Benzeye benzeye yaz, benzeye benzeye, kış olurmuş..." Türban konusunda da öyle oluyor Benzete benzete, alıştıra alıştıra, sonunda türbanı Çankayaya çıkaracaklar.
Hatırlatalım; Türkiyede kadınlar için başörtüsü sorunu yoktu Atatürk döneminde de sonra da Büyük annelerimiz, yakınlarınız başörtüsü örterlerdi. hatta 1945 yılında İstanbul Hukuk Fakültesinde bazı sınıf arkadaşlarımız da...
Yadırganmazdı... Çünkü kadınlarımızın geleneksel başörtüsü, irticanın simgesi değildi. Atatürk de kadınlar için, kıyafet zorunluluğu koymamış, Bunu kadınlarımız kendileri hallederler demişti Ancak Necmettin Erbakan ve Refah Partisi hiç yoktan, geleneklerimizde, ne benzeri, ne de modası olmayan, fakat Emine Erdoğanın ve Bayan Gülün ve diğerlerinin ve tesettürlü genç hanımların başlarında görülen tarzdaki başlığı, güya milli görüşlerinin ve laik Cumhuriyete meydan okumanın, simgesi yaptılar. Türban sorunun miladı ve kaynağı budur.
ARINÇ OLAYI
TBMM Başkanı Bülent Arınç, türbanlı eşi ıle havaalanına Cumhurbaşkanı'nı teşyie gittiğinde, kendisine Çankaya yolunu açmanın ilk sınamasını yapmış ve bir mesaj vermek istemişti. Naçizane, ben ,o zaman, bunu bir TV programında açıkça söylediğin için, o sırada yazdığım gazeteden dışlanmıştım'
Ama çoğu aydınlar ve meslektaşlar beni desteklemişlerdi. Şimdi türban konusunda aynı, doğrultuda yazılarımın , bazı milliyetçi okuyucularım tarafından da yadırgandığını hissediyorum Türban konusunda havalar Benzeye benzeye değişiyor; Türban, adeta laikliğe karşı bir simge veya hareket olmaktan çıkarılıyor... En liberal kalemler bile bunun bir demokratik özgürlük meselesi olduğunu yazmaya başladılar.
DEMİRELİN YAKLAŞIMI
Daha vahim bir gelişme, kendi döneminde ve Cumhurbaşkanlığında türbanı Çankayaya sokmayan 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Anayasa ve kanunlara göre, türbanlı eşi olan birinsin ve ya bir hanımın Cumhurbaşkanı seçilmesine ve Çankayaya çıkmasına Anayasal engel olmadığını söyledi ve pratikte imkansız olduğunu bile bile bulun yeter sayıda oyu, ve türbanlı kişilerin veya eşleri türbanlı kişilerin Cumhurbaşkanı olmayacakları hükmünü Anayasaya koyun. demesi, aslında türbanın Çankaya yolunu açan sözler!
Tabii söyledikleri ,bir yerde, mantıki Öyle ya, türban Başbakanlığa , Bakancıklara çıktıktan sonra, TBMMdeki AKPli ı milletvekillerinin çoğunun eşleri türbanlı olduğuna göre, mantıken ve fiiliyatta türban, Çankayaya Atatürkün kutsal mekanına da çıkar, Mahkemelere yargıç ve avukat olarak girer Devlet dairelerini istila eder Ve Benzeye benzeye, yaz benzeye benzeye kış olur .Oldu bile. Varsın Atatürkün kemikleri sızlasın!
Ama bu konu o kadar basit ve ucuz mu? CHP Genel Başkanı Baykal çok doğru söylemiş:
-Neticede , hiçbir aksine hüküm ve kanun olmadığı ilkesine göre, sarıklı poturlu ve çarşaflı da olurlar. Türkiye sathında türbanlılar çoğalır . Kimlik hatta rejim krizine yol açar. Bunun anlamı rejim değişikliğidir ve laik rejimin sonudur! Asıl tehlike budur!
Bu olay AKP İktidarının, her konuda-her alanda . Kadrolaşmada-din eğitiminden, İmam Hatip Okulları mezunlarının her alanda idareyi ele almalarına kadar, yapmakta olduğu tahribatın bir parçası Belki, bu İktidar sonunda şu veya bu şekilde gider, ama bıraktığı tahribat tortuları çok ağır olacak. Tıpkı, AB ıle müzakerelerin tam üyelikle neticelenmeyeceği kesin olduğuna ve ABnin genişleme süreci fiilen sona erdiğine göre öldüğüne göre ABne verilmiş ve verilecek ödünlerin, milli çıkarlarımca değerlerimize verdiği ve vereceği zararların acısını çok çekeceğimiz gibi
AKP İktidarı nasıl gider?" Tabii Demokratik yöntemlerle, seçimle! Ama şu sırada erkem seçimler yapılsa bile, AKP nın gene kazanacağı muhakkak gibidir. Türban konusunda referandum yapılsa türbanın kazanacağı gibi. Bu Türkiyenin açmazdır!.
Erdoğan Başbakan olmadan önce demokrasiyi istenildiği zaman ve işlerine geldiğinde binilen ve sonra da inilen bir "tramvaya" benzetmişti. Ne var ki tramvayı durdurmaya konjonktür müsait değil.
Ortada tek çare, AKP İktidarını gene demokratik yöntemlerle ve seçim yoluyla devirmek! Bunun için de sol ve sağ muhalefetin Kuvvay-ı Milliye çizgisinde, Kurtuluş Savaşının başında Müdafaa-i Hukuk hareketlerinin birleştiği gibi bir "güç birliğinde birleşmeleri. Bunun için de muhalefet partilerinin hiç olmazsa-bir süre için partizan hesapları bir tarafa bırakmaları gerekir.
Ama maalesef henüz bunun emareleri görülmüyor. Aksine Ankarada tezgahlandığı anlaşılan yeni oluşumlar, diğer partilerin altını oymaya, onlardan oy kazanmaya çalışıyorlar ve hatta inşallah yanılıyorum- ama ,bu yeni oluşumda da türban vb kozunu, AKPnin elinden almak gibi bir düşünce varmış gibi geliyor bana!
Türk olmak, Türkiye olmak her zaman çok güçtü
Bugün her zamankinden daha güç!