19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Belge’li İhanet - 1!

Vücutta, adrenalinin yükselmesi, sağlığa yararlıymış, .zihne de küşayiş verir, hatta Alzheimer hastalığını da, önlermiş. .Ben de, hemen her sabah, yazıları ve yorumlarıyla, beni kızdırdıkları, adrenalimi yükselttikleri için, entel liboşlara teşekkür borçluyum! Bunlardan biri, RADİKAL’DE köşe tutan Murat Belge… Çok şey bildiği halde, aslında, hiçbir şeyi tam bilmiyor ve bilhassa Türk milletini ve “devletini” anlamamış. Maalesef, eniştesi Yakup Kadri’den ve babası Burhan Belge’den pek nasip almamış!

Kişileri babalarının, analarının , yakınlarının yaptıklarından - veya yapmadıklarından- dolayı sorumlu tutmak yanlıştır, ama Murat Belge’nin ruh ve düşünce yapısını irdelemek için ve özellikle son yazılarında suçladığı kişi ve kurumlar dolayısıyla, bir tespit yapmak gerekti. Gerek babası Burhan Belge ve gerekse eniştesi Yakup Kadri Bey, 1930’larda sol eğilimi “Kadro” hareketinde yer almışlar ama sonra ayrılmışlardı. Yakup Kadri, Atatürkçü ve milliyetçi çizgide yer aldı… Burhan Belge’de kalemiyle, sırasıyla, Atatürk’e, İsmet İnönü’ne, Murat’ın şimdi suçladığı rahmetli Bayar’a -ve son olarak da, Adnan Menderes’e hizmet etti. Rahmetli Menderes’in talimatıyla, Radyo Gazetesi metinlerini o yazardı.

Hasan Cemal Güzel, Türkiye’de “aydın” olmanın şartını çok güzel özetlemiş ; “ Bu “sözde” aydınlar, Türkiye’nin tezlerine ne kadar karşı çıkarlarsa o kadar aydın sayılabileceklerini sanırlar”…Belge de öyledir; hem soyut olarak “Devlet” hem de somut olarak TC Devletine ve Türk milliyetçiliğine karşı çıktığı ölçüde “aydın”dır!

Meselesini, daha doğrusu çelişkili kişisel “meselesini”, ortaya koyuyor. Her halde. Biz o aydınlara karşı olanların “ “liberal aydınların devletle saplantılı ilişkileri var… Her durumda devleti suçlu buldukları için. Çoğunluğun milli duygularını rencide ediyorlar” savımızın tespiti çok doğru. Ama bundan sonra Alparslan Aslanın Danıştay saldırısını,” aydınlara öfke duyanların taşkınlıklarına bağlaması, yani Aslan’ın Danıştay yargıçlarına adeta, bu sözde aydınlara karşı gösterilen tepkilerin şartlandırdığı ve dolduruşa getirdiği iddiası, tam bir entel zırvası! Hele Aslan'ın kimler tarafından şartlandırıldığı belli iken!

Ama Belge'nin diğer bir tespiti doğru: ben ve benim gibi düşünen milliyetçiler ve vatanseverler, .bu sözde “aydınların “ devletle çatışmış, bunu bir türlü unutamamış ve devlete, her vesileyle karşı çıkmakla çarpık ruh haletlerini orya koyan kişiler olduğuna inanıyoruz!
Belge’nin ve onun gibilerin, ruh ve düşünce bozukluğunun bır kanıtı da, “Devlet” konusunda! Eflatun’un Un DEVLET’İNİ muhakkak okuduğu halde, bu kavramın manasını,içeriğini anlamamış. Kısacası “Devlete” –“bizimki de olsa” ilke olarak düşman! .” Devlet” ve “Hükümet “hem ayrı, hem de bır yerde birleşen kavramlar. Hükümetler “DEVLETİ” ve teşkilatını, esas almak ve bu şemsiye altında hareket etmeye mecburlar. 14. Louıs’ni “Devlet Banim!” telakkisinden, bugüne kadar çok evrim olmuş ve zaman zaman hükümetler. Devleti ele geçirip, geçirip, kötüye kullanmaya çalışmışlar. Dayatmacı devletler de olmuş.. 

Devlet adına suiistimaller de! Ama bu bır temel gerçeği değiştirmez; . Devlet Türkler için Orhun Abidelerinden, Selçuklardan Osmanlılara ve günümüze kadar, adeta kutsal, “ebet müebbet “bir olmazsa olmaz kavram ve yapıdır. ”Kuzgun leşe Devlet başa” deyimi de bu inancın ifadesi. Ve Devlet olmasaydı neler olabileceğinin güncel kanıtı da bugünkü Irak! Başka bir gerçek de, TC’nin, yüzyılların bu birilimi ve omurgası üzerinde kurulduğu… 

Belge, son yazılarında, tarihimizdeki İttihat ve Terakki dönemini ve uygulamalarını, yanlış “Devlet tasarruflarının” örnekleri olarak ele alıyor. Rahat köşesinden ve masa başından, o günlerin gelişme. Şartlarını ve çerçevesini göz ardı ederek o hareketleri yapanları”suçlamak” entel ukalalığı! Belge durup dururken, rahmetli Celal Bayar’ı, İttihat ve Terakki nin Ege Bölgesi Umumi Müfettişi iken “devlet gücünü iktidarını kullanarak” ve – kendi deyimiyle “-çete kurarak.”,gayrı Müslim ve gayrı Türk mülk sahiplerini "terörize" edip. Memleketten kaçırmakla “ suçluyor. “Çete” dediği de, düşman işgallerine karşı, her bölgede, sine-i milleten fışkıran Müdafaa-i Hukuk,milli direniş hareketi! Yani Kurtuluş Mücadelemizin kökenleri! Bu konuya yarınki yazımda döneceğim.
 
ZEKİ SARAÇOĞLU – Eskiden yazdığım ORTA DOĞU gazetesini sahibi Zeki Saraçoğlu, aniden vefat etmiş. Allahtan ona ragmet .yakınlarına ve Orta Doğu ailesine baş sağlığı diliyorum.
Yayın Tarihi : 21 Ağustos 2006 Pazartesi 16:02:02


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?