13
Haziran
2025
Cuma
ANASAYFA

Başbuğ Konuştu

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un önceki gün Genelkurmay karargahında yaptığı “İletişim toplantısında” söyledikleri tarihi bir belge niteliğindedir. Daha önce İstanbul’da Harp Akademileri’nde söyledikleri, akademik ve entelektüel idi. Son konuşması ise güncel ve gerçekleri ifade eden, yalanları ortaya koyan, TSK’yı dedikodulardan-yakıştırmalardan soyutlayacak tarihi bir belge, bir kilometre taşı; ve konulara damgasını vuruyor!

DARBE

“Darbe” iddiaları konusunda net olarak; “TSK’nın bünyesinde mevcut demokratik rejime aykırı faaliyette bulunan kimse bulunamaz, barınamaz. TSK olarak biz demokrasiye, demokratik rejime, hukuk devletine bağlıyız ve saygılıyız. Dolayısıyla TSK’nın bünyesinde farklı düşüncede olan kimse barınamaz, buna müsaade etmeyiz! TSK bünyesinde de böyle bir sorun yoktur. Ve bu soruna yönelik herhangi bir araştırma inceleme ihtiyacı da yoktur” dedi.

Başbuğ’un bu bağlamda, bu hususta söylemedikleri, söylediklerinden daha önemli!

ERGENEKON

Ergenekon konusunda ayrıntı olmayan, önemli bir ayrıntı; Başbuğ, “Mahkemenin kararı var; bu soruşturmaya, ’Ergenekon’denemez” dedi. Başbuğ, milli bir destanın adının mevhum bir terör çetesine verilmesine karşı hassasiyetinden ve tepkisinden öte, bütün sanıkların aynı torbaya konulmasından ve bir kısım medya tarafından da “yargısız infaz edilmelerinden” şikayetçi! “Hukuka, hukuk sistemimize, yargıya sonuna kadar güvenmek zorundayız. Başka alternatif yok. Bu herkes için geçerli. Mahkemeler kesin karar verinceye kadar herkes suçsuzdur” diyor!. Ve ekliyor; “Yarın o kişiler, beraat ederlerse bu kişilere verilen kişisel zararları kim kapatacak?”

Dinlemeler-ses kayıtları hakkında; “Bunlar legal mi? Türkiye artık her sabah, acaba kimin ses bandıyla karşılaşacağız dediği bir ortama geldi.Ses bantları legal, kanuni yollarla mı olmuş... Bu da bizi çok rahatsız ediyor.”

Emekli Orgeneral Özkök’ün tanıklığı husunda da “Bu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bu konuyla ilgili soruşturmaya devam etme niyetinde olduğunu gösteriyor” dedi.Yani diğer komutanların da tanık olarak dinlenmeleri mümkün!
Başbuğ; Bedelli askerlik konusunda son noktayı koydu: “Terörle mücadele devam ettiği sürece kimse bedelli askerliğe evet diyemez. Biz bunu insanımıza nasıl anlatırız. 9 tane vatan evladı şehit oluyor, öbür tarafta 7 bin 500 dolar, 10 bin dolar ödeyerek diğer Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı da askerlik yapmayacak. Bunu biz izah edemeyiz.”

Ben, sayın komutanım müsaade ederlerse daha da açayım; Türk ordusu profesyonel milli ordudur, vatandaşlar arasında “tefrik” kabul etmez!... Askerlik angarya değildir, parayla geçiştirilemz!

DTP konusunda: “Meclis içinde yer alan bir grup, siyasi parti olarak gözüküyor. Bu siyasi parti, terör örgütüyle olan ilişkisini, terör örgütüne bakışını açıklığa kavuşturmadan bizim onlarla aynı ortamda olmamız söz konusu değil. Bu sabah 9 şehit veren bir kurumun komutanıyım. Onların da terör örgütüyle ilgili konuşmaları ortadadır. Şimdi benden bunlarla bir arada bulunmamı beklemeniz şık değil...”

“Sanık” askerlerin GATA’ya sevki konusundaki dedikodular konusunda söylediği açık; “Bu ahlaksızlıktır!”

YORUMLAR

Genelkurmay Başkanının bu konuşması çok tartışılacak. Bazılarının ne yazacaklarını, ne söylyeceklerini biliyorum. İşte ilk örnek; TARAF’ın manşeti: Başbuğ “Ergenekonun yeni avukatı” ! Ve diyecekler ki , “Demokrasiyle yönetilen bir ülkede bir Genelkurmay Başkanı böyle konuşamaz”. Bu adamlar, Türkiye’nin hiçbir başka ülkeye benzemediğini hâlâ kafalarına sokamadılar... Hem her gün Orduya, komutanlara hakaret edecekler, iftira atacaklar hem de, Genelkurmay Başkanının bunları sineye çekmesini isteyecekler!!

