22
Mayıs
2024
Çarşamba
ANASAYFA

Atatürk

ALTMIŞ DOKUZ YILDA
Mustafa Kemal Atatürk öleli, 69 yıl olmuş ve bakın, bu sürede nereden nereye “dönmüşüz”! Saikı, film geriye sarılmış ve “zaman makinesi” bizi ileriye götüreceğine, 1938’den, çok daha gerilere götürmüş. Bugün olanlar, iktidarda bulunanlar, Cumhuriyetin “altın yıllarının “ ve “insanlarının” ,tam tersi!
Bugünlere bakarak, bu son yıllarda, neleri kaybettiğimiz, daha iyi anlaşılıyor! Ve sorular: nasıl oldu da “olamaz” dediklerimiz hep oldu- oluyor? Ve bu kadar Atatürk ve ilkelerine düşman 2. Cumhuriyetçi nasıl türedi, üredi?


HEYKELLER VE RESİMLER
Bazı, cahil yabancılar ve içimizdeki, bazı gafil profesörler, “Türkiye’nin her meydanında, niçin böyle Atatürk heykelleri –her duvarda resimleri var?” diye soruyorlar ve bunu yadırgıyorlar. Aslında sadece bu, başka ülkelerde, hiç bir devlet adamına nasıp olmayan bir ayrıcalık- özellik! K Mustafa Kemal’in ne kadar büyük ve eşsiz bir insan olduğunu, gösterir. Atatürk’ün resimleri, heykelleri, bunca yıl sonra, hala meydan larda ve duvarlarda ise, bu devlet ve kanun zoruyla değildi, r… Diğer devlet adamları gelip, geçmişler, ama Mustafa Kemal, sadece duvarlarda ve meydan larda değil –minnettar milletinin kalbindedir! Hamaset yapmıyorum. Gerçeği söylüyorum!

Atatürk, hiç şüphesiz dünya tarihimdeki ender devlet adamlarından biri, belki de en büyüğü, idi. Bunu, ben, biz söylemiyoruz; tarihçiler söylediler - söylüyorlar. .

DEHA
O, Hem büyük bir komutan, er hem de engin vizyonu olan bir devlet adamı idi. Her yaptığında ve söylediğinde, bunun kanıtları vardı. Hatta bugün şu bağlamda olacakları olanları , “ gaflet dalalet ve ihanet sahipleri, Cumhuriyet düşmanları olacağını da görmüş ve incelikle uyarmıştı. Ama Cumhuriyeti, gençlere emanet ederken işlerin bu safhaya kadar eleğini tahmin etmemişti! Kendi kendimizle e vicdan muhasebesi yaparak, sormamız gerek. Onun, emanetine tümüyle sahip çıkıyor muyuz? Umutta, “Sözde “ öyle de, ya, gerçekte –ve “ özde?

UMUMI VAZİYET VE MANZARA
Eğer, gerçekten, sahip çıkıyorsak, şimdi “ umumi vaziyet ve manzara” neden böyle? Nasıl oldu ve oluyor da, bugün, iktidarda, Ona ve ilkelerine hiç de bağlı olmayanlar var? – O’nun “Çankayası” nasıl ,” Gül-hane” oldu ve bugün orada, geçmişte söyledikleriyle Atatürk’e, Atatürkçülüğe , “laik” Cumhuriyetine, ,asla sadık olmayan, eşinin başı türbanlı- tesettürlü bir Cumhurbaşkanı var? . “Olamaz” dediklerimiz nasıl “oldu”! Hatayı- hataları, nerede yaptık? Tam bugün, beylik ve klişeleşmiş, sözde, “Atatürk sevgisi” sözlerini tekrarlayacağımıza, vicdan- muhasebesi yapmamız gerekiyor! Göreceksiniz; bugün 10 Kasım 2007’de, Atatürk’ten nasıplarını hiç almamış olanlarılar, ona söz rüşveti verecekler ve “sözde” Ona bağlılık takiyyeleri yapacaklar –methiyeler düzenleyecekler ve Anıtkabir defterine “bağlılık andı” yazacaklardır… Ama asla şüphem yok ki – ve inşallah ben görmem ki –zamanla, bu “antları” gevşeyecek ve hatta “Anıtkabir” Genelkurmayın muhafazasından, çıkarılıp, Etnografya müzesi olacak, kitabeleri de Hitit yazıkları gibi kalacak- e “defteri de” bu müzenin vitrininde duracaktır! Engel olunmazsa gidiş bu gidiştir! 

