25
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Bilek Güreşi-Pehlivan Dalaşı!

“Açılım-Açılımlar” pehlivan hikâyesine, tartışmalar, iktidarla, muhalefet arasında “Kırk pınar güreşine” dönüştü! Davul zurnalar çalınıyor… Sadece bir değil, birçok, uluslararası “Kırkpınar Ağaları” var… Pehlivanlar, el ense peşrevi yapıyorlar… AKP Pehlivanı, fanatik taraftarları yağlıyorlar!

Bu safhada, iki pehlivan- Erdoğan ve Baykal- arasında mektuplar teati edildi, “açılım” konusunda buluşup konuşmaları, ilke olarak teyit edildi.

Bu buluşma gerçekleşecek mi? Şu sırada muallâkta… Baykal, Erdoğan meydan okumasını- blöfünü - gördü ve ilke olarak buluşmayı kabul etti! Politika taraflar arasında oynanan bir oyundur! Bu oyunda Baykal topu Erdoğan'a attı…

CHP Genel Başkanı görüşmenin, kameralar ve kayıt altında, yani açık yapılmasını istiyor… “Açılımın” TBMM’de kapalı oturumda konuşulmasına itirazının icabı! Ve Erdoğan’la, Büyükanıt Paşa arasındaki “mülakata” ve “mutabakata” benzemesin, kafaları karıştırmasın, muğlâk kalmasın diye! Baykal aslında Erdoğan’a güvenemiyor, görüşmenin ve neticelerinin, tek taraflı, sızdırılmasından açıklanmasından ve “nalıncı keseri” gibi yontulmasından kuşkulu! Haklı da… Erdoğan’ın, bu konularda sicili pek “ak” değil!..

TOP BAŞBAKANDA

Top şu sırada -bu yazı yazıldığı sırada- Başbakanda! Ve bana kalırsa Erdoğan müşkül durumda. Öyle ya Görüşme, mutabakata varılsa da, varılmasa da, neden, kamuoyundan gizlensin? Nasıl “devlet sırları” olabilir ki? Böyle “sırlar” olabileceğini ima etmek bile “açılım” konusundaki şüpheleri arttıracaktır.

ETİK

Deniz, Tayyip Erdoğan’ın “görüşme” talebini içeren mektubuna verdiği yanıtının içeriğini, Erdoğan’dan önce basına açıklamakla, taktik ve de etik hatası yaptı. Bu sıralarda futbol terimleri revaçta: “biraz kontrpiyede” kaldı! Zira bu süreçten bir beklentisi olmadığını, peşinen, açıklamış doldu… Gerçi bir şeyler beklemekte haklı ama tribünlerden, haklı olarak ”ofsayt” sesleri yükseliyor. Kısacası gelişmeler futbola yanlış ayakla başladı -şüpheleri attıracak –başarıya gölge düşürecek bir ortamda!..

SAMİMİYET

Erdoğan’ın bu konuda samimi olmadığı malûm”… Eğer samimi olsa, görüşmeden “dostlar alışverişte görsünlerden” öte, somut bir netice bekleseydi ve sorunu samimi bir işbirliği anlayışıyla çözmek niyeti olsaydı, önce o işbirliğinin altyapısını oluştururdu!..

Oysa Oktay Ekşi’nin yazdığı gibi, “Başbakan Tayyip Erdoğan’ın siyasi yaşamının –bir aylık bir kesitini inceleyen herkes, “siyasi çıkar” hesabını göz önünde tutmayan hiçbir şey yapmadığını ve yapmayacağını” anlar, görür.

Eğer “açılım”, Erdoğan’ın dediği gibi “milli bir açılım” olacaksa, görüşmenin tümü kayda geçirilmeli, hemen açıklanmalı ki, kararı millet verebilsin!

Açılımın içeriği konusunda, tarafların konuşacakları ve biri birlerini ikna etmeleri gereken çok husus var: Mevzuat-Anayasa değişiklikleri-Anayasa’nın ilk üç maddesinin -mümkünse hepsinin- değiştirilmesi, ekonomik tedbirler - af önerileri - PKK’nın silahlarını bırakması ve de DTP’lilerin azgınlığı - ülke içinde özerk bölgeler yaratmayı, Kürtçenin eğitim dili olarak kabul edilmesi istekleri – APO faktörü ve asli muhatap kabul edilip edilmeyeceği!

Bütün bu konularda karşılıklı, ikna ve mutabakat gerekecek! Mümkün mü? Yoksa havanda su mu dövülecek?

Şu sırda, benim kişisel değerlendirmem görüşmeden fazla somut bir şey çıkmayacağı, muhtemelen anlaşma yerine, “anlaşamamaya” karar verileceği. İnşallah yanılıyorumdur… Bu siyasi bir bilek güreşi değil, TC’nin var oluşu söz konusu! Ama gene de iyimser bakışla, bu süreç başlasın bir yandan! Konuşmak hiç konuşmamaktan daha iyidir!***
 

Yayın Tarihi : 16 Ekim 2009 Cuma 11:13:21


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?