Atatürk'e İhanetin Belgesi!

Verhaugen’in yerine gelen ,şimdi ensemizde boza pişirip ,her söylediği ile borsaları- faizleri zıplatıp düşürecek “İlerlemeden Sorumlu” AB Komiseri , Mathias Rute, “Türkiye ile farklı bir görüşme olacağını ama pazarlık yapılmayacağını, Türkiye AB’ye girmek istiyorsa uyum sağlaması gerektiğini’ söylemiş ve eklemiş ““Önümüzde zorlu bir yol var”
Bu, aslında , “Türkiye’nin önünde çok zor bir yol var ve pazarlık olmayacağıma göre de dayatılacak bütün “tavsiyeleri” itirazsız kabul etmemiz gerektiği, demek. !

KIZGIN TAVANIN İÇİNDE..

Dışişleri Komisyonu’nun AKP’li Başkanı Mehmet Dülger,,AB’nin yeni üyelerinden Slovakya’nın en üst düzey yöneticilerinden birinin kendisine şu söylediklerini naklediyor: “Allah yardımcınız olsun….Önünüzde çok zorlu bir süreç var…Üye yapana kadar,inanın, adamı çıplak poposuyla ,kızgın tavaya oturtuyorlar.”

O Slovakya, biz ise Türkiye ; bizi sadece “popomuzun üstüne değil -boylu boyuna tavaya yatıracaklar. Seçeneğimiz önce kızartılmak, sonra da tavanın altındaki ateşe düşürülüp yakılmak , kül edilmek. Ancak AKP, iktidarı kendi maksatları uğruna bu kadere çoktan razı- daha doğrusu ,Türk milletini , bu kadere boyun eğdirmeye razı. Medyadaki yalakaları da, artık ,bu yeni sürecin, daha doğrusu “sürüngenliğin”, çok çetin olacağını açıkça , söylüyor, millete sıtmayı gösterip , vereme alıştırıyorlar.

ATATÜRK VE BİRAND

Yalaka başı Mehmet Ali Birand ,bu durum karşısında, utanmadan, “Atatürk’ün yüzü gülüyordur” diye yazmış. Mustafa Kemal’i ve düşüncelerini ı hiç bilmediği malum; Atatürk’ün adı bile ağzına yakışmıyor.Yabancıların direktiflerine göre hareket edilmemesini ,defalarca, uyaran Atatürk yaşasaydı, onu rezil, rüsva edip kovardı.

Burada bir parantez açayım; Oktay Ekşi dostum , 6 Ekim’de İlerleme Raporu açıklandıktan sonra, “Yeşil ışık yakıldı,Atatürk bundan çok memnun olurdu” diye yazmıştı. Oysa o şimdi, raporun ayrıntılarına vakıf olunca, hidayete eriyor.Mesela Dicle ve Fırat’ın uluslar arası yönetime tabi tutulması” tavsiyesine” takılıyor…Kardeşim Oktay yakında Boğazların da “uluslar arası yönetimi” de gündeme gelir!

ATATÜRK MÜZAYEDEDE

Ama, çok daha vahim bir durum var; Atatürk’ün imzası müzayedeye çıkarılmış…Düşünceleri de antika diye müzayedeye çıkarılır, arkeolojik kalıntı olarak Anıtkabir Müzesine konulur!
Mübalağa etmiyorum ; O’nun en büyük emaneti, vizyonun en güzel eseri çağdaş “ milliyet – milliyetçilik” k anlayışım öncüsü “Ne Mutlu Türküm diyene” ilkesi ve bu ilkeye dayanan , Üniter ,mili TC devleti idi …. Bu ülkede bütün yaşayanların, kökenleri, dinleri , mezhepleri, ne olursa olsun, gönüllü olarak Türklük kazanında erimeleri, “ Türk olmaktan” mutluluk duymaları idi.u “süreç” başarılı da oluyordu.. Ta ki ,bölücülük yılanı iğrenç başını gösterene kadar…PKK ile mücadelede, silahla ezdiğimiz bu yılana, şimdi liberallik , ,liboşluk,entelektüel şıklık ve de AB uğruna teslim edilmek üzereyiz. Bölücü Bizim liboş bazı aydınlarımız ,Kürtlerin ülkemizi bölüp “Büyük Kürdistan” hayallerini gerçekleştireceklerini ya anlamıyorlar ya da umurlarında bile değil!

