17
Mayıs
2024
Cuma
ANASAYFA

Atatürk'e göre Türk olmak

“Pişmiş aşa su katmak!” ..Başbakanlığın, bir danışma kurulunun veya çalışma gurubunun,” raporunun” vahameti ,olayın ciddiyeti karşısında bu tabir hafif kalıyor…

Ama durum aynen bu; içimizden ve dışımızdan birileri aynen bunu yapıyorlar, “Pandora” kutusunu açıp içinden solucanları üzerimize salıyorlar; Türkiye de etnik guruplar , zaten Osmanlı’nın hoşgörüsüyle , birlikte yaşıyorlardı. Ancak bunların çoğu ,Hıristiyan olanları, sonra kendilerini ayrımcılık havasına kaptırdılar , Osmanlı aydınlarının “Osmanlıcılık idealine ve kavramına ihanet ettiler. Bu ihanet 1919 da başka bır boyu kazandı,, o zamana kadar et-tırnak olan Kürtler dahi bağımsızlık talep ettiler.


SEVR VE LOZAN


Zamanın Osmanlı Hükümetinin boyun eğmesi , hatta imzasıyla, Sevr Antlaşması gereği , Türkiye’ bölünecek ,parçalanacak, Türk- Türk-Müslüman unsurlar Anadolu’ya sıkıştırılacaktı! Ne var ki Mustafa Kemal’in önderliğiyle yapılan Kurtuluş ve Bağımsızlık Mücadelesiyle , Sevr ret edildi..

Lozan Antlaşmasıyla ,yeni Türk Devletinin ve ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü uluslar arası , tescil edildi.Hiç kuşku olmasın; AB ,Avrupalılar ,ve maksatlarını onlarla birleştirmiş olanların istedikleri SEVR’İ canlandırmak, Türkiye’yi, güçsüz bir vasal ülke haline getirmektir. Sevr bir “paranoya “ değildir.Altında yatan sebep de ,bugün modern kisve altındaki “ Türk korkusudur” ..

Eğer bunan inanmıyorsanız, Avrupalılar her gün söylediklerine raporlarına bakın; Diyarbakır’a gelip “Burası Kürdistan’ın Başkentidir” diyenlere bakın. Bır Türk siyasetçisi Korsika’ya gidip, “burası Bağımsız Korsika’dır- Ajasio da Başkentidir!” diyebilir mi? Gerçek şudur,; Avrupalıları bizim egemenliğimizi yargımızın bağımsızlığını “paylaşacaklar” ama bizim haddimize mi? Biz AB’ne girmeyeceğiz, Avrupa uyum, uyum , bizim içimize giriyor!


KÜRTLER


Kurtuluş savaşına Kürtlerim katkısı büyüktü; çünkü düşmanlar - mesela Ermeniler – müşterekti. Mustafa Kemal de, Kürtlerin katkılarını kabul ve ilan etti. Ancak iş, Yeni Devletin ortak Kürt-Devleti olması ihtimaline gelince, Mustafa Kemal ,engin vizyonuyla ve realizmiyle buna razı olmadı. Cumhuriyetin ilanından sonra biri biri ardından çıkan Kürt İsyanları, O’nun ne kadar haklı olduğunu kanıtladı. . Mustafa Kemal Türkiye’ etnik “mozaiğinin”, içerden ihtiraslar,dışardan kışkırtmalarla ne kadar kolay parçalanabilir olduğunu gördüğü bildiği içim Üniter, milli Türk Devletini kurdu.  1934’te, Cumhuriyetin 10 Yıldönümünde,nutuk’un en sonunda , o heyecan ve inançla titreyen sesiyle “Ne mutlu Türküm diyene” diyordu…

Siz onun büyüklüğüne, vizyonuna bakın ki, “Ne mutlu ki Türküm” demiyor ,, dinleri, mezhepleri kökenleri ne olursa olsun Türk olmayı gönülden kabul edenlerin hepsinim TÜRK olduklarını söylüyordu. Böylelikle bütün unsurlar bu ülkenin erime kazanında, birlikte kaynaşacak, “mozaik” değil , renklerin ahenkle karıştığı, kolay parçalanmayacak,bir ”ebru” teşkil edeceklerdi. Bu, TC’nin sigortası , şimdi bozulmak istenen gizemidir!


