17
Mayıs
2024
Cuma
ANASAYFA

Başbakana soruyorum! Gerçek sorular

Sayın Başbakan Recep Tayip Erdoğan’a, buradan rica ediyorum; “Sayın Başbakanım ,sizinle şu sırada ve özellikle Avrupa Birliği ve Kürt sorunu konusunda, konuşmak ve bazı sorular sormak istiyorum. Eğer, beni Ankara’da ve İstanbul’da kabul etmek lütfünde bulunursanız, şimdi yaşamakta olduğum Alanya’dan, istediğiniz gün ve saatte ,arzu ettiğiniz yere gelmeye hazırım. Ancak tahmin ediyorum ki, bu ricamı kabul etmeyeceksiniz... Mehmet Ali Birand’ı ve diğer, size ve Partinize yakın yazarları, teke tek, kabul edersiniz. Cengiz Çandar’la Brüksel’de gece yarısı konuşursunuz, ama benimle konuşmayı, sorularıma cevap vermeyi ,herhalde ,kabul etmezsiniz,diye düşünüyorum. Bu da, tabii sizin takdiriniz.
Ben n, Birand vb. gibi çanak sorular sormayacağımı. Ssormak istediklerim, aslında, şu sırada ,halkımızın da öğrenmek istedikleridir.
HAYALİ MÜLAKAT
Şimdi, yüksek müsaadelerinizle, buradan, hayali veya sanal bir mülakat yapmak istiyorum.. Belki de, bu sorularıma , dolaylı olarak cevap verirsiniz,
KÜRT SORUNU- Şu sırada, Kürt konusunun, hem iç, hem de dış boyutları hususunda kafalarımız çok karıştı. Leyla Zana ve şeriklerinin , Yargıtay kararıyla , başka bir Mahkemede yargılanmak üzere salıverilmelerinin arkasındaki, asıl maksadın, hukuk kılıfına rağmen, “siyasi” olduğu, özellikle Sayın Gül’ün AB’ne müzakere tarihi verilmemesine “mazeret “bırakmamak” açıklamasından ,belli olmadı mı?
Zana ve şürekasının,, serbest kaldıktan sonraki beyanları, DEP Genel Başkanının sözleri, Güney Doğu’daki görüntüler,APO sloganları- bu zevatın ve Kürtçülerin, ,aslında hiçbir şeyi unutmadıklarını ,hiçbir şey öğrenmediklerini, asıl amaçlarından sapmayacaklarını - sonra zevahiri kurtarmak için, taktik ve ağız değiştirmelerine rağmen ,ortaya koydu. .Bu durumda ; Kürt konusunun , AB Kriterleri - ve dayatmalarıyla, çözülebileceği hususundaki kanaatınız, genel olarak Kürt konusundaki değerlendirmeleriniz değişti mi? ...Ve bundan sonra talep gelirse, Leyla Zana hanımı ve arkadaşlarını, resmi konutunuza buyur eder misiniz? Hanıma, eşi Mehdi Zana’ya kavuşması ve zafer turlarına AB Başkentlerinde devam edebilmesi için, pasaport verilmesini onaylar mısınız? Partinizin içinden çıkan ve bu konuda endişelerini belirten “10 Yiğit Adamın” adamın görüşlerini paylaşıyor musunuz?
KÜRT POLİTİKAMIZ
• Kürt Politikamız konusunda da kafalar iyice karışık; Mesut Barzani, acaba gaipten, haberler aldı mı ki, “Türkiye, Kuzey Irak politikasında köklü değişikliklere gidiyor ”diyor? Oysa siz “Türkiye’nin, politikası daha önce neyse bugün de aynı, hiçbir değişiklik yok!” dediniz! Ancak, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, daha önceki gün,TBMM Dışişleri Komisyonunda “Temsilcilerimizi Barzani ve Talabani’ye gönderdik...Türkiye’nin Irak (Kürt) politikası değişti!” demişti. Gidenlerden biri Büyük Elçi Osman Korutürk... Ve ben de geçenlerde ,Washington’dan çok doğru haberler veren Savaş Süzal’ın istihbaratına göre, Gül’ün Washington’da, Dışişleri-Pentagon-CIA uzmanlarına, aynı şeyleri söylediğini yazmıştım da, yalanlayan olmadı. . Sayın Gül , 2003 Temmuz’unda “Kuzey Irak’ta,özerk bir Kürt Devletinin herhangi bir işareti alınırsa, bu ,bölge için felaket olur” demişti...İşaret ne kelime, davul çalıyorlar, davul! . Ama benim de bildiğim, Kuzey Irak’ta bir Kürt Devleti kurulmasını savaş sebebi saymak devletin “Kıpkırmızı çizgisi” idi Son gelen haberlerde de Kürt politikamızda bir devrim yapıldığı ve bu “kırmızı çizgilerin” ortadan kaldırıldığı ve Washington’a da bu hususta teminat verildiği bildiriliyor. ABD, eve dönüş yasasını, PKK ile mücadele edeceği vaadinin koşulu olarak çıkartmıştı. Bu yasa ,aslında,militanların eyleme hazırlanmak için “dönmelerini ”sağladı ve bölgedeki askeri ve sivil makamların işlerini büsbütün güçleştirdi. Ve şimdi, . ABD’nin Ankara Büyük Elçisi Edelman’ cenapları ,alay eder gibi, “ PKK ile mücadele gündemimizde yok diyor! Çünkü PKK elemanlarını kullanmak gündemlerinde! Bu durumda . Sayın Başbakan, şimdi bu çizgiler değişti mi-değiştiyse,neden değiştirdiniz? Edelman’ın son sözlerini nasıl değerlendiriyorsunuz ve buna karşı tavır almayı düşünüyor musunuz?
