17
Mayıs
2024
Cuma
ANASAYFA

Atatürk'ü Dinliyorum – Gözlerim Açık!

Evet, kendimi,ve ülkemi dinliyorum ..,gözlerim açık’
Önce AB ‘den müzakere tarihi alınması tehlikeye düşünce ,iş çevrelerinden ,borsalardan canhıraş bir feryat
Evet, kendimi,ve ülkemi dinliyorum ..,gözlerim açık’
Önce AB ‘den müzakere tarihi alınması tehlikeye düşünce ,iş çevrelerinden ,borsalardan canhıraş bir feryat ; “bizi mahvettiniz!” DOGAN YAYIN HOLDİNG İzmir’de bir toplantı düzenledi...konu “Anadolu’daki Avrupa” ; özeti “Dubai gibi dünya markası olmak’… Sunucusu veya cazgırı ; Mehmet Ali Birand…Başlıca mesajı ,İzmir sanayici ve iş adamlarının Başbakan Erdoğan ‘a feryatları ; “aman ,zina konusunda geri adım at” ! Hepsi , AB’nden, tam üyelik değil ,sonu meçhul bir “Müzakere Tarihi” almanın ,sağlayacağı , kendi çıkarlarıyla özdeşleştirdikleri çıkarlardan söz ettiler, alamamamın felaketlerini sıraladılar, ama hiç biri gerçek milli çıkarlardan , Türkiye Cumhuriyetinin üniter,milli çıkarlarından söz bile etmedi. “Dubai” Türkiye için model olsun dediler ama ,bunun aşağılayıcı yönü bir tarafa, Dubai’nin dünya markası olmayı AB’ne üye olmadan nasıl başardığını irdelemedi.

Türkiye’nin ,AB’ ne ve "markasına" a saplanıp kalmasının yanlış olduğunu ve kendi vizyonu ve yolu olması gerektiğini söylenmeye çalışan bir iki genç de M. A. Birana tarafından ustalıkla susturuldu

Hükümetin, TC Devletinin, geleceğini tehlikeye sokan ve kendi projelerini gerçekleştirilmesine imkan veren, Kopenhag Kriterlerine, ve de orada olmayan yeni koşullara, “uyum “ yasalarını çıkarmasını, uygulamasını destekleyen ,alkışlayan , iş çevreleri ve medyadaki yalakaları, ancak şimdi, “AB hayalı suya düşecek ,borsalar allak bullak olacak , iş çıkarlarımız zarar görecek” diye, ayaklandılar ,Erdoğan’ı eleştiriyorlar…Bu , onların , Türklüğün varoluşu.,Cumhuriyetin geleceği ile değil, sadece kendi iş çıkarlarıyla , borsa endeksleriyle ilgili olduklarının “Sicili Gaflet ve İhanet”e tescilidir;.Buna bir mim koyuyorum!

Tarzan güç durumda AKP bir ikilemde. Başbakan Erdoğan ,bu durumda ne yapacak?

Başbakan Erdoğan kabadayıdır, eski futbolcudur. Brüksel’den dönüşünde bir çalım yapar, kendi kalesine attığı topu, taca atar veya ortada tutar. Yan hakemler bunu görmezlikten gelirler- asıl hakem ne yapar belli değil! Ama hele, iş adamlarından yükselen “Aman yapma” mesajlarını kulak verip TCK’yi gene son noktayı koymak üzere Meclis’e sevk eder…Bu Avrupalıları tatmin eder mi? Sanmıyorum. Ama gene de AKP’ yi devrilmekten kurtarmak için gene de, şöyle veya bir “Müzakere Tarihi” verebilirler. Taktik savaşıdır bu!
Türkiye’nin gerçek değerlerinden Atatürk’ün tavsiyelerinden hiç nasip almamış iş adamlarımız da böylelikle rahat bir nefes alırlar. Çünkü Müzakere tarihi almak onlara işlerini, yatırımlarını bir süre yürütmek sürecini ve sürüngenliğini sağlar. Ne var ki, müzakere tarihi almak aslında Türkiye’nin temellerinin daha da oyulması için Avrupalılara on, on beş yıllık bir fırsat sağlar.. Sonunda, AB üyeliği hiç garanti değil.

Hatta,oyunun sonu, üye kabul edilmeyeceğimiz garanti; 2020’de patlayacak Türk nüfusunu Avrupalılar asla hazmedemezler! Bunu Erdoğan, Gül ,Medyadaki Brükselciler , pek ala bilirler r ama idare-i maslahat ediyorlar gerçekleri milletten saklıyorlar.

