19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Bir Türk – Kürt Mucizesi!

TC’nin yüksek mülki amirlerinden… 1944’te Muş Malazgirt'te, Türk tarihinin önemli bir dönemeç bölgesinde doğmuş… Mülki İdare Amiri; Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İdari Şube Bölümü'nü bitirmiş… Sonra, çeşitli yerlerde Kaymakamlık ve Mülkiye Müfettişliği, Vali Yardımcılığı, İçişleri Bakanlığı merkez teşkilatında APK Daire Başkanlığı görevlerinde, Mülkiye Başmüfettişliği görevine dönerek, Teftiş Kurulu Başkanlığı'nda bulunmuş… Çok parlak bir sicil, mükemmel bir kariyer… Bu zat Kürt asıllı, bir Türk yüksek düzey yöneticisi imiş… Kürt olması, kariyerine engel olmamış sonunda, Vali de olabilirdi, hatta Bakan, Başbakan da! Kimse ona “sen Kürtsün” diye engel olmamış… Başka Kürt kökenlilerin, Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakan, General olmalarına diğer Kürtlerin de, iş alanlarında holding sahibi, trilyoner olmalarına, yükselmelerine, hiç engel olunmadığı gibi! Bu zat ve diğerleri, şimdiye kadar, “hain Türk devleti” tarafından, asimile edilmekten, kültür ve ana dillerinden mahrum edilmekten şikâyetçi olmamışlar!

Bu, aslında, TC’nin ve “Ne mutlu Türküm diyene” anlayışının mucizesi veya şimdiye kadar öyleydi!

Yukarda bu “mucizeye” örnek olarak gösterdiğim zat, şimdi siyasette-bölücü ve PKK'nın, TBMM’deki temsilcisi BDP’nin Muş milletvekili, Mehmet Nuri Yaman! Bundan sonra, fırsat bulursa, bilgi ve deneyimlerini Büyük Kürdistan devletine arz edecek!

Sayın Yaman, herhalde devlet görevlerinde iken, TC’nin temel ilkelerine sadakat yemini etmiş, önemli günlerde, “Ne Mutlu Türküm diyene” de demiştir… Görevde iken Kürtçülük yaptığını şimdiki kanaatlerini ve taleplerini dile getirdiği, daha doğrusu, cesaret ettiğini sanmıyorum… Bu zat şimdi, televizyonlara çıkıp bir zamanlar, sadakat yemini ettiği Anayasanın “değiştirilemez” ilkelerinin kaldırılmasını, -“Türklük” anlamının- kaldırılmasını istiyor! Ve herhalde amacı da Büyük Kürdistan! Eğer görevdeyken de böyle düşünmüşse ve yeminini, tek ayaküstünde etmişse ve şimdi fırsatı bulunca içindekileri döküyorsa, bu, ihanetin gecikmiş “foyası” ve riyakârlık örneğidir!

Sayın Nuri Yaman’ın geçen akşam Fikret Bila ve Murat Yetkin’in “Ankara Kulisi” programındaki sözleri, tutumu, kimliği, kişiliği ve kariyeri arasındaki çelişkiler, bana Kürt sorunu hususundaki, ihanetin ve yanlışların anatomisini yapmak imkânını veridi…

O programda, Taksim olayından dolayı Kürt Sorunu ve Radikal yazarı Ertuğrul'un, Karayılan’dan getirdiği mesajlar konu edildi. ”Tartışıldı” diyemeyeceğim, çünkü Kürt tarafının karşısında, Türk gerçeklerini söyleyecek kimse yoktu. Ben orada olsaydım, Bila’nın ve Yetkin’in sorması gereken soruyu sorar ve olayı noktalardım…”Her şeyi anladık da, sizler –bölücüler- lafı dolandırmadan “Büyük Kürdistan”dan vazgeçiyor musunuz?