Atatürk “ hangi bağımsız ıs millet vardır ki kalkınmasını ı yabancı ve plan ve ne göre yapar? “* diye sormuştu? AKP iktidarı “Kopenhagnhag kriterlerine” göre yapmakta! 

Onu yaptıklarını, deha eselerini, unutulmaz sözlerimi tekrarlayacak değilim… Bu, bugün bu gün, inananlar ve inanmayanlar, tarafından bol bol yapılacak. Ama hele şu balgamda Koca Türk devletinin Başbakanı Washington'a gidip ABD Bakanından kendi güvenliğin korumak için, icazet beklıyorsa… Daha da önemlisi, .1926 ‘da ve sonrasında Mustafa Kemal, başı açık hanım ve geç kızlarla, Cumhuriyet balolarındaki, çağdaş görüntülerin yerine Cumhurbaşkanın, Başbakan ve Bakanların, eşleri, Müslüman ülkelerin, devlet adamlarının. Naşı açık eşleri anına boğazlarına kadar tesettürlü, türbanlı görüntüleri varsa, demek ki “kokuşmuş” bir şeyler var, ülkemizde! Atatürk döneminde o ülkeler laik ve çağdaş Atatürk Türkiyesini örnek almışlardı. Şimdi bizim için “örnek” ne? 

Ben, aslında ben çok mutlu bir, insanım… O’nu yakından, gördüm bana, aile arasındaki “ Demir, gel buraya çocuk” dediğini duyar gibiyim! Ve hatta yaramazlık yaptığım için tokadını da yedim. En büyük hazinem, çalışma odamın duyarında, Onun babamla, anamla ve evimizin bahçesinde çekilmiş, fotoğrafları ortasında, asılı duran , ,çerçeveli bir hatırası: .1937de, Hatay bunalımı esmasında, , ben 13 yaşımda ılen yazdıklarımı, Atatürk elleriyle düzeltmiş… Altına da, “Okay DK” yazmış. Yazılarında Emperyalistlere Fransa’ya meydan okuyor ve Türklerin asla esir olamayacağını söylüyorum. . Ne değişti ki? Gene soruyorum nerde hata yaptık - ve hatanın neresinden, nasıl döneceğiziz?- Kusura bakmayın, ben böyle, bu kadar karamsarım, çünkü O’nun onun “altın devrinde” yaşamış, nimetlerinden yararlanmış bir kuşağın ve O’nu yakından görmüş insanların, sonuncularındanım. Ve sonra da, Dolmabahçe Sarayındaki, tabutunun önümden, ağlayarak, geçmiş öğrencilerden, biriyim! Ve şimdi, uzatmaları oynarken, kahroluyorum! Bu satırları yazmayı yeni kuşaklara karşı görev biliyorum!
************* 

Resim altı:
ATATÜRK HEP DOGRULARI GÖSTERDİ Bundan birkaç yıl ince benim yaptırdığım bir kart; Atatürk yeni harfleri kara tahtada gösterirken çekilmiş fotoğrafta, Mustafa Kemal, kara tahtada, ,bilgi sayarı ve Internet. Gösteriyor. “Hayatta en hakiki Mürşidin bilim “ olduğunu söyleyen de, O değil miydi? 

ÇERÇEVE İÇİNDE BABAMIN ACISI,
1919 dan dan ölümüne kadar Atatürk'ün yanından ayrılmamış olan babam, 1954 yılına benim yayınladığım “DEVİR” dergisinin, 10 Kasım sayısına yazdığı yazıda, şöyle diyordu: “O’nun öldüğüne inanamıyor ve her sabah olduğu gibi, beni yanına çağırmasını beklıyorum… Düşman ordularını mağlup eden, O, kudretli , ,dinç ç adan, nasıl oldu da, ölümün pençesinden kendini kurtaramadı… Esasen sonunda, yalnız ölümü yenemedi… Ölüm yaklaştığı halde, O, hala, metanetini muhafaza ediyor ve ölümden hiç korkmuyor. Beşuş çehresiyle, bizleri teselli ediyordu” 

Ben, eminim; rahmetli babam şimdi, sevgili Atatürk’ün yanında ve hizmetindedir. Ben de Babam gibi! ****

Yayın Tarihi : 10 Kasım 2007 Cumartesi 10:22:15


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?