“Süheyl Batum” konusu durmayacak: linç devam ediyor. Eğer “linç’ten” kurtulursa, Başbakanın talimatı, Suç duyurusu üzerine yargılanacak! Erdoğan’ın suç duyurusu yaparken ki sözleri anlamlı: Hukuka, Anaysa hukukuna ne kadar saygılı olduğunu gösteriyor: Batum’a hitaben: “Her yanın Hukukçu olsa, ne yazar!” … Batum hemen taşı gediğine koymuş, adeta “dinime dahleden müslüman olsa” der gibi cevap veriyor: “Şehitlere kelle diyen bir Başbakan mı suç duyurusunda bulunuyor? Yoksa Anıtkabir’de sap gibi durmaya gerek yok diyen bir Başbakan mı suç duyurusunda bulunuyor?”
“Hukuk”-“Adalet” bir yana, Batum, herhalde yargılanacak - mahkûm edilirse de, değeli bir hukuk adamının, siyaset alanındaki yolu kesilmiş olacak ve - fırsattan istifade, AKP de, ondan kurtulacak!
Batum’un "defteri dürüldü": AKP’nin, Hukuk "bilgeleri" -Başbakandan sonra, Bakanlar ihsası reyde bulundular; Hüküm belli; “katli vaciptir”. Bu olamazsa, Silivri'ye”, oradaki “zanlılar” – “kâğıttan kaplan” dediklerinin arasına sokulur. Anca o koğuşlarda, diğer tutuklular tarafından hırpalanır mı? Sanmıyorum; çünkü Batum’un aslında ne demek istediğini en iyi bilenler oradakiler! Hemen söyleyeyim; ben hissediyorum ki Genelkurmay da Batum’a karşı girişilen bu yargısız infazdan rahatsızdır.
PARADOKS ŞİFRELERİ
İşte bu olayda, Türkiye'de, şu sırada yaşanan paradoksun şifreleri yatıyor. Kısacası şimdi Batum’u infaza kalkışanlar, kendi dediklerine göre, güya Ordunun onurunu koruyanlar, aslında, Orduya karşı derin husumet ve kin besleyenlerdir.
ARINÇ
Ve çelişkiler içinde çelişki: Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Orduya karşı, muhtemelen ata irkil, hıncı olan bir kişi. Bunu defalarca ifade etmiştir... “Askerlikten başka her işle uğraşmışlar. Siyasetle uğraşmışlar, darbelerle uğraşmışlar. Memlekette kendi kafalarına göre uygun buldukları işleri yapmak için maalesef yasa dışı güçlerle bile iş birliği yapmaktan çekinmemişler. Allah’a çok şükrediyorum ki Türkiye bunların zamanında bir savaşa falan girmemiş, yoksa bunların savaşacak halleri yok.”
Bu sözler, “maksadı aşan” sözler değildir; “zikriyle fikri bir” Arınç’ın asıl düşünceleri ve maksadıdır. Orduya ve Komutanlara “alenen hakaretti”… Erdoğan ve diğerleri, bu sözler üzerine, neden Arınç hakkında suç duyurusunda bulunmadılar?
GÜNAH KEÇİSİ
Batum şimdi günah keçisi - veya “simge” hedef Ona vururken aslında kendi değişik amaçlarına hizmet ediyorlar.
CHP Genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, şu güç durumunda, ona arka –sahip- çıkmaması, muğlâk konuşması, hatta istifasını ima etmesi, siyasi ahlak açısından kabul edilir gibi değil, daha doğrusu çok iyi, anlaşılıyor. En azından, politikacı “kıvırması” en kötüsü, onu fareler önüne atarak kendi durumunu korumaya çalışması ve de “eksen kayması”…
GERÇEK
Kökleri Türklüğün tarihi kadar derin ve sağlam, koca Çınar ağacının içi boşaltılmışsa –ki gözler önünde başlatılmakta – bu, kimin –kimlerin talimatı ve hangi “fahri savcısının” iddianamesiyle, yapılıyor? Maksatları, üzüm yemek – Orduyu güya savunmak değil- bağcıları dövmek… Acı gerçek TSK’nin, maalesef AKP iktidarı tarafından dize getirilmiş -yenilmiş olmasıdır… Sabahattin Önkibar’ın, komutanlar konusundaki, bütün yorumlarına katılmıyorum ama yazdıkları, acı ama gerçek:
Önkibar, “Asker AKP’ye yenilmiştir” diyor ve bunun nasıl olduğunu yazıyor:“Kendine rezilce komplolar kurulurken susarak! Mensuplarına alçakça tezgâhlar işletilirken idare-i maslahat yaparak! Bizatihi kurumsal kimliği açıktan hedef alınırken görmezden-duymazdan gelerek. Mahremine, yani Kozmik Odasına fütursuzca girilirken hiçbir şey olmamış gibi davranarak!”
Arkadaşımız soruyor: Ne mi yapabilirdi? Cevabı: “Karşı psikolojik operasyonlar düzenlenebilir, TSK'ne saldıranlar ve amaçları tek tek ortaya konup milletle paylaşılabilirdi”. Acı ama gerçek. Fakat bir şey var: TSK düşmanlarıyla aynı alçak seviyede, eşit şartlarda ve aynı silahlarla savaşmıyor...
MHP ŞUURU
Beni rahatsız eden bir husus, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin de bu linç kafilesine katılması… Sayın Bahçeli, Batum İçin “şuurunu kaybetmiş bır siyasetçi” deyimi kullanmış. Asıl bu sözler maksadı biraz aşmadı mı? Batum’un, yargısız infaz olmadı mı? Yoksa Bahçeli, bir politikacı olarak, seçimlerde rakip gördüğü CHP’ye tıpkı AKP’nin yaptığı gibi, Batum üzerinden vurmak mı? Eğer gerçekten böyle ise ne acı!...
Bu durumda-bu saldırılar karşısında Süheyl Batum CHP’den istifa eder mi? Bu, CHP için kayıp olur! Aslında, başkalarının istifa etmeleri doğal “istifaya” uğramaları gerekir. Ama doğanın aksine, siyasete en layık olmayanlar kalıyor!***