Bu bağlamda , ,oradan, buradan ve son Başbakanlık damgası altındaki “Baskın” Oran raporuyla içine sadece su değil,ayrımcılık zehir katılmak istenen “ çorba” , kapağı açılan “Pandora Kutusu”,…Mustafa Kemal ve Cumhuriyet’e ihanetin belgesi de budur! Başbakan ve Dışişleri Bakanı – “dil üzerinde kaydırmaya- millete yutturmaya kalkışmasınlar” ,Baskın basmış; “Bu Rapor Devletin Raporudur” demiş; ama yanlışı var; bu Rapor “ebet müddet” olan Devlet’in raporu değil, geçici olan “Hükümetin” Raporudur!


Yok, azınlık varmış yokmuş ,”Türklük” üst kimlilikmiş… Türk yerine “ Türkiyelilik” denmeliymiş…Ben burada bu-abeslerle iştigal edip bunları ileri sürenleri onurlandırmak niyetinde değilim. İşin ve ihanetin özeti tam yukarda yazdığım gibidir.


BENIM KİMLİĞİM


Ancak burada – bu tartışmaları Hasan Cemal’in son yazısında yaptığı gibi,kişisel boyuta indireyim . . Benimde de kökenlerim Hasan’ınkilerle aşağı, yukarı aynı; Baba anam Abhaz,Babanın babası Rodos’tu ecdadı fatihandan.Anamın ana tarafı Buhar’dan a gelme ,Özbek. Babası Acara Gürcü Ama ben sapına kadar Türk ve Türk milliyetçisiyim. Bu hususta hiç tereddüdüm olmadı. Doğduğumda kulağıma adımı ,herhalde Türkçe ezanla söylemişlerdir. Amma ,kendimi bildi bileli ,bütün hayatımca ,Babamdan ve tam kan Abaza olan dayızadesi Amcam, Atatürk’ün Yaveri Muzaffer Kılıç’tan Türk milliyetçiliğini öğrendim. Babaannemden de Türk sevgisini’ !

Bunun için de benim gönlümde ve zihnimde ,bende Hasan Cemal’in kafa karışıklığı yok. Bu vatanda yaşayanları, Türklük kazanında birlikte eritmek için yapılmış uygulamaları ,Demokrasiye aykırı bulmak ve günah çıkarmak ukalalığı da yok.
Aslında ,Türkçü ve Turancı bildiğim İttihatçı Cemal Paşanın torunu olarak,Hasan Cemal’in de aynı kafa yapısında olması gerekirdi. Babaları milliyetçi ve asker olan bazılarında , nedense bu kompleks var.. Hasam Cemal’de de! …

Ama , onun kulağına ,sonra başka şeyler üflenmiş olacak ki, - Hasan Cemal-anılarında itiraf ediyor- gençliğinde bir terör örgütünün üyesi olarak kendi Ordusunun Evine bomba atacakmış…ama .ancak şeflerinden aldığı talimatla bombayı atmamış. Bu olayın onun kişiliği konusunda bir ip ucu vermesi gerek! Ben 27 Mayıs darbesinden sonra, ordumun subaylarının , öğrencilerinin tokatlarını,dipçiklerini yedim ,ama kendi orduma karşı çıkmak asla aklımdan bile geçmedi….


Şimdi vatanı AB saldırısından korumakta, “Kızıl elma” –Müdafaa-ı Hukuk cephesinde birleştiğimiz solcu “kardeşlerimden” özür dilerim ama bir gerçek var; Kürt bölücülük PKK ve APO ,1960’ dan sonra kaynatılan cadı kazanından çıkmadı mı?


Ama, bırakalım geçmişi ,abesle iştigal etmeyi; bakalım bugünkü tehlikelere! Türkiye’nin karşısında ,içten ve dışardan kümelenen ihanet çabalarının kuyrukları biri birlerine değiyor. Bunlar karşısında tek çare ve çözüm, her şeyde olduğu gibi, Atatürk’ün vizyonunda ve TÜRK kimliğinin temeli olan “ “Ne Mutlu Türküm diyene” ilkesine sarılmakta.Ve hep tekrar edeceğim; “uyanmazsak , yarın çok geç olacak”! _ sarılmakta.

Yayın Tarihi : 27 Ekim 2004 Çarşamba 14:09:53
Güncelleme :27 Ekim 2004 Çarşamba 15:36:34


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?