Şimdi “vazgeçiyoruz” deseler de “bölücülüğün uzun tarihini” yazmış bir kişi olarak, asla vazgeçmeyeceklerini adım gibi biliyorum ve bu böyle olunca şimdi, neyi tartışacağımızı, neyin pazarlığını yapacağımızı, anlayamıyorum! Ve devletin en tepesinden, abesle iştigal edilmesine tahammül edemiyorum!

CHP’DE NE OLUYOR

Tam anlamış değilim, ama kötü şeyler olduğu muhakkak. Dün, CHP ileri gelenlerinden bir dostumu aradım. “Sen hangi taraftasın?” diye sordum…”Taksimde” dedi… Herhalde partideki iktidar kavgasını, Ayrışımı ima ediyordu. Bir ilke kavgası olmadığını da. Ama ne olursa olsun Cumhuriyetin, bu en önemli kalesinde, hem de, seçimlerden önce, böyle bir kavga varsa ve hemen yatışmazsa, AKP’nin kazanmasına yol açar! Aklıma komplolar da geliyor, hatta Kürt sorunuyla da ilgili olarak!

BİLGİ NOTU: İntihar bombasının patladığı, Taksim, neden “Taksimdir”? İstanbul sularının taksim edildiği yer olduğu için… Ve intihar bombacısının duçar olduğu ve devlet parasıyla yıllardır tedavi edildiği “Behçet Hastalığının" adı, bu hastalığa doğru teşhisi koyan ve tedavi yöntemlerini geliştiren ve dünya tıp literatürüne adını geçiren Türk profesörü, merhum Hulusi Behçet idi! Kızı arkadaşımdı ve merhumu tanımıştım! Onu maalesef, ancak bu vesileyle anıyoruz!***
 

Yayın Tarihi : 6 Kasım 2010 Cumartesi 00:28:34


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
yasar ertas IP: 94.101.46.xxx Tarih : 7.11.2010 10:08:39

CHP.de neler oluyor degisim oluyor yillarca koltuga yapismisliklari vinc bile ayiramazken zaman  ayirma zamani mecbur geldiginden   ayriliyor tabiki bu zamanda iyi veya kötü bir seyler olacak  maalesef basin tv. bu islere bakis acisi olarak kavga ile ise giriyor halkta yapi olarak kizgin hircin sicak kanli sabirsiz olusundan bu yola hep beraber giriyoruz herkez sonunda cikmazin icinde kala kaliyor bekle gör ya sabir diyen yazan yok sular bulanmadan durulmaz diyen yok ben iyimserim iyiye gidis olacagina inaniyorum yanliz yeni gelen sorumlular  veya tüm partiler bos laftan kacinsinlar ben buna kavga agzi demiyorumda kültür süzlük ve coluk cocuga kötü örnek diyorum ya senli benli olun enseye tokat bilmem neye ne yada sizli bizli konusun   lütfen gücüm olursa sizi mahkemeye bir gün ola benmi vereyim asa bir vatandas olarak saygiliyim beni bizi idare adeceklerdende saygi görev is  bekliyorum      


Dr. S. IP: 78.161.238.xxx Tarih : 9.11.2010 00:10:04

TÜRK-KÜRT SORUNU YOKTUR, BATI EMPERYALİSTLERİNİN, ANADOLU'YU PARÇALAMAK İÇİN İSTEK VE UĞRAŞLARI VARDIR !


Su Cemre IP: 78.183.201.xxx Tarih : 7.11.2010 09:41:46

Bu bürokratımız İran'da ,Suriye'de yaşıyor olsaydı şu an hayatta olur muydu bilemiyorum;belki bir ırgat,belki bir inşaat işçisi olabilirdi,çünkü Kürtler bu ülkelerde başka iş yapamazlar.Şu an Kuzey Irak'ta yaşıyor olsaydı  sağ kalamayı becerebilmiş,Türkiye'ye gelip bir üniversite bitirebilmiş ise ;erkeklerin iki karılı olmasının yeterli olmadığını,kız çocuklarına mutlaka sünnet yapılması gerektiğini söyler,cahil aşiret reislerinin indirdiği kitapları halka emreder dururdu.