Bilmem Anlatabildim mi?

“Teşpihte hatta olmaz “ amma “kıssalardan hisseler” de alınabilir; şu sırada aklıma bazı sevdiğim fıkralar geliyor. Bunlardan isteyenler hisselerini alabilirler.

Önce denk düştü; bir Nasrettin Hoca fıkrası vardır; Hani, Timur Hocayı çağırmış ve bir merkebe konuşmasını öğretip öğretemeyeceğini sormuş. Hoca da “Öğretirim ama, elli bin altın- bir konak ve on yıl mühlet isterim” demiş. Timur da, “Tamam, ama yapamazsan başın gider!” buyurmuş...Hoca huzurdan çıkarken dostları “Yahu ne yaptın – eşeğe hiç konuşmayı öğretebilir misin!” demişler. Hocanın cevabı “ Üzülmeyin,on yılda merkep ölür,Timur ölür, ben ölürüm! “

DİĞER FIKRALAR

Mesela Yeniçeri ağasına kızan iki Ermeni’nin öyküsü. Ermeniler “Bu herif ölürse mezarına edeceğiz” diye ahdetmişler. Ağa da bir gün ölmüş. Adamlar Karacaahmet mezarlığına gidip, ahitlerini yerine getirmeye başlamışlar ki yeni Yeniçeri Ağası fatiha okumayı gelmiş ve adamların yaptıklarını görünce şekmiş palasını “Ulan ettikleriniz yiyin” diye gürlemiş. Bir tanesi çabuk bitirmiş, öbürü bitiremiyor..Arkadaşına seslenmiş “AGOP- ödünç b.. yersin?” diye! Agop’un cevabı " Ulan,yiyeceğin kadar edeydin!”

Diğer sevdiğim fıkra; Bir Kervan sahibi yiğitliği ile meşhur bir adamı Kervanına muhafız tutmuş. Kervanı yolda kırk haramiler basmış. Soyup soğana çevirmişler ve muhafızın da icabına bakmışlar. Ama kırkıncı haramiye sıra gelince muhafız birden celallenmiş haramileri haklamış ve Kervanı kurtarıp gideceği yere götürmüş: Kervan sahibi Muhafıza teşekkür etmiş, parasını ödemiş ,ama “Artık sana ihtiyacım yok” demiş .Yiğit muhafız “Neden ola ki? Kervanını kurtardım ya” deyince , adam “Ben senin icabına bakıp celallendirecek otuz dokuz kişiyi,her zaman nerden bulurum ” diye cevap vermiş.

Bir de,- ünlü, “Aratın aklı” fıkrası var. Sadrazam Rus donanmasına Boğazları açıp ,açmamak hususunda Padişahın iradesin almaya geldiğinde,,harem ağası “Efendimizi uyandıramam , bana göster” demiş... Sadrazam Haritada Boğazları gösterince,Arap Boğazların üzerine parmağını basıp “Kapattım İşte” deyince Sadrazam da “ Allahım şu aklını bir gecelik meger bana ver de rahat uyayım” diye göğüs geçirmiş...

Tecavüze uğrayan Arap Bacının öyküsü de bilinir; tecavüzcü işini görürken Bacı ,boyuna “Du bakali , n’olacak?” dermiş!

BUNLARIN LAFLARINA ....

Nihayet hep dilimin ucundakı fıkra; Bir gemi sefere hazırlanıyormuş. Üç kişi tayfalık için başvurmuşlar. Kaptan ne iş yaptıklarını sormuş..Biri “Ben çok uzakları görürüm!”,Öteki “Ben de çok uzaklardan gelen sesleri işitirim” demişler. Kaptan “siz işe yarayabilirsiniz” deyip kabul etmiş. Üçüncüye “Sen ne işe yararsın?” diye sorunca adam “Benim ara sıra canım sıkılır ama bunlardan ayrılamam beni de alın!” demiş,kaptan onu da almış. Birkaç gün sonra adamlardan biri,koşa koşa kaptana gelmiş; “Kaptan ,kaptan demiş, gördüm, binlerce fersah ötede bilmem ne Padişahının kızı gergef işliyor” demiş. İkinci tayfa da hemen “Doğru kaptan ben de işittim kız gergefi yere düşürdü!”.Üçüncü tayfa seğirtmiş ve patlamış ;”Kaptan hani  benim ara sıra canım sıkılır demiştim ya,işte bu heriflerin bu sözlerine çok canım sıkılır!” ...

Bilmem anlatabildim mi?