19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Beraber Yürüdük Bu AB Yollarında

Bu gün, 6 Ekim Çarşamba günü – Verhaugen cenapları Türkiye konusundaki İlerleme Raporu ile birlikte Müzakere Tarihi konusundaki tavsiyeyi açıklayacak. Avrupa’dan o kadar değişik,çelişkili sinyaller,haberler geldi ki,bu bağlamda yorumlar ve tahminler yapmak boşuna! Durum, ak mı, kara mı, önümüze düşünce, anlayacağız!

 Ben, “her halü karda” “kara” olacağını düşünüyorum.. Ama göreceksiniz; bu rapor konusundaki yorumlar, bu konudaki hareket noktasına, bakış açısına göre yapılacak. Eğer hareket noktanız, milli çıkarlar,Türkiye Cumhuriyetinin ve milletimizin varoluşu,milli değerler değil de ,sadece borsa-faiz değerleri – yabancı ı yatırım beklentileri , kişisel-holdingsel hesaplarsa – bu rapor nasıl çıkarsa çıksın ve neticeleri ne olursa olsun olumlu karşılanacak- “bundan sonrası bizim performansımıza bağlı” denecek, Avrupalıların Verhaugenlerın iki yüzlülükleri Baskları ve bundan sonra dayatacakları yeni ı koşullar peşinen sineye çekilecek- Rapora kulp takılacaktır.
Ancak,eğer hareket noktanız , milli değerlerimiz, , ülkemizin ve milli tekil devletin varoluşu- geleceği ve milli onurumuz ise, ben, şimdiden açıkça şöyleyim, bu raporu ve neticelerini kabullenmek ve müzakere sürüngenliğine girmek, gafletten öte, Sevr diktasını kabul etmek kadar ağır bir ihanet olacaktır.

Başbakan Erdoğan hep “ win -–win” yanı “kazan-kazan” diye kabadayılık yapardı; bugün gelinen nokta ise “no wın” yanı kazanılması imkansız bir durumdur..

RAY YOK!


THE ECONOMIST dergisindeki durum Türkiye’nin AB üyeliği ,daha doğrusu “müzakere tarihi” konusundaki son durumu satırlarca yazıdan daha iyi anlatıyor. Semafor Ayyıldızlı lokomotife yeşil ışık yakmış, ama lokomotifin önündeki raylar kesilmiş! Yani, belki Komisyon , sonra da Konsey yeşil ışık yakacaklar , müzakere tarihi verecekler ama lokomotif orada kalacak…Çünkü AB de yeni bir faktör veya uygulama çıktı; Referandum- önemli kararları sonunda referanduma bırakmak..On, on beş yıl sürecek çetin müzakerelerden sonra Türkiye bütün kriterleri yerine getirse bile şimdi Avrupa da hakım olan duruma göre Avrupalılar Türkiye’nin üyeliğine,büyük ihtimalle “hayır” diyeceklerdir! . Bu demokrasi gereği mı yoksa köşeye sıkışanlar için mazeret yolu mu? Galiba ikisi de .Bazı etkili liderler Türkiye’nin üyeliğine, ,daha önce müzakere tarihi verilmesine, pragmatik sebeplerle taraftar olsalar bile , politikacı olarak Türkiye’ye karşı tabanlarının üzerine gidemiyorlar, , ikircikli davranıyorlar. Referandum onlar için bir mazeret ve kurtuluş olacak..


Ben hep soruyorum cevabını alamıyorum; Bu yeni müzakere sürecinde Türkiye’nin kaderi Avrupalılara emanet edilebilir mi, diye..Şimdi de soruyorum;. Bütün çıkarlarımız, değerlerimiz, yıllar boyu harcandıktan sonra , Türkiye’nin geleceğini, daha da güvenilmez olan bir halk oylamasının neticesine emanet edebilir miyiz.?


Avrupa Kapılarını zorlamamız , Viyana Kapılarını zorlamamıza benzemiyor.… 1683’te Avrupa’nın o kapısını ,yiğitçe zorlamıştık Şimdi ise Spiegel Karikatüründe gösterildiği gibi, Avrupa’nın kapısı önünde değil –köpeklere mahsus deliğin önünde , boynu bükük beklemekteyiz. Bu onursuzluk değer mi?Bu mudur “kazan kazan “ kabadayılığı?

Durumu daha da özetleyim;. Eğer AB Konseyinin müzakere tarihi koşulları kabul edilirse, her gün gelip ıcığımızı, cıcığımızı çıkaracaklar, iç işlerimize, yargımıza ,donumuza kadar ,şimdiye yaptıklarından çok daha fazla, karışacaklar- paşa gönülleri isterse müzakereleri anında kesecekler. Biz “performans” gösterip , Güney Doğu –Kıbrıs,azınlıklar , TSK konusundaki bütün dayatmalara boyun eğince posamız çıkacak.. a da dayatmalarıyla Güney doğu Kıbrıs Ermeniler Azınlıklar gibi hayatı konularda posamızı çıkaracaklar. Ve en sonunda da eğer bizi yeter derecede ehlileştirememişlerse , istediğimiz kadar, Berlin’de Paris’te şovlar yaparak, Avrupalı olduğumuza ikna etmeye çalışalım referandumla, “halk oylamasıyla” Türkiye’nin üyeliğine “hayır” diyecekler: Ama o zaman da, bir bakacağız ki, ortada Türkiye kalmamış! Bu tam “kazanmanın” ,-asla mümkün olamayacağı bir NO WIN durumudur.

Yayın Tarihi : 6 Ekim 2004 Çarşamba 20:06:26


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?