19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Bahçeli Sendromu


Dün yazmıştım. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin son zamanlarda yaptıklarını, önceki gün, Genelkurmay Başkanı’nın, “malûmu ilâm “ sözlerine dokundurmasını, anlamakta güçlük çekiyorum! Belki de, bu sözlerde bir keramet vardır, ama ben anlayamıyorum, çoğu milliyetçiler de anlayamıyorlar!

Sayın Bahçeli dün, sağa, sola, herkese-çatarken, Genel Kurmay Başkanının sözleri konusunda, dedi ki; .” Sorunların çözümünde rehber olacak ilke, çözümsüzlüğü 'malumun ilanı' mantığıyla kabullenmek değil, toplum vicdanının kabul edeceği çözümleri 'makulün ilamı' haline getirebilmek basiretidir'.

Sayın Bahçeli, bari lafları dolandırmasa da “makulün” şu sırada ne olduğunu açık -seçik ifade etse de, kendi “basiretinin” ne olduğunu görsek! ... Muğlâk ifadeler, bence, özellikle şu bağlamda, önce Sayın Bahçeli’nin kişiliği, liderliği, daha önemlisi MHP-Ordu ilişkileri hususunda, zararlı spekülasyonlara yol açıyor ve insan, acaba Bahçeli, bu kavgadan kendisine saygınlık, MHP’ye de oy toplamak mı istiyor, diye, düşünüyor! Bahçeli, “MHP başka bir partinin enkazı üzerinden siyaset yapmaz” dedi; kısacası “leş kargası olmayız” demeye getirdi! Doğru olan, MHP’ye, milliyetçiliğe yakışan da bu! Ama bir de “reel politik- reel politikacılık” var; Bahçeli hali hazır durumdan, vazife çıkarmasa, Partisi için “pay-oy” çıkarmasa, yani – mümkün olanı yapmasaydı – iyi bir politikacı olmazdı! “Politikacı “ olmak başka- “Devlet Adamı” olmak başka!

MAKUL OLAN NE?

Bahçeli “ politikacı bir lider “olsa da, şimdi, sözlerini, dolandırmadan, muğlâk konuşmadan, demek istediğini, açık seçik ifade etse! “Çözümü makulde aramak” ne demek- şu sırada “makul” olan nedir? Kendi deyimiyle, AKP’yi “kopyalamak” ve böylece, zihniyetini, yani “ şeriat özlemini” ,başka bir “ post” içinde yaşatmak mı? Bir nevi “idare-i ı maslahat” mı?

TSK ALLERJİSİ

Fakat daha önemli olan, Genelkurmay Başkanına sataşması! Biz de “Malûmu ilam” ” edelim: Sayın Bahçeli’nin, öteden beri, sebebini pek anlayamadığımız bir “ Ordu "alerjisi" ” vardır; zaman zaman, “kaşıntı” ortaya çıkar!

Bahçeli, geçenlerde Fikret Bila’ya “:Türk milliyetçisi olarak, MHP'nin, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin sivil uzantısı veya milis gücü olarak gösterilmek istenmesini kabul etmem mümkün değildir.” Daha önce de, emekli subaylara yönelik sert eleştirilerde bulunmuş ve adeta "MHP ile daha doğrusu kendisi ve yönetimi ile “tüm askerler” arasına mesafe koymuştu!

Acep nedendir de, “redif sesinden" ürker? ; kişisel bir sebepten mi? TSK’ni, MHP’nin gücünü kesecek bir rakip olarak, gördüğünden mi? Sayın Bahçeli’nin, sözde aydınların ve AB ‘nin görüşlerini “ Türk Ordusunun “siyasete” karışmaması gerektiği” yolundaki görüşlerini, paylaştığına inanmak istemem! Zira Ordunun AB kriterine göre değil Türkiye’nin, gelenek ve koşularında Cumhuriyet’in, on müdafaa hattı olduğunu, herhalde, bilmesi gerekir- bu “son sigortayı gevşetmek istemez! “Ordu Millet- Millet ordu” kavramı- Ordu sevgisi, milliyetçiliğin temellerindendir! Nitekim kendisi de, aynı konuşmada : "Bir Türk milliyetçisinin ordu-millet geleneğinden gelen bir millet anlayışı içinde, Türk Silahlı Kuvvetleri ile çatışmayı düşünmesi hiçbir şart altında mümkün değildir”.demişti, fakat şimdi netice itibarıyla kendileri, aynen, bunu yapıyor! Yok, eğer Bahçeli’nin alerjisi, 12 Eylül’de, müdahaleyi yapanların , “denge olsun " diye, “Devleti devirmeye çalışanlarla” “ Devleti savunanları” aynı kefeye koymaları ve Ülkücülere, MHP’lilere, reva görülen, haksız, hoyrat muameleler ise – bunların geleneksel “Ordu sevgisini” engellememesi gerekir. Hepimiz, milliyetçiler olarak, bu durumlarda çektiğimiz acıları, “taş gibi” bağırlarımıza basmalıyız! Milliyetçilerle, TSK arasında, soğukluk-nifak sokmak, ancak ortak düşmanlara hizmet eder! Aynı acıları, hem 1942 de hem de, 12 Eylül’de, fazlasıyla çekmiş olan, MHP kurucusu Başbuğ Türkeş de böyle düşünürdü!

TSK CEPHESİ

Ve şu bağlamda TSK *Genelkurmay neden susuyor? Bence, aslında, susmadı: Büyükanıt Paşanın ve Diğer komutanların, iptal kararından sonra “Malûm ilam edildi" yolundaki sözleri, iptal kararını desteklediklerinin, zarifane ifadesi idi!.. Eğer daha açık konuşsalardı, bu, meşhur “Ordu bu işlere ne karışıyor” yolunda tepkilere yol açar ve Bahçeli de, “E Muhtıra” konusunda olduğu gibi, tepi gösterirdi!..

Anayasa Mahkemesinin kararı, bugünkü kompozisyonuyla, bizatihi mevcudiyeti, Ordunun müdahalesine, Komutanların daha açık konuşmalarına gerek olmadığının kanıtı!

Kısacası Ordu Birand’ın dediği gibi : ““Biz sustuk, kenara çekildik. Artık top yargıda! Siz hadi bakalım çözüm bu sorunu” diyor!

Ama eğer şu sırada bu düşüncenin, Ordunun bundan sonraki “stratejisinin” bu olduğunu sananlar yanılırlar! TSK, Komutanlar değişseler, emekli olsalar da , “ Cumhuriyeti kollamak ve korumak “ görevinin başındadır! Bu, son sigortayı, Bahçeli bile gevşetemez!..

Nihayet son bir söz ; “Milliyetçi Hareket-MHP, Sayın Bahçeli’nin, dirayetine, ferasetine, bırakılamayacak kadar önemlidir!" ********

Yayın Tarihi : 12 Haziran 2008 Perşembe 13:59:30


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
ekrem şen IP: 78.172.94.xxx Tarih : 13.06.2008 00:27:27

grup toplantısını baştan sona dinledim.çok güzel bir konuşmaydı.dediklerine hiç katılmıyorum.