18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Ajitasyon

“AJİTASYON”, artık Türkçeleşmiş bir yabancı kelime: “kışkırtma - çalkalanma - heyecan - tahrik” anlamında… Türkiye’nin bugünkü hallerini özetliyor, hepsi bir arada: kışkırtılıyoruz, çalkalanıyoruz tahrik ediliyoruz!

“Açılımı” koordine etmekten -veya ajite etmekten- sorumlu”, İç İşleri Bakanı Dr. Beşir Atalay , “Habur olayını en ajite ederek takdim eden Baykal olmuştur. Velev ki biz yanlış yaptık, bunu ajite ettirici şekilde takdim ettin de ne oldu?” buyurmuşlar…”Beşir”in aklı mı yoksa eski Maarif Nazırı Emrullah efendinin ”Mektepler olmasa maarifi nasıl iyi idare ederdim” sözleri gibi, Baykal- Muhalefet olmasa, içişlerini gül gibi idare ederdim- açıldıkça açılırız zihniyeti mi? Galiba hepsi birden! Ve Beşir’in “kolyesinden” başka bir inciler: “İçişleri Bakanlığı, insan hakları bakanlığı gibi algılansın istedim. O yönde inanın çok adım attık.

… Buradaki birçok problemi, sürtüşme alanlarını sessizce çözdük… Demokratik açılım yürüyor. Belki algılatma olarak bizim de hatalarımız olabilir. Ama çabuk zamanda çok beklenti bu işlerde yanıltıcı! Bunlar zaman alıcı ve sabırla iğneyle kuyu kazarcasına uğraşmayı gerektiren işlerdir. O uğraşı tüm boyutlarıyla sürüyor, içeride dışarıda… Habur bir yol kazasıdır.”

ANAYOL KAZASI

Ama ne yol kazası ya? “Anayolda”, Bakanın emrindeki trafik polislerinin bile çözemeyeceği, araçların biri birine, kenetlendiği ve enkazını vinçlerin kaldıramayacağı bir küçük kıyamet!

“Açılımın” ne kadar başarılı olduğu Terörün büsbütün azmasından sadece dağlarda değil kentlerde de, azmasından, belli… Sayın Atalay acaba bunlara ne buyurur? Kim “ajite” ediyor bunları? Emrindeki polis, canla, başla mücadele ediyor ama bu “halleri” durduramıyor. “O Hal”, eğer şimdi gerekmiyorsa, ne zaman gerekecek? Bu “haller”, maazallah, bir iç savaşa dönüşürse, Bakan bunu kimin “ajite” ettiğini de açıklayacak mı? “O hal” olmaz çünkü “sıkıyönetime” kapı açar “vesayet” olur diye korkarlar. “Emasya Protokolü”, yani, gerektiğinde, askeri birlikleri müdahalesine imkân verecek protokol de artık yok. Bu durumda, kimin “ajite” ettiğini bu halleri, durdurmaya, ,sadece polislerin gücü ve fedakârlıkları yetiyorsa, buyurun durdurun Sayın Atalay!

YANLIŞ YER YANLIŞ ADIM

Bakan Atalay, “açılıma” yanlış yerde - Polis Akademisinde ve yanlış adamlarla - "mâlum" yazar ve aydınlarla ve onların danışmanlığıyla başladı… Neden? Geçenlere sorduğumu, şimdi tekrar edeyim: “Acaba, o malum gazetelerde, her gün TSK'ne saldıran malum yazarların kendisine bağlı Polis Okullarında öğretim üyesi olduklarının farkındalar mı? Bu adamların, genç polislere, neler telkin ettiklerini, kısacası, bütün bunların Türk Ordusuyla, Türk polisini çatıştırmaya yaradığını düşünmez mi?”

ÖNDER AYTAÇ

Şu sıra, bu Akademinin “değerli” hocalarından, “taraf” ve “mâlum” yazarlarından Dr. Önder Aytaç’ın başına gelenler ilginç… Doç. Önder Aytaç, Taraf’taki köşesinde Kürt sorunu, Emniyet, MİT, Ergenekon ve TSK hakkında yazdıklarıyla dikkat çekiyordu. Ama geçtiğimiz günlerde bir TV kanalında söyledikleriyle BDP ve PKK’nın hedefi oldu. Abdullah Öcalan için, “Bu terörü bitirmezsen, seni asarım. Bakın bakalım o zaman bu olayların hepsi bitmiyor mu?” sözleri, açılım yanlısı yazarlar tarafından şiddetle eleştirildi. Taraf’taki yazılarına 28 Haziran itibariyle ara verildi. Bugün etrafında koruma polisleri olmadan dışarı adım atmıyor. Polis evinde muhafaza altında! Yani PKK tehdidi altında... Böyledir: kazmayı PKK’nın eline sen verirsen, sonunda, o kazmayla senin de kuyunu kazarlar! Darısı Ahmet Atlan ve şürekâsının aşına!

Sayın Bakan, eğer farkında değilse, Aytaç’ın bağlantılarını hatırlatayım: Taraf Gazetesi yazarı, Bilgi Üniversitesi, Gazi Üniversitesi, Polis Akademisi ve Güvenlik Bilimleri Enstitüsü’nde öğretim üyesi! (Bilgi Üniversitesi SOROS Vakfı kontrolündedir.) Zaman gazetesi, bu zatın yazılarını iktibas eder ve “o” kanalların da devamlı konuğudur!

Son söz: Biz çok ajite oluyoruz, siz hiç “ajite” olmuyor musunuz? Sayın Bakan Beşir Atalay?***
 

Yayın Tarihi : 13 Temmuz 2010 Salı 11:14:11


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?