18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Bağımsızlık-bağımlılık...

Yıl 2012; önceki gün 23 Nisan'da "Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı"nı kutladık... Sözün gelişi "kutladık"; çünkü şu sıra pek "neşeyle dolmuyor insan"; aksine hüzünlerle doluyuz...

***

Bugünü kutlamak için zoraki Anıtkabir'e giden ve Ata'nın huzurunda 'büyüklerimiz' ne Atatürk'ü, ne devrimlerini, ne de bugünün "anlamını" anlamış değiller. Önceki gün Ata'nın huzurunda kendi deyimleriyle "sap gibi" durdular. Başbakan Erdoğan "mazeretinden" dolayı orada değildi! Onun "milli egemenlik" anlayışı, "menzili maksuduna" ulaşınca terk edilecek tramvay dolusu oyla "kazanılmış" bir egemenlik! Çoğunluğun, yüzde 57'nin sultası. Ve maalesef "necip halkımız"ın idraksizliğinin neticesi...

Oysa milli iradeyle 1920'de "kan ve irfanla" verilen bir Kurtuluş Savaşı sonrasında, hakikaten milletin bağrından çıkan 1. Büyük Millet Meclisi kurulmuştu. Bu Meclis, Mehmet Akif'in "Hakkıdır Hak'ka tapan milletimin istiklal" diye hep bir ağızdan içtenlikle haykıran bir Meclis'ti. Adeta otomatiğe bağlanmış gibi el kaldıran bir Meclis değildi!..

O mücadele hiç de kolay olmamıştı. O zaman da "milli irade"ye, "milli direniş"e karşı çıkan hainler vardı. "Din elden gidiyor" diye ayaklanan yobazlar ve Ali Kemal gibi aydınlar, yazarlar ve politikacılar vardı. Kurtuluş Savaşı onlara rağmen kazanıldı ve "milli irade" de gene onlara rağmen tecelli etti.
Şimdilerde sayıları çoktan yüz ellilikleri geçti!..

Artık bayramı kutlayamıyoruz; 1920'den 2012'ye ne değişti? Asıl bunu acı acı düşünmek gerek! Aslında fazla bir şey değişmedi. 1919'da da 1920'den önce de hainler vardı. Kürt Teali Cemiyeti, Kürt Muhipleri, İngiliz Muhiplerivari, aynı şimdiki gibi!..

***

Ve dün 24 Nisan; sözde Ermeni soykırımının da yıldönümü. "Ermeni muhipleri, hepsi Ermeniler, Hrant Dinkler" gene ayaklandılar. Ermeni diasporasının müdafii Prof. Taner Akçam, Tiflis'te Ermeniler tarafından şehit edilen Cemal Paşa'nın "imalat hatası" torunu Hasan Cemal ve şu sıra "darbeleri" önlemek için Askeri Okullarda, Harp Okullarında tedrisatın değiştirilmesi için kampanya açan doğuştan "özürlü" Mehmet Ali Birand... Birand'ın tezi, "soykırımı kabul edelim, rahat edelim"!

Ben de bu her yıl tekrarlanan, soykırım oyunlarından, Fransız soytarılığından, ABD Senatosu acaba bu yıl ne yapacak nakaratından bıktım, bıkmasına ama... Yıllardır her platformda, her Nisan ayında bu iddiaları cerhetmeye çalıştım. Ama neye yarar. Hele içimizde böyleleri ve Nobel ödüllü Orhan Pamuk gibiler oldukça...

Hasan Cemal yine salya sümük yazmış; "Sevgili Hrant bugün yine 24 Nisan, soykırım acını paylaşıyorum kardeşim" diye.

Bu Hasan efendiye sormak abes, ama yine sormak lazım... Dedesi Cemal Paşa'nın, Berlin'de şehit edilen Talat Paşa'nın ve Boğazlıyan Kaymakamı Milli Şehit Kemal Bey'in, Erzurum'da toplu mezarlara gömülen Türklerin, Maraş'ta camilerde yakılan bebeklerin acılarını da paylaşıyor mu?..

