18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Birkaç Mehmet... Birkaç kelle...

Genelkurmay'ın, Milli Savunma Bakanlığı'nın ayrı bir "Şehit Cenazeleri Sevkiyat Dairesi" var mı bilmiyorum... Yoksa kurulmalı!.. Şehitleri vatan toprağına gömerken, bağrımıza basıyorum ama galiba bunu da kanıksadık, "bir başka olan" memleketimizde. Olimpiyat neticeleri, şike iddiasıyla tutuklanıp salıverilen Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım için yapılan tezahürat ve eylemler ve gösterilen ilgi, maalesef halkımızın şehitlere, hapisteki eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'a ve komutanlara gösterildiği ilgiden çok fazla. Milletimiz bu arada hepten aymaz-umutsuz oldu. Son Foça saldırısından sonra "gavur" İzmir'e de ateş düştüğü için gereken tepki geldi. "Gavur" İzmirliler, gavur değil Türk olduklarını herkese gösterdiler...

***

Her şehit cenazesinden sonra devlet ve hükümet başlarının demeçleri klasik ve gülünç; "Terörle mücadele azimle devam edecek". Demek terör devam edecek. Ama bir de söyleseler ne zaman ve nasıl bitirilecek?

İktidarın -Gül'ün, Erdoğan'ın-terörün nasıl bitirileceği, daha doğrusu nasıl "bitirecekleri" hususunda kararlılıkları, planları, iradeleri var mı? Terör kısırdöngüsü önünde yanlış sulara sürükleniyorlar. PKK, iktidarın özellikle orduda yarattığı zaaftan bilistifade yurdun her yerine yayılırken, iktidar açılımdan açılıma, "müzakere ile mücadele" arasında yalpalarken, Barzani'den medet umarken, alttan alta Anayasa'nın "değişmez-değiştirilemez" maddelerini değiştirmeyi tasarlarken bölücüler; değişmez hedeflerine doğru şaşmadan ilerliyorlar. Erdoğan'ın dirayetli ve basiretli(!) siyaseti sayesinde "Büyük Kürdistan" kapımıza dayandı...

***

PKK, son olarak CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün'ü kaçırdı, milli iradeyi rehin almış oldu. Son derece vahim bir olay.

Ama Erdoğan bu olay üzerine "bekleniyordu" demiş. Bu, bir başbakanın ağzından zaafın tespiti... Millet ondan ve hükümetten terörü bitirecek kararı bekliyor.
Ancak münasebetsiz şeyler söylemek galiba bu hükümette bulaşıcı...

CHP'nin terör konusunda TBMM'de Genel Görüşme açılması teklifine karşı Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, çalışmalara yönelik eleştiride bulunurken,"Birkaç Mehmet şehit oldu diye Meclis'i toplamayız" demiş. Bu kafa, şehitlere "kelle" demekle aynı kafa. Bu kişiler sözlerinin ucunun nereye gideceğinin galiba farkında değiller. Başbakan şehitlere "kelle" derse, cemaati de işte böyle der!..

Aslında Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bu konunun enine boyuna konuşulması ve Meclis'in de Hükümete terörü kesin bir şekilde bitirmek konusunda talimat-tezkere vermesi gerekiyor.

Ancak korkarım gerçekte böyle olmaz ve celseler kısır bir münazaraya, sen ben kavgasına dönüşür, bu konudaki genel zaaf ve kafa karışıklığı ortaya çıkar...
Bu konuda her şey belli, yapılması gereken de çoktan belli. Zaman konuşma zamanı değil, karar zamanı. Eşkıyayı her yerde; Kandil'de, Kato'da vurup yılanın başını ezmek zamanı. "Beklersek..." ABD'nin ikna olmasını "beklersek"...

Barzani'nin hoşnut olmasını "beklersek", daha çok "bekleriz". Eşkıya daha çok asker, kaymakam, milletvekili, polis, hatta uçak kaçırır!..

***

Hem şu garabete bakın; "Büyük Kürdistan"ı ilan etmiş, bayrağını çekmiş BDP'li, güya Türk, aslında PKK milletvekilleri hâlâ Meclis'te. Meclis kürsüsünden "kurtarılmış" bölgelerinden meydan okuyup, esip gürlüyorlar!..

Ya medyadaki temsilcileri...

Birinin adını da vereyim. Radikal yazarı Oral Çalışlar... Adam açıkça "Bağımsızlık, Büyük Kürdistan Kürtlerinin hakkıdır" diyor. Ya Türklerin hakları...

Türkiye'nin bütün olarak var oluşu bu adamı hiç ırgalamaz. Ona sormak isterim; nasıl nereden vereceksin Oral efendi?

Yayın Tarihi : 15 Ağustos 2012 Çarşamba 08:46:09


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?