1
Mayıs
2025
Perşembe
ANASAYFA

Belgeli Ihanet- 2

Yakın tarihin çöplüklerini eşeleyip, topladığı kırıntılardan, Devleti, daha doğrusu “bizim devleti”, kınamak için kanıtlar çıkarmaya çalışan Murat Belge, Devletin “yanlış tasarruflarına” örnek olarak, rahmetli Celal Bayar’ın, önce, İttihat ve Terakki Ege Bölgesi Umumi Müfettişi iken ve sonra da, Kurtuluş mücadelesinin başlarında, Müdafaa-i Hukuk hareketinin “ Galip Hocası” olarak,”icraatını” göstermiş… O zaman ki adıyla Mahmut Celal, güya,  Gayrimüslim ve gayrı Türkleri “terörize” edip memleketten kaçırıp mallarını ellerinden zorla almış! Yani, Belge, Müdafaa-i Hukuk-direnişine “çete” , Kurtuluş Savaşının Kahramanlarından “Galip Hoca”ya “terörist” diyor. Buna, ,o dönemin ve bölgenin olaylarını, gerçek koşul ve çerçevelerinden çıkarıp, bir vatanseveri, sonra TC''nin Cumhurbaşkanı olmuş bir kişiyi suçlamak gafletten ve ahmaklıktan öte “bilimsel ahlaksızlıktır!

Bır defa, o “gayrimüslimlerin” -, Rumların ve Ermenilerin-. O bölgenin ekonomisine, ticaretine vs. Türklerin sırtından egemen olmaları, bır tarafa, ülkeye nasıl ihanet ettikleri, Yunan işgali esnasında ortaya çıktı… Mahmut Celal Bey-,“Galip Hoca”, bu durum ve ihanetlere karşı hareket etti ve mesela, Rum ve Ermenilerin elinde olan demiryollarına, Milli Mücadele’de, askerimizi ve mühimmatı taşıyacak trenlerimizi işletecek Türk elemanlar yetiştirmek için Şimendifer okulunu kurdu, Mahalli Bankacılıkta ilk adımları attı ve Mustafa Kemal Atatürk de, Mahmut Celal Bey’e, bu hizmetlerinden ve becerilerinden dolayı, önce, Celal Bey’in Hint Müslümanlarında gelen parayla milli bir banka kurulmasını Mustafa Kemal’e o önerdi ve Türkiye İş Bankasını o kurdu. Bayar. İktisat Vekili olarak, Türkiye’de yerli endüstrinin kurulmasına öncülük etti… Atatürk’ün son Başbakanı oldu… . Atatürk’ün, sonuna kadar, itimat ettiği bir kişiye , “çeteci” “ terörist” demek, dolaylı olarak Atatürk’e saygısızlıktır. 

Belge’nin tarihten eşeleyip çıkardığı başka kırıntılar, arasında ”Cumhuriyetim erken evrelerindeki” bazı olaylar var. Mesela, Bolşevik idaresini Moskova’dan Türkiye getirirken önlenen Mustafa Suphi olayı, Sormak lazım: Mustafa Suphi, O dönemde, Anadolu’ya çıkıp, ortalığı karıştırsaydı ne olurdu?

Belge, bütün bu ihtilal döneminin doğal sıkıntıları ve acılarından “Devlet”i sorumlu tutuyor: “ kahrolsun “devrini tamamlamış Ulus Devlet”!
Ona göre Türkiyenin son evrfelerındekı yanlış “devlet tasarruflarının” kökeninde adını “ İT” diye adeta terbiyesizce kısalttığı İttihat ve Terakki Partisini, liderlerini, 1908–1918 arası iktidarda ılem “komitacılık” yaparak Devlet Gücünü kötüye kullanmakla suçluyor… İttihat ve Terakki ve liderlerinin çoğu, tarihin akışı dolayısıyla, Bulgar ve Balkan komitacılarıyla mücadeleden gelmişlerdi, Aynı yöntemleri kullandıkları da doğrudur. Ancak gene o olayları yaşandıkları çerçeve ve koşullardan soyutlayıp. Bugünkü rahat köşelerden, özellikle “DEVLET” karşıtı hükümler vermek de saptırmadır! , ,İttihat ve Terakki yi ve liderlerini Osmanlı Devletini, Birinci Dünya Savaşına oldubittiyle girmekle ve sözde “Ermeni Soykırım”ı yapmakla suçlamak da, tarihi, bilgisizlikle, saptırmaktır, Osmanlı “devleti” ,kültürü, kurumları, hatta yasaları ve kuralları ıle, nasıl tarihi mirasımızın ayrılmaz bir parçasıysa, İttihat ve Terakki ve mensupları da Cumhuriyet Devletinin kadrolarında ve temelinde vardılar. 

Bayar İttihat ve Terakki Partisin Ege Umumi Müfettişi idi. Subay olarak İttihat ve Terakkinin Teşkilatı Mahsusa’sında, görev yapmış, babam Kılıç Ali de , ,sonra Enver Paşa’nın kardeşi,1917’de Bakû’ye giden İslam Ordusu Komutanı Nuri Paşa’nın yaveri idi… İstanbul ve ülkenim bir kısmı İşgal edilince. Enver Paşa vatanı, Orta Asya’dan kurtarmak mücadelesini veriyordu. Aynı emelle ve fakat mücadeleyi Sivas’tan başlatan Mustafa Kemal’le arasında yöntem ve görüş farkı vardı. Babam ve iki subay arkadaşı, Enver Paşa’ya iltihak edeceklerken “İttihatçı” Celal bey, onlara “Siz Sivas’a gidin, Mustafa Kemal’e katılın” diyerek yol parası vermişti. Kısacası, eski İttihatçılar Mustafa Kemal’in yolunu seçmişler, İttihat ve Terakki ile yollarını ayırtmışlardı. Ve , : Belge’nin sözünü ettiği İzmir Suikastı vesilesiyle Mustafa Kemal’in hareketine karşı çıkan bazı İttihatçılar, İstiklal Mahkemesi kararlarıyla, açıkçası “ tasfiye” edildiler. Bu, acı, fakat devrimin var oluşu için gerekli bir “candan can koparmaktı ”. Bütün bunlar, -hatta kişisel düzeyde, mesela, benim. Babamın İstiklal Mahkemesi yargıcı olarak idama mahkûm ettiği, İttihatçı Cavıt beyin oğlu Şiar’la seksen yıla yakın can dostu olmamız da, yakın tarihimizi kesişmeleri ve çelişkileridir. Ama "Devletin" günahları değildir! .Ben ve bizim gibiler," DEVLET”İ, kutsal "Devleti", Belge ve onun gibiler gibi, tarihin çöplüklerinde aramayız-genlerimizde hissederiz. Devlet Başa Kuzgunlar leşlere!” … 

NOT –Dün ,22 Ağustos Celal Bayar’ın Ölümünün 20.yıldönümüydü.
Yayın Tarihi : 23 Ağustos 2006 Çarşamba 15:29:49


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?