19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Asıl Travma-Asıl Derin “Yara”!


AKP Genel Başkan Yardımcısı ve başlıca sözcüsü, Mehmet Mir Dengir Fırat, NY Tımes gazetesi muhabiri Sabrına Tavernese’nin “ “In Turkey, Bitter Feud Has Roots in History “- Türkiye’de acı düşmanlığın tarihi kökleri” başlıklı, son durumu tahlil eden yazısındaki sözlerini tevil etmeye çalışıyor ama zırva tevil götürmüyor! “Büyük politika üstadı”, bugünkü şartlarda, zaman ve zeminde, Partisini çok müşkül duruma düşürecek bir gaf yapmıştır… Bundan kurtulmaya çalıştıkça da daha fazla batıyor!

Fırat sadece bir “ siyaset bilimci” olsaydı bu aynı tespitleri yapabilir ve “her devrimin sosyal bir incinme olduğunu” ve hatta “Atatürk Devrimlerinin “incinme” yarattığını, yani “yara açtığını” da iddia edebilirdi… Bugünlerde bu gibi sözleri, her köşeden ve kürsüden söyleyenler çok! Mesela en son örnek; Atatürk ve Ordu düşmanlığının odağı olan “Taraf” gazetesinde, Servan Nişancıyan adlı zat Neşe Düzel’le (başka kim olabilir ki), yaptığı sohbette Fırat’ın sözlerini daha da açmış: Nişancıyan’ın Atatürk’ü, Devrimlerini ve Cumhuriyetini, adeta hakarete varan sözlerinin özeti: “Kişi Putlaştırması Yıkım Getirir” Adam, açıkça, Atatürk’ün “putlaştırılmasından” söz ediyor: Aynı şeyleri, daha önce başka bir “Prof” gene Düzel’e söylemişti! Ancak onların “akademik dokunulmazlıkları” var; istediklerini, pervasızca söyleyebiliyorlar’!

YA FIRAT DOKUNULMAZ MI?

Ama ya, AKP Genel Başkan Yardımcısı Mir Dengir Fırat? Onun da “yasama dokunulmazlığı varsa da” akademik” dokunulmazlığı yok- siyasi “dokunurluğu” var! Fırat “Tespitlerde” bulunmuş iyi veya kötü yorumu yapmamış! Hocanın öyküsündeki gibi, bu sözleri söylemek, yorum yapmak – belki caiz olsa da, Mir’in ne “çiğnediği” malûmdan malûm!

Mir Dengir, gösterilen tepkilere anlam veremiyormuş; herkesi kör, aptal, kendisini akıllı mı sanıyor? Kendi partisi dâhil, bu sözlere her çevreden, aynı anda, aynı tepkiler gösterilmişse bunda anlaşılamayacak ne var?

Tavernese’nin analizinde, Baskın Oran gibiler de alıntılar var. Onun ve diğerlerinin, sözlerine kızsak da, dedim ya, onların ”akademik özgürlük ve dokunulmazlıkları“ var. Ama Mir Dengir Fırat şu sırada aleyhinde kapatma davsı açılmış AKP Genel Başkan Yardımcısı. Ve hatırlatalım; onun geçmişte bir gazeteciye ,“türban” konusunda sinirlenenler, “psikiyatra görünmeli” demesi, Başsavcının iddianamesinde delil olarak yer alıyor! Velhasıl Fırat’ın, bu vakada dokunulmazlığı yok- dokunulacak çok yeri var.

Mır Dengir Fırat sözlerinin çerçevesinden çıkarıldığını iddia ediyor. Oysa onun sözleri yazıda başlı başına duran iddialar! Eğer bir çerçeve varsa, o da Atatürk ve devrim karşıtlığı! Sayın Fırat, sakın bize İngilizce öğretmeye ve “travma” kelimesinin lügat manasının ne olduğunu öğretmeye kalkmasın: “Travma” “yara” demektir’

Ve bugün Türkiye’de, asıl “yara”, asıl ”travma ” AKP iktidarı! ************

Yayın Tarihi : 24 Haziran 2008 Salı 11:12:09


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
mustafa.karakuş IP: 85.101.233.xxx Tarih : 25.06.2008 15:01:43

adam hazreti muhammede laf ediyorda hiç gıgınız çıkmıyor misal vererek devrimlerin trağma yarattığını söleyince hemen atatürke hakaret olarak algılıyor sunuz ve sadece cumhuriyete karşıymış cumhuriyet düşmanıymış gibi algılanıyor


Haluk balaban IP: 88.228.222.xxx Tarih : 25.06.2008 00:03:25

Sayın Kılıç babanızı bir kerre daha rahmetle anıyorum !İstiklal mücadelemizde ingiliz uşaklarından az idam kararı vermiş.Sayın Özakman bu gafillere en güzel cevabı verdi ama NAFİLE bu adamların işi gücü ya Takiye yada Tevil.ama şapka düştü kel göründü .UYAN TÜRKİYEM DİYORUM UYAN ! saygılarımla.


