçeve çizilmiş olsaydı en büyük sorunumuz hususunda, bütün kesimleri ve muhalefeti kapsayacak “milli birlik” temin edilir- düşmanlara – Bölücülere tek sesle meydan okunmuş olurdu!

Ama Başbakan, en başta söylemesi gerekenleri, en sonunda – kendisine olan güveni tükettikten sonra- ve sıkıya gelince, söylüyor…

Hükümet, başından beri, başlattığını ilan ettiği süreçte “Nereye kadar?” sorusunu karşılayacak bir çerçeve çizmedi…CHP ve MHP, Atatürkçüler, içeriğini bilmedikleri, anlamadıkları, ”açılım” çerçevesinin içine hamulesinin, rotasının ne olduğunu ve kimler tarafından çizildiği belli olmayan bir gemiye binip “suça” ortak olmak istemediler…

Muhalefete –kamuoyuna güven vermeyen başka hususlar da var! Mesela; “açılım” nasıl ve kimin inisiyatifiyle başladı? Karayılan’dan, APO’dan gelen mesajlarla… “Bu fırsatı kaçırmayalım” diye! Ne kadar inkâr edilirse edilsin, “demokratik, milli projedir” denirse densin, Hükümetin, açıklama yapmadan önce, APO’nun yol ricasını beklediği ve “açılımın” içeriğini buna göre açıklayacağı belli idi! Hem, Erdoğan, APO’nun “yol haritasıyla” uyuşmayacak bir “açılımın” başından battal – tatbik kabiliyeti olmayan, abesle iştigal olacağını bilmez mi? O ve Koordinatör bunca gün havanda su dövdüler. Anlayanlara, alçak namert dediler… Erdoğan, bunları söyleyeceğine açılımın “Yol Haritasını” Muhalefete anlatsa, onları ikna etse ve desteklerini alsaydı daha münasip olmaz mıydı? Bütün bu kavgalar olur muydu? Şimdi işin bam teli- fay kattı İktidara ve Erdoğan’a ve amacı hususunda “güvensizliktir! “Güven” kolay kazanılmaz ve – hele Devletin tepesine “güvensizlik”- kolay giderilemez! Başbakan, Erdoğan, Ulusa ne kadar seslenirse seslensin!”

YA YANDAŞLAR

Bir şey daha var; Medyadaki, akademyadaki, “yandaşları” açılımı – günlerdir Anayasada Türklük- üniter - ulus devlet konularında değişiklik olarak anlatır, yorumlarken, Erdoğan, Muhalefeti alçaklık ve ihanetle suçladı, ama bu yazılanları hiç yalanlamadı aksine, zımnen kabullenmiş oldu?

Evet, hiç olmazsa çizilen ve üzerinde anlaşılmış görünen genel çerçeve içinde, açılımın tam içeriği, şimdi açıklansa! Özellikle, Kürt bölücüleri memnun etmek için DTP/ APO, muhatap kabul edilecekler mi? Eyalet sisteminin-Federasyonun yolu açılacak mı? (Yandaşlar neden olmasın diyesiler) Anaysa değişikli ile “ TÜRKLÜK” kavramı yok edilecek – Kürtçe Eğitimden – hatta “Kürtçe” ve sonra muhakkak arkadan gelecek Çerkezce, Lazca vb. eğitim diye Türkiye’nin “dille”, bölünmesine mi gidilecek? Yoksa daha doğrusu, Kürt kardeşlerimize, her vasıtayla, radyo ve TV ile Türkçe öğretilmesi, “Tek dil- tek milleti” sağlamaz ve bizi “tek bayrak tek devlet” altında birleştirmez mi? “Kürtleri kendi dillerinde konuşmaktan men ettik” deneceğine, onlara, neden Türkçe öğretmedik? Diye sormak gerek! Ama bu daha fazla yapılmış olsaydı, şimdi “asimilasyon” diyeceklerdi. Acaba Sayın Koordinatör Profesör Beşir Atalay, bu konuları da araştırıyor mu? Yoksa Gül’ün “Norşin”, Erdoğan’ın “ Potamya” demesiyle ve dağlardan “Ne Mutlu Türküm diyene” nakaratının silinmesiyle mi, Türkiye’de “Birlik” sağlanacak?

En önemli soru: “açılımda” genel af var mı, hem alt yapı hazırlanmadan! Ve APO’ya da af var mı?... Artık gerçek olan “cinlerin" , tepemize çıktığı şu bağlamda! “Başbakan” Erdoğan’ın “ulusa seslenişinde” sözde katıldığı “çerçevenin” içeriğini de açıklaması vacip oldu… İşin, ABD’nin “Dead liıne”ı (Türkçesi, “ölüm çizgisi”) son kesim tarihinin beklenmesine tahammülü yok! Yoksa o “çerçeve” boş olarak elde kalır.”Sesleniş” “ulusla eğlenilmiş” olur! Cinler tepemizde!****

SON DAKİKA

APO demiş ki “MHP’de Amerika'ya karşı çıkıyor ama onlar da Amerika'nın ürünüdür. Daha 1944 ve 60'lı yıllar arasında kadroları Amerika'da Florida'da eğitildiler. Alparslan Türkeş de Amerika'da eğitildi. Meşhur Altemur Kılıç, kırk yıl Florida'da yaşadı. Hatta Milli Birlik Komitesi'nin tüm elemanları Amerika'da eğitilmişlerdir.

Zırva tevil götürmez. Cevap vermeye de değmez ama, hemen açıklayım: Ben, Amerika’da New York'ta öğrenci, BM de görevli, sonra Washington'da Büyük Elçilik Basın Müşaviri, New York'ta Orta Elçi olarak fasılalarla yıllarca bulundum. Florida da, kırk yıl değil, torunlarımın yanında kaldım… Eşim tedavi gördü, ben eğitim filan görmedim… APO’nun istihbaratı buysa!...
 

Yayın Tarihi : 29 Ağustos 2009 Cumartesi 11:36:44


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?