ASIL MESELE

Şu geldiğimiz noktada Türkiye’nin temel sorunu ,asıl kritik mesele AB‘nin müzakere tarihi verip, vermesi değildir. AB ekseninde, TC ve Türk milletinin varoluşu ve geleceği meselesidir . Bir tarafta bu asıl meseleye bigane olanlar sadece kendi iş ve kişisel ve siyasi çıkarlarını düşünenler ve bunları AB ile ve hatta sonu meçhul bir müzakere tarihi almakla özdeşleştirenler varken, bunların karşısında, AB’nin , Avrupalıların Türk gücünden korktuğunu ve bunun gereklerini yaptığını idrak edenlerin, müdafaa-ı hukuk cephesi oluşturmaları gerekirken, CHP’nin, ve bazı Atatürkçü aydınların da bu konuda aymaz oldukları görülüyor.Bazılarının umurunda bile değil,çünkü frekansları başka!

CHP’ye , ve bazı sivil ve asker aydınlarımız, Erdoğan’a karşı çıkıyorlar. Onların da tasası iş adamlarınınki gibi; AB yolunun tıkanmış olması! Onlar da , “Avrupa Birliğine taraftarız” diye- bu yolda AKP Hükümeti tarafındın yapılmış olanları,uyum yasalarını onaylarken, Devletin temellerinin, tamir edilemeyecek şekilde oyulmasını zımnen tasvip etmiş oluyorlar. CHP ve bazı “Atatürkçü” aydınlar ,uyum yasalarının ,Kopenhag Kriterlerinin tamamıyla ,Mustafa Kemal’in gösterdiği “Çağdaş ç uygarlık düzeyine ulaşmak hedefine” uyduğuna inanıyorlar mı? Gerekli reformların yabancıların dayatma, denetimi, teftişi altında yapılmasını içlerine sindirebiliyorlar mı? Türkler , kendileri için gerekli ve zorunlu reformları Avrupalı, öğretmenlerin verdikleri ev ödevlerine göre ve teftiş zilletine katlanmadan, kendileriyle “ övünerek, güvenerek,ve çalışarak” yapmaktan aciz midirler? Hemen cevap vereyim; bu, aczi itiraf edenlerin aczidir!

ATATÜRK’ÜN MANASI

Ben bu bağlamda,u konuda gözlerim apaçık Atatürk’ü dinliyorum.. Siz de O’nu dinleyin!

Önce ; karar verelim ve saptayalım; Atatürk, bizim için nedir ve ne anlam ifade ediyor? …Anıtkabir’de e yatan bir “yatır” mıdır ki , türbesine gidip adak bağlayalım? 10 Kasım’larda ,da 29 Ekim’lerde O’nu güzel nutuklarla anmak içi boş bir “ritüel” midir ki, sözlerini de, maalesef derin anlamlarını, bilmeden, düşünmeden mi ,ezbere , tekrarlarız?

Mustafa Kemal Atatürk bugün yaşasaydı veya yattığı yerden-bu günkü “vazıyet-i umumiyeyı” –genel durumu , Türkiye’nin halini görüyorsa ne derdi ve ne diyor ? Benim iliklerimde hissettiğime göre, , AB üyeliği tehlikeye düştüğü için değil, “ilelebet payidar olacağına” inandığı ve Türk Gençliğine emanet ettiği Türkiye Cumhuriyeti, tehlikede olduğu için , ruhu büyük azaplar içindedir! .

Bazıları tarihe “Atatürk’e takılı kalmayalım, koşullar değişti!” diyorlar.Aslında değişmedi, biz ve herhalde başımızdakiler, değişti. . Ama eğer koşullar gerçekten değiştiyse, ve artık Mustafa Kemal Atatürk’ün vasiyetinin, söylediklerinin hiç kıymeti,anlamı kalmamışsa , o zaman riyakarlık yapmayalım –yapmasınlar.! …Anıtkabir’in sadece altındaki müzesini değil tümünü, Hitit Müzesi gibi, “ arkeolojik Cumhuriyet müzesi” yapsınlar… veya yıksınlar , önceki bir yazımda önerdiğim gibi- İstanbul’da Babı-alinin - - Osmanlı Hükümeti mekanının- tepesine oturup, Devlet-Aliye’ye hükmeden Düyunu Umumiye binası gibi, Rasat tepe’ye ,Anıtkabirin kalıntıları üzerine, görkemli bir AB- IMF – AIHM binasını oturtsunlar! .

Evet, Atatürk’ü ,kendimi , Türkiye’yi dinliyorum ; Atatürk’ü kabir azabından, Türk Milletini AB işkencesinden kurtaracakların “uzaktan-göklerden , gelen seslerini ” duymaya çalışıyorum!
Yayın Tarihi : 23 Eylül 2004 Perşembe 18:04:23
Güncelleme :23 Eylül 2004 Perşembe 18:23:44


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
abdülkadir IP: 78.171.52.xxx Tarih : 23.10.2007 20:50:11

sayfa güsel ama daha cok bilgi eklenmeli