Bu arada, “Ergenekonun” savcısı Erdoğan’a ait ses kayıtları internete düştü, veya düşürüldü. Başbakan, yakın geçmişteki bir MGK toplantısında “van minut” dedi mi bilemem, zamanın Hava Kuvvetleri Komutanına “Beni dinle” demiş!
Bu, AKP iktidarıyla TSK arasındaki ilişkilerin nasıl olduğunu gösteriyor!
Bu konu, Genelkurmay Başkanı’nın söyledikleri-söylemedikleri çok yazı gerektiriyor. Devam edeceğim...***

 

Yayın Tarihi : 2 Mayıs 2009 Cumartesi 11:40:13


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
el Mahmud IP: 88.231.72.xxx Tarih : 3.05.2009 23:16:23

elsaluda hitaben:Geçmişteki ve şimdiki yorumlarında takıyye yaptığından hiç şüphe duymadığımıbelirterek, çok güzel kompozisyon kabiliyetinle, bilinenleri tekrarlamak özelliğinigösteriyorsun; yorumlarında hiçbir açıklayıcı mesaj yok !..Güzel bir şekilde kullandığın kompozisyon kabiliyetinle, bir de "dtp hakkında"yorum yapabilirsen, biraz müsterih olacağım..


ElSalud IP: 88.242.243.xxx Tarih : 2.05.2009 14:58:24

Sayın Kılıç, malum çevrelerce yadırganacağı ve eleştirileceği önceden belliyken Genelkurmay Başkanımızın, konuşmalarını son derece yerinde ve en azından ülkemiz insanını doğru bilgilendirme amaçlı buldum. Kamuoyunun kafasında karışıklığa neden olan teknik konuların altları çizilerek yapılmış, alabildiğince ertelenmeye çalışılsa da, sonunda yapılması kaçınılmaz hale gelmiş bir konuşma olduğunu milletimizinde takdir edeceğini umuyorum. "Demokratik bir ülkenin Genel kurmay Başkanı böyle konuşmamalı" şeklinde gelebilecek muhtemel tenkitlere karşı, bir yerlere eleştiri okları yöneltmenin ötesinde, insanlarımızı düşünmeye yönlendirici bir metin hazırlanmışti. Bu konuşmanın sonrasında;

1- TSK'nin demokrasiye olan bağlılığı en yüksek rütbeli komutanınca bir defa daha tekrarlanmış oldu.

2- Hayali darbe planlarının ve eski Deniz Kuvvetleri Komutanımıza yakıştırılmaya gayret edilen darbe günlüklerinin asılsız bir masal olduğunu tekrar söylendi.

3- Sık sık emniyet güçlerince yapılan kazılarda bulunan ve basın tarafından "bir orduyu donatacak cephane" diye duyurulan el bombaları, lav mühimmatı ve sair silahların; TSK ve Polis teşkilatı tarafından kullanıldığı ve depolandığı, bazılarına ait MKE'nin yıllık üretim sayıları, TSK ve Emniyet Teşkilatına verilen adetler bazında açıklandı.

4- Halkımızın kafasını karıştırmaya yönelik olarak bazı basın organlarınca "polisin kazılarda bulduğu lav silahları" diye naylon poşetler içersinde fotoğrafları basılan, kullanılmış lav mühimmatına ait boş lancer'ların bir silah olmadığı ve tekrar kullanılamayacağı örneklenerek gösterildi.

5- Bu kazıyla cephane bulma gayretlerine karşı, TSK'nin toprak altında gömülü bir silah ve mühimmatı olmadığı belirtildi.

6- Ergenekon sorgulaması ve yargılaması aşamasında yaratılan bilgi kirliliği ve yapılan yanlı yayınlar ile hangi izinler ve hangi yöntemlerle gerçekleştirildiği belli olmayan ancak hukuksuzluğu aşikar kişi ve ortam dinlemeleri ve gizli kalması gereken dinleme kayıtlarının basında çarşaf çarşaf yayınlanmalarındaki  sistematik hukuk ihlalleri konusunda halkımız, sağlıklı düşünmeye davet edildi.

"Hafıza-i beşer, nisyan ile maluldür." diye sık tekrarlanan bir sözümüz vardır. Askerlik hizmetini yerine getirmiş yurtdaşlarımız tekrar hatırlarsa; ilk eğitim birliğine katıldıkları andan itibaren askerlikleri bitene kadar farklı görevlerde ve farklı birliklerde; kendilerine görevleri gereği TSK'nin bir silahı seri numarası ile zimmetlenir. Artık o silah ya da o harp aracı kendisine zimmetlenen askerin namusu sayılır. Görevi bittiğinde ise zimmetindeki TSK'nin emanetini, aldığı gibi eksiksiz ve çalışır iade etmekle yükümlüdür. Eğitim sırasında bile, kendisine teslim edilen silahın hasar görmesine neden olanlar, askeri yasalar gereği cezalandırılırlar. Bu durum bir Türk için hayatında utanç duyacağı olaylardan birisi kabul edilir. Bazı basın organlarının yayınladıkları, "orada burada gömülü TSK silahları" imalı haberlerini, en azından askerliklerinde teslim aldıkları silahlar ile ilgili disiplini yaşayanlarımızın takdirine bırakıyorum.