Gökhan IP: 85.103.26.xxx Tarih : 25.06.2008 18:23:28

Sonuna kadar hemfikir olduğum saptama ve yargılarından dolayı saygılarımı bir kez daha sunduğum sayın Kılıç,bu gelişmeler acaba Cumhuriyetimizi,Atatürk devrimlerini korumaya yemin etmiş kişi ve kurumlarca ne kadar takip ediliyor?Şeriat,alıştıra,alıştıra,uyuşturarak geldiğini açıkça göstermektedir.Müdahale edilirse AB ne der düşüncesinden kurtulmak lazım.AB nin ne dediği benim umurumda değil açıkçası.Önemli olan vatanın ve milletin bütünlüğü.Milletin refah içinde yaşaması için, Atatürk ün kurduğu rejimin devamı için gerekirse demokrasi de feda edilmelidir.Ayrıca El Salud rumuzu ile yazan yorumcuya da ellerine sağlık demek isterim.Muhteşem bir açıklama olmuş.Asıl travmayı Karmanoğlu Mehmet Bey in 1277 de ki fermanını 600 yıl görmeyen Osmanlı yöneticileri yaratmıştır bu millete.


El Salud IP: 78.176.25.xxx Tarih : 24.06.2008 15:41:05

Yakın tarihimizin en ilginç travması, rahatlarının bozulmaması uğruna vatanlarını işgal kuvvetlerine teslim edenlerde görülmüştü. Böylesi büyük bir travma yaşayanlardan dönemin padişahı, halifesi, tarikat şeyhleri ve yazarları; ülkenin makus talihini değiştirmek üzere harekete geçen Mustafa Kemal Atatürk'den bile rahatsız olmuş. Onun için idam fermanları çıkartmış, onu engellemek için isyanlar çıkartmış, kurtuluş için onu takip edenlerin morallerini bozacak yazılar yazmışlardı.Savaş meydanlarından zaferle çıkan Atatürk ve Türk Milleti, Atatürk önderliğinde başlatılan devrimlerle kısa sürede dünya'da adından bahsedilir saygın bir devlet oldu. Travmaya uğrayanlar ise beklemedikleri sonuç sonrasında, yeni bir travmayı bünyelerinin kaldırmayacağını görererek, uygun gördükleri işgal ülkelerinden birindeki kliniğe tedaviye gittiler. Bugün aradan 100 yıla yakın bir zaman geçtikten sonra travmadan bahsedenler ise, zamanında İngiliz gemilerine atlayıp Türkiye'den sıvışamayanlarların torunlarıdır. Günümüzde yaşayan ve uzun süredir ABD'de tedavi süren başka bir travma mağduru vardır. Doktorları, "Davası zaman aşımından düştüğü kesinleşince." iyileşmesinin beklenmedik şekilde hızlandığını ve yakında taburcu edilebileceğini söylüyorlar. Bugün ABD ve AB ülkelerinin çıkarları doğrulusunda kaynakları paylaşılmış, ekonomisine, tarımına ve siyasetine yön verilen, halkı yoksullaştırılırken, tarikatların ve yan kuruluşlarının geliştiği Türkiye resmine baktığımızda; bir travmanın en acı sonuçlarını sonraki nesillerce yaşandığı anlaşılıyor.


El Salud IP: 88.236.134.xxx Tarih : 25.06.2008 16:51:55

85.101.233.xxx IP adresi üzerinden yorumunu gönderen mustafa.karakuş adındaki kıymetli yorumcumuz. Sizin bahsini ettiğniz "trağma" nın daha farklı bir derin yara olduğunu sanıyorum. Atatürk'ün 1928 yılındaki harf devrimini, bir gece de dilimizi değiştirdiler bizi derinden yaraladılar diye çarpıtan yabancılara içini döken siyaset erbabına, bir yazarımız şu örnekleri hatırlatmış. Ben yürürem yane yane Aşk boyadı beni kane Ne akilem ne divane Gel gör beni aşk neyledi (Yunus, 13’üncü yüzyıl.), Düşman geldi tabur tabur dizildi Alnımıza kara yazı yazıldı Tüfek icat oldu mertlik bozuldu Eğri kılıç kında paslanmalıdır (Köroğlu, 16’ncı yüzyıl.), Yarın kavga kurulur Öter tüfek davlumbazlar vurulur Nice koç yiğitler yere serilir Ölen ölür kalan sağlar bizimdir (Dadaloğlu, 18’inci yüzyıl.), Dünyaya geldiğim anda Yürüdüm aynı zamanda İki kapılı bir handa Gidiyorum gündüz gece (Veysel, 1894 doğumluydu.) Görüldüğü gibi ortada bir yara varsa, 2000 yıllık kendi dilini, dinini değiştirmeyi kalkışanların yaptıkları harakirinin sonucuymuş yaşananlar. Şimdi sizi de konsere bekliyorlar, Ali Babanın çiftliği koro eşliğinde söylendikten sonra sahneyi assolist alacak ve döktürmeye başlayacak... İnsanımızı aynı anda hem kızdırıp hem de güldürebilen büyüklerimiz oldukça siz yeni yeni trağmalara hazırlıklı olun. Esen kalın.


murat selami incefikir IP: 85.98.130.xxx Tarih : 25.06.2008 02:40:04

Kardeşim bu böyle olmayacak.Hükümetin yüzüne hırsız ve hain olduğunu söylüyorlar bundan bile rant elde etmeye çalışıyorlar.Dünyada örneği olmayan bir yüzsüzlük sergiliyorlar,hepsine yazıklar olsun,fakat sonlarını hiç iyi görmüyorum!