19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Avrupa Gibi Olmak! “

“YENİ ŞAFAK” müjdeyi verdi: TSK emeklilik fonunun sahibi olduğu OYAK BANK satılığa çıkarılmış ve bunun için de Morgan Stanley’e tam yetki verilmiş. Bu furyada, bu, ordu emeklileri malı, “milli bankamızın”, tüm hisselerinin, 30 Ağustos 2006’ya kadar yabancılara, hatta Yunanlılara. FINANSBANKI satın alan Yunan “milli Bankasına” satılması mümkün!

Bu “satışın”, adeta ,30 Ağustos zaferi ile örtüşmesi de, sadece “sembolik” ve “hamasi” açıdan değil, muhtemel sonuçları ve anlamı bakımından –şu bağlamda, dikkate değer; Bu satışın sebebi ve dayatıcısı da, Avrupa Birliği’nin. Avrupalıların, bankacılığımız üzerindeki “ipoteği”!

Avrupa Parlamentosunun raporlarına göre,. TSK’nin, etkin durumu ve bununla bağlantılı olarak, Orduya bağlı OYAK, hukuk devleti ve AB değerleriyle, tezat teşkil ediyormuş- AB Kriterlerine aykırı imiş! “TSK’nin, siyasi, sosyal ve ekonomik gücünün kısıtlanması, zor ama kaçınılmaz bir süreçmiş!”, ve “Avrupa Parlamentosu Ordunun resmi ve gayri resmi. Etkin ‘ağlarından’ endişe duyarmış”! 

Türkiye’deki AB lobicilerinden, “Prof” Cengiz Aktar “dünyanın başka yerinde böyle şey olmaz Ordunun ekonomik, mali işleri, bankası vb. olamaz” diyor, Tabii Mehmet Altan da geri durur mu ;:””Demokrasilerde OYAK gibi kurum olmaz” diyor. Bır başkası da OYAK’ın bir “demokrasi hatası” olduğunu yazıyor!

OYAK gibi bir kurum başka ülkelerde belki olmaz ama Türkiye’nin koşullarına. OYAK’ın kuruluş mantığına ve Ordu-Millet geleneğimiz göre bal gibi olur ve de oldu! . Asıl şimdi böyle yabancılara "ucu açık" satışı, milli çıkarlara ihanettir ve olmamalı! .
 
Bugünkü iktidarın bu satıştan ve bu gerekçelerden memnun olacağı muhakkak, çünkü maalesef bu satış kamuoyunda ve halk arasında pek algılanmadı ve tepki oluşturmadı, ama aslında, OYAK’ın satışı için ileri sürülen gerekçeleri ve amacı, TSK’nin gücünü ve etkinliğini, Türkiye’nin gücünü kırmak amacıyla aynı!
 
VE “İSRAIL KADAR OLAMAMAK”
Haftalık hayatımın kısa özet. “her sabah ilk önce gazetelerin ölüm ilanları sayfalarına bakar, ölenler arasında kendi adım yoksa yaşamaya devam ederim… Pazar günleri RADİKAL gazetecinin "Eki”ne bakar, liboşların yazılarını okurum, adrenalim yükselir. Hırsım artar ve bana yazacak konu çıkar… Vatansever, Atatürkçü TV kanallarında, ART’ de, Kanal B’de. Kanal Türk’te gerçek uzmanların yorumlarını sohbetlerini, izlerim - Pazar sabahları da Mustafa Balbay’la Emin Çölaşan’ın- Tunca Özkan’la Cüneyt Acayürek’in programlarını dinler ve YENİÇAĞ, CUMHURİYET. TERCÜMAN gazetelerini. Okuyunca da umutlanırım!

Bu yazıyı da RADIKAL EK’nin son sayısında, özellikle “Prof” Ahmet İnsel’in ve Yıldırım Türker’in yazılarını okuduktan sonra yazıyorum… İnsel “İsrail gibi yapmak” başlıklı yazısında, KUZEY Irak’ta“Sıcak Takip ”yapılmasını isteyenleri “İsrail gibi olmaya özenenler” diye kınıyor…
Mesele ve gerekli olan, İnsel’in dediği gibi.” İsrail’e özenmek “, İsrail gibi orantısız mukabelede bulunmayı istemek, “İsrail gibi yapmak” değil-.Milli çıkar ve duyarlıklılar hususunda “İsrail kadar olamamak”-, İsrail’in kendi çıkarları bir onbaşısı ve polisi için yaptıklarını ,yüzlerce şehit için yapamamak! ” Yani, terörle mücadelede siyasi irade eksikliği ve sözde aydınların ve profesörlerin ,ibi bunlara limon sıkanların ihaneti! !

“Prof” Ahmet İnsel’in, kafasının gönlünün nerede olduğu zaten malûmdu: 6 ayda 253 canımız alan “terör “iç sıkıntılarımızdan” kaynaklanmış... Sorunun ana kaynağını ve çözümünü sınırlarımızın ötersine aramak, asıl sorunun varlığını inkâr etmekmiş’ .Yani Profesöre göre. Kürt bölücüler haklı ve “demokratik, barışçı çözüm” gerekli.”Sıcak takiple” yılanın başını ezmek yanlış.
 
Gene Radikal Eki’nde Yıldırım Türker, Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç’un Iğdır’da “Soykırım(Ermenilerin Türklere yaptığı) Müzesini ziyareti vesilesiyle, “SOYKIRIM MÜZESİ ÖNÜNDE KURBAN KANI” başlıklı bir yazı yazmış. Bu “aydın” yazarlar. Açık- seçik yazmazlar. Ya anlaşılmasın ya da istendiği gibi anlaşılsın diye böyle dolandıra yazarlar. Benim bu laf salatasından anladığım Türker, Erivan’daki “Soykırımı anıtından” rahatsız değil, ama Iğdır'daki anıt ve müzeden rahatsız… Bu adamların kafaları gönülleri neden böyle hep ters ve Türklerin hassasiyetlerine karşı işler, diye merak ederim ve Erivan’da Armanı “davalarını ”böyle kınayanlar var mıdır diye, sorarım. Yıldırım Türker’in babası veya atası TÜRKER soyadını alırken acaba bir gün çocukları Yıldırımın bu soyadına hiç yakışmayacağını bilir mi idi?
Yayın Tarihi : 26 Temmuz 2006 Çarşamba 01:01:01
Güncelleme :26 Temmuz 2006 Çarşamba 13:24:06


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?