Adalet Bakanı Cemil Çiçek, ,bugünkü Bakanlar arasında devlet adamlığı vasıfları olan, saydığım ve sevdiğim bir kişi, ama anlaşılan o da , araziye uymuş; Mektepler olmasaydı Maarifi ne güzel idare ederdim gibi literatüre geçecek bir şey söylemiş ; Yeni uyum yasalarının ellerini kollarını bağladığından ve , yakaladıkları suçluların koyuverildiklerinden şikayet eden polislere ; Mazeret üretmek yerine sorunu çözmek gayreti içinde olun demiş ve onların da uyum yasalarına uymalarını tavsiye etmiş Mazeretlerinin , temizlik işçisinin ,her gün temizliyorum, sokak yenden kirleniyor mazeretine benzetmiş Mantığında hata var, asayişin bugünkü durumu karşısında , polisin çaresizliği, aslında, sokaklara hergün- her dakika çöp atılması karşısında ,-temizlik işçisinin çaresizliğine benzer! . Sayın Bakan, polisleri kınayacağına bu çöplerin pervasızca, hatta bilinçli olarak, sokaklara atanlara ve temizlik işçilerinin ellerini kollarını bağlayanlara tarizde bulunmalı!
GERÇEK DURUM
Hükümetimiz sayesinde, ve AB hayali uğruna ,bütün Türkiyede asayiş ber kemal kapkaççılar, hırsızlar , gaspçılar ortalıkta cirit atıyor. Çıkarılan çeşitli aflarla ,koyuverilen binlerce potansiyel suçlu , daha da bilenmiş ve kaşarlanmış olarak, artık aramızda, evlerimizde,iş yerlerinde! Yasaların caydırıcılığı insan hakları gerekçesiyle zayıflatılmış. Buna karşın, ABne uyum yasalarıyla kolluk güvenlik kuvvetlerinin elleri, kolları adeta bağlı ; suçluları yakalayamıyorlar, yakalasalar bile koyuveriyorlar. Mahalle karakollarının ve gece bekçilerinin kaldırılması ancak suçluların işine yaradı. Büyük şehirlerde, bir zamanlar suçlukların korkulu rüyası olan motosikletli Yunuslar , her nedense ortada yok
Şimdi Başbakan asayiş durumun bir güvelik zirvesinde ele alacakmış. Bu zirvede doğru teşhis konulması gerekir. Sorumluluk, gene polise yüklenir ve bu şehir terörü doğru boyutlarıyla tanımlanmazsa ,alınacak tedbirler de yüzeysel kalır.Bu durumun, bir taraftan bozulan ekonomik ve sosyal şartlarla yakın ilgisi var. Kağıt üzerinde harika görünen ekonomik durum evlerdeki tencerelere ve işsizlik sayılarına pek yansımıyor. Ve tabii bu büyük şehirlere suç işlemek için akın edenler kimlerdir?
Daha önce galiba yazmıştım; Diyarbakırda görev yapan bır polis dostum o bölgede de kapkaççığın arttığını söyleyince hayret etmiştim. O da Kapkaççılar asıl burada imal ediliyor ve büyük şehirlere ihraç ediliyor demişti Acaba bunlar topluma kazandırılmak gerekçesiyle dağdan ildirilenler ve çocukları olmasın! Öyle ya terör böyle de sürdürülür!
Ve TEDBİR
Geçen gün TV da bır programda bır uzman kapkaç ve hırsızlıklar karışsında tavsiyelerde bulunuyordu. u Hayret ettim.; adam hur sızlarla nasıl mücadele edilmesi gerektiğini anlatmadı; , canınız kurtarmak için nasıl verip kurtulacağınızı anlattı, çantanızda fazla para , kredi kartı,önemli belge vs. taşımayın, hırsız evinize girerse ,sakın direnmeyin, karşı koymayın ,neyiniz varsa verin kurtulun dedi Zaten her konuda Verip kurtulmak günümüzün modası ya! Hem- bugünkü kanunlara göre hırsızı ancak yatak odanıza girerse vurmak meşru salonda mutfakta vurursanız yandınız! .
Liberaller, Liboşlar zaten mağdurları değil suçluları kollarlar ve savunurlar. Alanya Belediye Meclisinin Liza kararı üzerine Fatih Altaylı gibiler bu kararın , yani sabıkalılara iş yeri açmak ruhsatı verilmemsinin insan haklarına aykırı olduğunu iddia ettiler. Kısacası suçluların , potansiyel suçluların insan hakları var, ama mağdurların hakları yok!
Kısacası, gün uğursuzların!