17
Mayıs
2024
Cuma
ANASAYFA

'Başmüfettiş'in Son Görevi

Avrupa Birliği'nin, Genişlemeden Sorumlu Komiseri Günther Verhaugen, AB “Sürüngenliğinin” baş aktörü idi. Şimdi süresi dolduğu için görevini başka bir “müfettişe” bırakıyor; sürüngenlik,şimdi bu yeni müfettişin denetiminde devam edecek. Yüzünde meymenet olmayan ,her konuşmasıyla borsaları ,faizleri hoplatıp zıplatan, Verhaugen ,diğer aktör - aktris Karen Fogg bu rollerinden dolayı pek kolay unutulmayacaklar.


Verhaugen şimdi, yerinde ve özellikle Güney Doğu’da , yapacağı
tespitlere göre ,İlerleme Raporunu vermeden - ve sonra da,”inşallah” Türkiye gündeminden düşmeden önce, başlığında “Türkiye Türklerindir” sloganı bulunan “milli” (!) bir gazetemizin, manşetinde ifade ettiği gibi, “ son teftiş” için , ülkemizde!


BAĞIMSIZLIK-ONUR-HAYSİYET


AB hayali uğruna ülkemizin başına böyle yabancı müfettişlerin musallat edilmesi ve iktidarlar dahil, iş adamlarımızın,medyamızın bu gibi adamların ağızlarının içine bakmaları- milletimizin kaderinin bu gibi adamların ve Avrupa devletlerine,liderlerine emanet edilmesi, Mustafa Kemal’in ve Türkiye’nin bağımsızlığı ı için mücadele etmiş olanların, Lozan’da –Lord Curzon’a “ Boyuna bağımsızlık diye tutturan bu sağır adandan bıktım” dedirten İsmet Paşa’nın , ruhlarını muazzep edecek ,onursuzluk ve aymazlıktır. “Koşullar şimdi değişti” diye bu sürüngenliği mazur gören ve gösterenler , haysiyet ve onurun anlamının hiçbir koşula göre değişemeyeceğinin idraki içinde değiller!


AB hayali uğruna TC Devletinin bütün temelleri oyuldu. Belki şimdi farkında değiliz ama ,bir gün – on ,on beş yıl sonra,kendimize gelip , geriye bir bakacağız…biz olmasa da bizden gelen kuşaklar bakacak ve Atatürk’ün kurduğu ve emanet ettiği Cumhuriyet’ten bir şey kalmamış., ülke parçalanmış! AB “operasyonu” başarılı olmuş ama “hasta” yanı TC sizlere ömür. Bunları çok yazdım- gene de yazacağım; kayıtlara geçsin diye! Ve ilerde,ben ve benim gibi düşünenlerin ne kadar haklı olduğumuz anlaşışsın diye!


Araklık sonunda Verhaugen cenaplarının ilerle raporuna göre bir 2005 yılı için de olsa, bir müzakere tarihi verilse bile , bu , AB üyeliğini garanti etmeyecek aksine açıkça ifade edildiği gibi, en az 8 yıl fakat muhtemelen,a 2020 yılına kadar sürecek ve sonunda da Üyeliğimiz garanti edilmeyecek ve yeni Verhaugenlerin “teftiş ve imtihanlarıyla, TC Devleti büsbütün yok edilecek! Bunu da bir tarafa yazın ; şimdi kapı kapı müzakere tarihi dilenen iktidar mensupları ” şartlı " bir müzakere tarihi verilirse sevinmesinler ve milleti aldatmaya devam etmesinler! Verhaugen gene açıkça söyledi; AB üyeliği süreci-sürüngenliği - ,Müzakere tarihi verilse bile çok uzun sürecek ve zaman TC aleyhine işleyecek!


Brüksel Sevdalıları,şimdi “Bağımsız Türkiye Komisyonu”nun “olumlu" raporundan medet umuyorlar:Bu Komisyonun ve raporun etkisi,en azından şüpheli, Kararlarını ittifakla alması gereken AB Komisyonunda Türkiye’ye karşı kuvvetli dirençler var.ve 6 Ekim’deki kararı da ortada. Türkiye’nin kaderinin sonuçta “zina”ya ve Ruhban okullarına dayanması da acı olmasaydı çok garip!


AB’NE TARAFTARIZ AMA…


Bu vesileyle bir hususu belirtmek de fayda var. “AB ne taraftarız” sözleri, adeta bir amentü oldu. Komutanlarımız bile kendilerini bunu söylemeye mecbur hissediyorlar…. Tabii ki, parçası olduğumuz Avrupa’nın birleşmesine ve ilke olarak AB’ne taraftarız. NATO, bu birliğin habercisi ve Türkiye de bu örgütün en sağlam üyesi idi.; asıl mesele bu böyle olduğu halde şimdi AB’nden- Avrupa’dan neden dışlandığıdır…Nihayet, AB’ne taraftar olmakla, AB sürüngenliğine razı olmak arasında bir fark olması gerekir.


Genelkurmay Başkanımız Orgeneral Hilmi Özkök, 30 Ağustos mesajında , haklı olarak ,”Avrupa Birliğini oluşturan müreffeh devletlerin sınıfına girme ve çağdaş uygarlık hedefine ulaşmak yolunda önemli adımlar atıldığını “ ifade etti Bu yolun, Atatürk’ün gösterdiği hedef olduğunu söyledi. Ancak , “atılan onamlı adımları” üzerinde durmak ve bunları irdelemek gerekiyor. Bu “adımları”,TC Devletinin temellerini kazan uyum yasalarını ve uygulamalarını tasvip etmek , içimize sindirmek mümkün mü?


Bakın, Verghaugen , Türkiye “teftişinin “ en önemli kısmını Güneydoğuda yapacakmış: orada bence Türkiye’yi parçalamaya matuf uygulamaların nasıl gittiğini görecekmiş…Onu Kürtçe sloganlarla karşılamaya hazırlayan DEP’lilerin ,DEP’li Belediye Başkanının ona olunla bilgiler vermelerini beklemek abes. Muhakkak “uygulamalardan” şikayet edecekler
Nitekim ilk şikayetleri “köylerin” askerler tarafından yakılması olmuş..Kimse sormuyor ; Avrupalılar ve Amerikalılar,neden Güney Doğumuzla neden bu kadar ilgililer, orakları neden özellikle “teftiş” ederler?


Verhaugen cenapları, bölgede iken , acaba PKK’yı da teftiş edecek ve sonra da telin edecek mi?


SON SÖZ


Dönüyorum AB konusuna; AB Aralık sonunda müzakere tarihi vermese,hatta en ahmak olanları bile uyandıracak şartlı bir tarih verse ,ben bayram edeceğim. Belki ancak böyle uyanır ,silkinir ,kendimize gelir ,kendi yolumuzda,,kendi çıkar ve kriterlerimize göre ,onur ve haysiyetimizle devam ederiz.!

Bu gücümüz yok mu?

Yayın Tarihi : 7 Eylül 2004 Salı 18:15:39
Güncelleme :7 Eylül 2004 Salı 18:23:50


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?