Aldınız mı Açılımınızı?

Ne güçlü bir ülke imiş Türkiye! Aylardır yazar, söyler dururuz: “En tehlikeli, kritik bağlamdayız” diye... İçeriden ve dışarıdan, hâlâ yıkamadılar Türkiye Cumhuriyeti’ni! Ama son kozlarını oynuyorlar. Yandaşlar dahi kabul ettiler; DTP/PKK, “Ateşle Oynuyor”. Sadece Güneydoğu değil, ülkenin bütün yöreleri PKK eylemcileri tarafından, savaş alanına çevrildi... DTP’liler “haklı tepkiler” diye bu eylemleri, açıkça tasvip ettiler!

Önceki gün Tokat’ta yedi askerimiz şehit edildi, iki askerimiz yaralandı... Ve tam DTP kapatılma davası başlarken! Kısacası, kaşınıyorlar, Partinin kapatılmasını istiyorlar! Eş Başkan Emine Ayna “Tabanımız, dağa çıkmamızı istiyor” dedi. Türk de, “sine-i millete döneriz” diyor. O “sine”, PKK’nın sıcak kucağı. Bir iç savaşta, en sağlam yığınak ve mevziler “dağlardır”. Komuta merkezi de “Kandil”.

FAİLİ MEÇHUL

Parantez arasında söyleyelim: Birileri bu pusunun açılım sürecini önlemek için, TSK tarafından yapıldığını iddia ederlerse şaşmayın! Nitekim “Taraf” gazetesinin manşeti; Erdoğan-Obama görüşmesine saatler kala “Demokratik açılımı hedef alan zaman ayarlı katliam”. Ali Bayramoğlu da der ki “Bu pusuyu kimin yaptığı bu satırların yazıldığı saatlerde henüz tam olarak bilinmiyordu, ancak kim yapmış olursa olsun, demokratik istikrarın, demokratik açılım girişiminin hedef alındığı açıktır”. Fail, güya meçhul ama ima belli!

Olaylar, eş Başkan Ahmet’in kontrolünden mi çıktı? Yoksa bir “iyi polis-kötü polis” oyunu mu? Çünkü DTP’nin diğer eş Başkanı Emine Ayna, “APO liderimiz, PKK bizim tabanımız” diyor.. Bunlar belli de, bu kadın şu sırada neden daha da küstahlaştı? Belli ki, DTP’liler bir iç savaşın çıkmasını istiyorlar. DTP’nin kapatılması davası başladı, eğer bu PKK partisi hak ettiği gibi kapatılır, fütursuz mensuplarına siyaset yasağı getirilirse, memnun olacaklar.

Aslında Ayna kadının, kıkır kıkır gülerek söylediği gibi, “Açılım bitti”. Kocaman bir fiyasko olduğu eğer anlaşılmadıysa, şimdi ayan beyan ortada! Başbakan ister itiraf etsin, ister etmesin, açılımının gerçek adı “Kürt Açılımı”. Muhatabı da ayrılıkçı Kürtlerin tartışmasız temsilcileri DTP’liler. Onlar açılımı alaya alıyorlarsa ve maksatlarının Apo’yu serbest bıraktırmak olduğunu, söylüyorlarsa, “Kürt Sorununun” demokratik yollardan çözüleceği umudu boşuna! “Açılım” zaten ölü doğmuştu... Canlandırılır umuduyla, yoğun bakıma alındı... Şimdi ruhuna fatiha! Başbakan hâlâ ve ekibi, bu ölüyü canlandırmaya çalışıyorsa ya ferasetlerinden ya da asıl maksatlarından şüphe etmek gerek!

BEŞİR'İN KERAMETİ

Tokat’taki 7 şehit haberi gelmeden biraz önce -koordinatör-İçişleri Bakanı Beşir Atalay’a göre “bazı” provokatif eylemlere rağmen, “açılım sürecinde” durmak yok, “yola devam” diyor! Bakanın medyaya tavsiyesi “olayları büyütmeyin”, yani görmezlikten gelin!

Olaylar ortada, medyanın daha fazla büyütülmesine gerek de yok! “Yol-yöntem”mi kaldı Sayın Bakan? Sayın Bakan, eğer Bakanlığının istihbaratına dayanarak veya ilk istişare ettiği “12 yandaşa” güvenerek, olayların anlamını, “büyüklüğünü” ve amacını anlamamışsa ve “bazı olaylar” diye küçümsüyorsa, diyecek bir şey yok. Daha doğrusu, tek şey var: “İstifa”! Başka ülkede olsaydı sadece Bakan istifa etmez böyle bir fiyaskodan sonra, Hükümet düşerdi!

Başbakan ister itiraf etsin, ister etmesin, açılımı “Kürt Açılımı” … Muhatabı da, ayrılıkçı Kürtlerin tartışmasız temsilcileri DTP. “açılımı” alaya alıyorlarsa, Kürt Sorunun Demokratik yöntemlerle çözüleceği umudu hayal! ”Yedi şehit” le analarımız bır daha ağlıyor… Ve daha da ağlayacak!

“Açılım” zaten ölü doğmuştu… Canlandırılır umuduyla, yoğun bakıma alındı… Şimdi de ruhuna fatiha! Başbakan, hala, bu ölüyü canlandırmaya çalışıyorlarsa ya ferasetinden ya da asıl maksatlarından şüphe etmek gerek!

UMUT OBAMA

Başbakan, Obama’ya son durumları nasıl anlattı ve hangi, nasıl bir destek vaadi aldı? Şimdiye kadar PKK’ya, Büyük Kürdistan’a, açık kapalı destek veren ABD, şimdi PKK’yı güya bitirecek! Sakın Apo’yu canlı tutmasının amacının ortaya koymanın zamanı gelmiş olmasın!

Sayın Başbakan “hain pusu” haberini aldıktan sonra Meksika seyahatini iptal edip yurda dönmeye gerek görmedi... Öyle ya aceleye ne gerek var; Amerika’ya giderken, arkasında güllük gülistanlık bir ülke bırakmıştı. Döndüğünde de, “aynını” bulacak!***