2
Mayıs
2025
Cuma
ANASAYFA

Bir Umut Çiçeği

Kurak arazide bir umut çiçeği Cemil Çiçek!.. Bence, hasbelkader AKP’li Çiçek, TBMM Başkanlığına seçildi. Benim favorim MHP’li Tunca Toskay idi. Ama AKP oy çoğunluğu karşısında, bunun imkânsız olduğu belliydi. Toskay, MHP’nin “Ben de buradayım”, bayrak gösterisi idi... Tesellim, Cemil Çiçek’in seçilmesi. Aksi sabit olana kadar onun Başkanlığından umutluyum. Çünkü ANAP’taki temiz geçmişini bilirim. ANAP Hükümetinde Milli Savunma Bakanı olarak çok iyi bir performans gösterdi... Yozgatlı olması da benim için milliyetçiliğin teminatı. AKP’ye geçtikten sonra Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü iken, sıkıntılı olduğu belli idi ama ölçülü konuştu. Bir bakıma Erdoğan’ın aşırılığını, öfkesini dengeledi.

Kısacası Cemil Çiçek, umutsuzluklar denizinde bir umut... Çiçek başka AKP’li politikacılara benzemiyor. Bülent Arınç gibi partizan bir TBMM Başkanı olmayacağı muhakkak. Devlet adamlığı vasıfları var.

Şu sırada Türkiye’yi, siyaseti ve Parlamentoyu kilitleyen bunalımı çözecek “devlet adamı” o olabilir. Aslında bu görev cumhurun başkanı Abdullah Gül’e düşerdi ama o yetersiz kalıyor, Erdoğan’ın yörüngesinden kurtulamıyor.

Çiçek’in seçildikten sonraki sözleri bu hususta umut veriyor. Önce, Mustafa Kemal’e atıfları. Önceki başkanların, Başbakan gibi Atatürk’ü andıklarını hatırlamıyorum.

Çiçek dedi ki: “Bu Meclis Gazi Meclis’tir... Bu sıfatı fazlasıyla hak eden dünyadaki tek Meclis’tir. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere hepsini rahmetle ve şükranla andığımız ilk Meclis’tir. Çünkü, büyük milletimizin Meclisidir. Bu Meclis, Gazi Meclis’tir; görev yapanlar bir taraftan istiklal mücadelesini yürütmüş, Polatlı’dan top seslerinin geldiği o sıkıntılı anlarda bile çalışmalarını sürdürmüş, inisiyatifi elden bırakmamış, bir taraftan bize o büyük zaferi armağan etmenin gereklerini yerine getirirken öbür taraftan da milletimizin her türlü meselesini o şartlar altında o yüce Meclis’te konuşmuşlardır.”

İnanıyorum ki bunlar sureta söylenmiş sözler değildir ve şu sırada hatırlanması gereken öğeleri ifade ediyor.

Çiçek diyor ki: “Yine bugün de bu Meclis milletimizin iradesinin tecelli ettiği kutsal bir mekân, sorunların çözümü için ümit bağladığı yüce bir kurumdur. Devletimizin teminatı, demokrasinin kalbidir. Şimdi bize düşen en öncelikli görev bu kahramanlara lâyık olmaktır. Meclis’in itibarını en yukarıda tutmaktır, bu kutsal mekânı çatışmanın merkezi değil, çalışmanın ve çözümlerin merkezi yapmaktır; vuruşmanın değil uygarca konuşmanın ve tartışmanın merkezi yapmaktır. Çünkü yapacak çok işimiz var. Kat etmemiz gereken çok mesafe var, çözüme kavuşturmamız gereken çok sorunlarımız var. Faydasız, sonuçsuz tartışmalarla tükettiğimiz zamanın en değerli kayıplarımız olduğunu hiçbirimizin unutmaması gerekir.”


***


Çiçek’in dediği gibi şu sırada sorunlar dağ gibi yığılmış. Anayasa sorunu... TSK sorunu ve en hayatisi “Kürt sorunu”. “Yeni Anayasa” sorununda bütün sorunlar odaklanıyor. Bu bir rejim meselesi... Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyetinin varoluş meselesi... Kısacası, “Yeni Anayasada” Türkiye’nin değiştirilemez ilkelerinden taviz verilecek mi?.. Çiçek, “Herkesin farklı anlam yüklediği Kürt sorununun farklı yönleri vardır” diyor; ama bence asıl kilit sorun Kürtçülere taviz verilecek, “Büyük Kürdistan” ın yolu açılacak mı?..

Nihayet Çiçek’in şu ifadeleri; “Sorunları soğuk savaş dönemlerinden kalan bir alışkanlıkla yumruk sıkarak değil, birbirimizin elini sıkarak çözebiliriz. Böyle bir siyaset dönemini başlatabiliriz. Milletimizin beklentisi budur. Adres de burasıdır...”

Bu sözler çok anlamlıdır ve Çiçek’in bu ifadelerinde samimi olduğuna inanıyorum ve bu sözleri gelecek için bir senet ve bir teminat olarak kabul ediyorum. Aksi sabit olana kadar umudumu muhafaza edeceğim.

Muhalefetin ülke çıkarları açısından “aksi sabit olana kadar” Cemil Çiçek’e köstek değil, destek olması gerekir!  ***

Yayın Tarihi : 7 Temmuz 2011 Perşembe 09:46:20


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?