Bu gönüllü Ermenilere karşı, Yeniçağ'ın "asenası" Selcan Taşçı'nın Ermeni konusundaki dizisini muhakkak okumalısınız.

***

Evet; önceki gün 23 Nisan, sonra 24 Nisan, sonra da 19 Mayıs!Türkiye'yi bu "bağımlılıktan" dış odaklara "bağımlılıktan" kurtaracaklar nerede?.. 'Bandırma Vapuru' yolda mı? İnsan hayal ettiği müddetçe yaşar; ben de 89 yaşıma girerken hâlâ hayal edebiliyorum. Ama artık nefesim -hayal gücüm- tükenmek üzere...
 

Yayın Tarihi : 25 Nisan 2012 Çarşamba 10:10:26


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
K. Mükremin BARUT IP: 78.162.189.xxx Tarih : 25.04.2012 21:26:29

89 yaş az bir ömür değil. Yüce Allahın kime ne ömür biçtiği bilinmez ama, yazdığım her yorumda elimden geldiğince özenli olmaya çalışıyorum.

Neden mi?

Sayın yazar hasbel kader bende önce göçüp giderse, yazdıklarım yüzünden acı çekmek istemem. Bu nedenle çoğu kez yorumcu kardeşlerime hitap etmeyi tercih ediyorum. Ben hiç bir dine ve hiç bir etnisiteye "öteki" gözü ile bakararak yetişmedim. Ailemde böyle bir kültür yoktu. İnsanlar amelleri ile, yani bu dünyada yaptıkları eylemlerle anılır ve buna göre değerlendirilirler. Başka ulus ve dinleri aşağılamak bir "Nefret Suçudur". Bırakın suç olasını, bir ömrü kin ve düşmanlıkla geçirmek nasıl bir psiko parametredir? Bunu anlamak mümkün değil.

Anadoluda tutunabilen tüm uluslar, başı dik ve onurlu insanlar topluluğudur. Hele aynı coğrafyada yaşamaları, birbirnden çok fazla kültürel alış veriş yapmalarına ve benzemelerine neden olmuştur.

Toktamış Ateş'in çok güzel bir örneği var. Diyor ki; "1915 öncesinde, Erzurum ilinde, müslüman bir gelinin kocasından ve kayınpederinden önce uyanıp onların kahvaltısını ve abdest almaları için ibriklerini hazırladığını biliyoruz. Bir müslüman evinde bu olurken, ermeni olan komşularının evinde durum hiç farklı değildir. Ermeni gelin de yine tüm hane halkından erken uyanıp benzeri görevleri yerine getirmektedir. Yani gelenekler birbirine çok benzemektedir."

Bu coğrafyanın onurlu ulusları, İttihat Terakinin politikarı egemen oluncaya kadar bir arada ve kardeşçe bir arada yaşamışlardır. Ulusların gözünü, tek bir etnik temele dayandırılan milliyetçilikler kör etmiştir. Her türlü melaneti ve kötülüğü ötekilere maaletme, her türlü kerameti kendinden menkul sayma anlayışı iflas etmiştir. Her tolumda, kötüler kadar iyiler de vardır. 

Sayın yazarın; "Cemal Paşa'nın "imalat hatası" torunu Hasan Cemal" gibi ve benzeri yüzlerce COPY/PASTE (KES/YAPIŞTIR) cümlesi vardır. Bu cümleler ona kolay yazı yazma avantajı sağlayabilir, ama kendi ifadesiyle seksendokuz yaşında olan bir muhtrermin artık bilgelik evresinde olması ve ettiği cümlelerin ucunun nereye gittiğini bilmesi gerekmez mi? Nefreti gözünü döndürmüştür. Birand için ettiği cümle şudur: "doğuştan "özürlü" Mehmet Ali Birand..." Birand'ın tek ayağı sakattır. Yazar düpedüz onun durumuyla alay etmektedir. Bir insanın doğuştan gelen engeliyle alay etmek, ne dinimize ne de törelerimize sığar. Yaşlı birine ise hiç yakışmaz.Saygılarımla.K. Mükremin BARUT