TUSIAD’a bağlı iş adamlarınızın ise hiç umurlarında değil i;onların gönülleri,gözleri borsa-faiz levhalarında ve yabancı yatırımlarında! .

TC BAŞBAKANLIĞININ RAPORU

Bu inanılmaz gafletin daha doğrusu ihanetin belgesi “Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu"nun oluşturduğu,“Azınlık Hakları ve Kültürel Haklar Çalışma Gurubunun” –RADIKAL gazetesin göre “cesur” raporu! İ Ekim 2004 tarihli rapor ,açıkça söylenmese bile AB İlerleme Raporunum – Lozan anlaşmasına ve ruhuna ters düşen, ve hükümlerini fiilen kadük edecek r “azınlıklar” dayatması ile ötüşüyor. Bır Büyük Elçi emeklisi –Yalım Eralp “azınlıklar konusuna entelektüel bir boyut getirilmesine artık,alışmalıyız” diyor. Milli egemenliğimizin ve yargımızın da yabancılar tarafından paylaşılmasına “alışmamız” gerektiği gibi!

TC Başbakanlığına bağlı Kurulun Çalışma Gurubunun Raporunda,.aynen ;”Türkiye’deki vatandaşlık anlayışının gözden geçirilmesi ,tek kültürlü ulus devleti modelinin, inan haklarını göz ardı eden boyutu yerine, çok kültürlü, , çok kimlikli ,özgürlükçü ve çoğulcu. ı bir toplum modelinin esas alınması” açıkça isteniyor.

Bu düşünceler yeni değil ;öteden beri kolay parçalanabilir bir mozaik yapmak isteyen liboşların tezi! Ama asıl üzerinde durulması gereken husus ,ki sadece “cesur” değil “küstahça” olan bu Raporun , Atatürk un kurduğu TC’nin , bugünkü Başbakanlığından ve “çalışma gurubundan” çıkmış olması.

Ben bu Kurul ve Çalışma Gurubunda kimler, hangi kafa yapısında insanlar olduğunu tahmin ediyorum. Başkanın Profesör Baskın Oran olması,niteliği ve niceliğinin işareti Ama diğer üyelerinin –herhalde başka profesörler,diplomatlar vardır- isimlerinin, kimliklerinin muhakkak ve hemen açıklanması gerek. Danışma Kurulunda Genel Kurmay’ın temsilcisinin bulunduğu biliniyor, ama Çalışma Gurubunda da acaba asker temsilciler var mı? Varsa, vay halimize!
Raporda, bakın neler var; Lozan anlaşması yeniden yorulmalı, Azınlıklar kabul edilmeli, Sevr “paranoyası” sona ermeli…”Kemalist” modelin artık geride kaldığı kabul edilmeli… ve sıkı durun; “Anayasanın değiştirilmesi dahi teklif edilmeyecek olan 3/1 Maddesi de değiştirilmeli . Nedir bu madde ; “Türkiye devleti ülkesi ve milletiyle , bölünmez bir bütündür. Dili Türk’çedir”…. Neymiş, “Hiç Devletin dili olur muymuş?

Atatürk’e emanetine ve Türk milletinin varoluşuna bundan açık ,küstahça ihanet olur mu …hem de TC Başbakanlığının tescil damgasıyla!

Mustafa Kemal’in kutsal emanetinin sivil ve asker genç bekçileri,uyanın; bu entelektüel bır egzersiz veya tartışma değildir…Tehlikede olan sadece laiklik de değildir…TC Devletinin kuyusu kazılmakta. Uyanmazsanız ,yarın çok geç olacak! .

NOT- 1919 da Sivas Kongresinden önce ülkenin her köşesinden Müdafaa-ı Hukuk ,direnç harekatları başlamıştı. Bu gün de var:Mesela Ankara’da Başkent İktisatçılar Derneği Internet’e çok anlamlı gösteri panoları koymuş…. Ay yıldız bu topraklardan kayıp gidiyor…”Vatan Namustur satılmaz” dendikten sonra “AB İstiyor biz veriyoruz” diye, uyum yasalarıyla verilenler teker teker sayılıyor. Bu hareketleri birleştirecek olanları bekliyoruz…