• AB KONUSU
AB’den,a müzakere tarihi almak konusu,en azından ortada. Brüksel’deki beyanlarınızdan ,Birand’a ve Çandar’a söylediklerinizden ve diğer kaynaklardan,sizin de , AB zirvesinden sonra yayınlanan bildiriden pek memnun olmadığınız anlaşılıyor. Kararların, mutlak ittifakla alındığı AB’de bazı üyeler Türkiye’nin üyeliğine hatta müzakere tarihi verilmesine karşılar.Avusturya Cumhurbaşkanı, daha dün “Siz hazırsınız ama biz değiliz!” demiş. Daha önceleri Alman Dışişleri Başkanı Fischer, Danimarka Dışişleri Bakanı Stig Möllere “Türkiye hiçbir zaman üye olamayacak...Onları önce uyutalım sonra da unutalım “ derken mikrofonlara yakalanmıştı..Bunun belgeseline ödül vermişler ama bizi- bugüne kadar - elhak- uyuttular. Herhalde gerçeklerin farkındasınız ki, .”Kopenhag Kriterleri olmazsa Ankara Kriterleriyle olur” dediniz. Adalet Bakanı Cemil Çiçek de “Tarih vermezlerse ayıp ederler” dedi. AB Konusunda ricatın kapısını yapıyorsunuz gibi geliyor,
Sayın Başbakan Müzakerelere l Mart’ta başlanabileceğine hala inanıyor musunuz?
1 Mart- veya l Temmuz- ne fark eder. Hem bu tarihler tam üyeliğe alınacağımız tarihler değil, on, on beş yıllık müzakere sürecinin –belki de başlayacağı tarih. Ve muhtemelen hükümetinizi müşkül durumdan kurtarmak için verirler de... Verseler de,” uygulamaları o süreçte tamamlarız “ diyorsunuz. Ancak,şimdi , o süreçte, çoğu milli çıkar ve değerlerimize uymayan ve mesela Güney Doğu , APO’ nun da serbest bırakılması ve Ege hususunda yeni dayatmalar ve uygulama taleplerinin gelmeyeceği hususunda , milletinize garanti verebilir misiniz? En önemlisi, milletimizin TC Devletinin kaderini ,varoluşunu, kendi çıkar ve dinamikleri başka olan, ahvale göre değişken, Türkiye hususundaki görüşleri, emelleri , en azından şaibeli Avrupalılara ve yabancılara gönül rahatlığıyla emanet edebilir misiniz.? . O süreç sonunda dünyanın ,Orta Doğu’nun , Orta Asya’nın- ne olacağını görebiliyor musunuz? - Bugüne kadar , AB Kriterlerine uyum için, kabul edilen Yasarın , Anayasa değişikliklerinin ,üniter TC “milli devletine” zarar vermediği ve vermeyeceği hususunda , millete taahhütte bulunabilir misiniz?.
ANKARA KRİTERLERİ
Sayın Başbakan, “Eğer Müzakere tarihi vermezlerse biz de Reformları Ankara Kriterleriyle yaparız” diye, çok geç de olsa,çok doğru bir şey söylediniz. Kopenhag Kriterleri ile, yapılması istenen reformların çoğu , zaten Atatürk’ün çağdaş Uygarlık düzeyine ulaşmak için öngördüğü Ankara-Atatürk kriterleri idi. Bu böyle olduğuna göre, başlangıçtan beri bu AB sürecine –sürüngenliğine takılı kaldık, Avrupalıların , ,Verhaugen’lerin sopalarını yedik, bu kadar yüzsuyu döktük de, kandı yolumuza gitmedik? Bu sorum sadece size dağıl, bu süreci-sürüngenliği kabullenen,geçmiş bütün hükümetlere raci! Ama zat-aliniz şimdi TC Başbakanı olarak , meşhur belagat ve talakatınızla halkımızı “övünün, güvenin çalışım” diye “Ankara Kriterleri ” için motive edebilirdiniz.. . Neden bu yolu tercih etmiyorsunuz da, Brüksel’den hala olumlu cevap umuyorsunuz. . Yoksa, AB sürecine takılıp kalmanın asıl maksadı, borsa ve faiz endeksleri, holdinglerin , liboşların- İkinci Cumhuriyetçilerin, –milli, üniter devlet ve TSK karşıtlığıyla örtüşen beklentileri mi?
Sayın Başbakan; eski DEP milletvekili Sırrı Sakık ,bir TV programında , Kürt Konusundaki değişimin, “dış irade sayesinde “ mümkün olduğunu fakat yeter olmadığını söyledi. .Cengiz Çandar da “dış dayatmaların” yararlı olduğunu yazmıştı. .Şimdi, zat-ı alınız içerdeki başka “iradelere” karşı meydan okurken, dış iradelere ve dinamiklere göre hareket etmeyi, TC Başbakanı olarak, kabul ediyor musunuz?
Nihayet son bir soruya, samimiyetle cevap vermenizi bekliyorum Sayın Başbakanım; “ Eğer bugün iktidarda değil de , muhalefette olsaydınız, Kürt konusunda, AB konusunda, bugün düşündüğünüz ve hareket ettiğiniz gibi mi hareket ederdiniz, yoksa çetin bir muhalefet mi yapardınız? Neden değiştiniz?

Yayın Tarihi : 23 Haziran 2004 Çarşamba 13:59:35


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?