27
Mayıs
2024
Pazertesi
ANASAYFA

Bu Ahval ve Şeraitte Dahi...

2009 Aralık ayındayız; Türkiye’nin genel manzarasına ve anlık karelere bakın:
Umumi Manzara; Büyük Kürdistan hayâli gerçekleşmekte... Enstantaneler; Türk Ordusu, darbe iddialarıyla fiilen olmasa da, Silivri’de tutuklu... Oraya, yeni generaller bekleniyor... Bütün milli, manevi değerler, hatta Atatürkçülük -milliyetçilik- kemirilmekte. Sözde aydınlar ve yalaka yazarlar, ihanet cezbesi içinde... Orduyla, komutanlarla açıkça alay ediyorlar artık! İktidar ya gafil, ya da aciz... Kurumlar hırpalanıyor, Cumhuriyetin kaleleri düşüyor... Ordunun geleneksel irfan kaynağı Kuleli Lisesini otel yapmak isteyen “soldan geriye dönmüş” bir bakan, “Balo Cumhuriyeti sona erdi” diye, 1. Cumhuriyetin sonunu “müjdeliyor”... Atatürk ülkeyi, milleti, hilafetten, tarikat ve cemaatlerden kurtarmıştı, şimdi ülkeyi Atatürk’ten ve Cumhuriyetinden kurtaracaklar!... Bir AKP milletvekili kadın, Anayasadan “Türklüğü çıkaracağız” diye şecaat arz ediyor!

Ve bu bağlamda, bölücüler zafer şenlikleri yapıyorlar. Sadece doğuda değil, her yerde kundaklamalar eylemler yaparak, yerel halkların sabrını taşırıyorlar!..

SON KARE

Son ihanet “karesi”; TBMM’de güya milletin vekili, hakikatte PKK’nın vekili ve “onursal” lideri, kimilerine göre “Sayın APO” nun has adamı sözcüsü, Ahmet (neden-nasıl) Türk, bu eylemlerin haklı olduğunu söylüyor! Yapılanlar APO’nun, yaşam koşullarının ağırlaştırılması karşısında “haklı” tepkilermiş. Koşulların “ağırlaştırılması”, eskisine göre “17 santim”. Fakat bu devletin Adalet Bakanı, süklüm püklüm, mazeret serdediyor! Bu konunun ortaya atılması ve kamuoyunda tartışılması bile, yıllardır APO hususundaki gaflet ve aczin hazin -inanılmaz- öyküsü! Binlerce insanımızın katili olarak, açık yargılandıktan ve idam hükmü verildikten sonra, AB/ABD dayatmalarıyla hâlâ yaşaması, yaşatılması, terörle mücadelede hükümetlerin gösterdiği gafletin tablosu... Şimdi, Adalet Bakanının bu hususta savunma halinde olması da devletin onuru açısından hazin! T.C. Bakanının, bu adamların yüzlerine karşı, “Hâlâ yaşamakta olmasına şükredin” demek yakışırdı. Ama nerede o eski “devlet” ve nerede o eski Adalet Bakanları?

Fakat maksat APO’nun “yaşam koşulları” değil. Asıl amaç daha önemli!
APO’nun, AİHM hüküm ve maddelerine göre, yeniden yargılanması gündemde... Gerçi Bakan -şimdilik- yalanlıyor ama “açılımın ucu açık” buna da barışçı kulp takarlar! Belki de yargılanmasına gerek bile görülmeden serbest bırakılır, devletin karşısına müzakereci olarak oturur... Dolmabahçe’de, Başbakanın ofisine yakın bir daire de tahsis edilir; müzakereler, kolay olsun için!

Umut bu ya; APO, sonunda Mandela olur. Son zamanlarda sözünü ettiği, Ilımcı Kürt-Türk Cumhuriyetinin Başkanı da olur!

Olmaz demeyin geçen akşam bir TV kanalında, o sözde aydınlar, yazarlar ,“neden olmasın” demeye getirdiler - APO nün PKK’nın, muhatap alınması gerektiğini söylediler…

ABD’li Kürt dostu Henry Barkey açıkladı; meğer T.C. devleti memurları yıllardır, APO ve PKK ile müzakere ederlermiş!

BARIŞ ŞARTLARI

“Barışın” zemini tamam şimdi sıra geldi “şartlara”, Ahmet bunları da açıkladı “Öcalan siyasi irade olarak muhatap alınsın... Kürtler Anayasa’da tanınsın, Kürtlerin siyasi hakları verilsin... Bu koşulların kabul edilmesi için hükümeti doğrudan veya dolaylı olarak Öcalan’la masaya otursun, Anayasa’nın değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek maddelerinin değiştirilerek Kürt kimliği Anayasa’ya girsin; Kürtlere siyasi haklar ve özerklik verilsin.”

Olamaz, kabul edilemez demeyin. APO idam hükmü giydiği gün benim naçizane Mudanya rıhtımında söylediklerim doğru çıktı. Ama o zaman da “olamaz” demişlerdi... Pek alâ sonra nasıl oldu da eşkıya başı APO barış havarisi yapıldı... Bunların ortaya atılması konuşulması bile artık abesle iştigal değil - “barış”- açılım süreci!

İnsanın aklına ister istemez “Bunlar olacaktı da bu kadar insanımızı, niye şehit verdik” diye sormak geliyor! Terörle, istedikleri yere vardılar!

Türk ve şürekâsı, bu eylemeleri yapmak, bu talepleri ileri sürmek için nasıl, kimden cesaret alıyor, kuvvet buluyor, umutlar besliyorlar? Eğer, yabancı Genelkurmaylar veya iç düşmanlar, bölücüler, PKK olsanız, DTP olsanız, bugünkü manzaralara, fotoğraflara bakarak istihbarata, casuslara gerek görmeden, Türkiye’ye içeriden dışarıdan vurmak için en müsait zaman ve zeminin oluştuğu kararını vermez ve her cepheden saldırmaz mısınız? Hatta silahla saldırmaya bile gerek yok, bu ülke içinden, sözde “barışla” fethedilir! ***

Yayın Tarihi : 5 Aralık 2009 Cumartesi 10:25:38


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Su Cemre IP: 85.102.161.xxx Tarih : 5.12.2009 22:06:55

Ülke insanının çoğunluğunun sosyal güvenceden mahrum olduğu, işsizliğin, aşsızlığın kol gezdiği,çağdaş uygarlık düzeyinde bir arpa boyu yol gittiğimiz şu günlerde,milyonlarca insanın bir faninin birçoğumuzun arayıp bulamadığı konfordaki bir odada kalması nasıl bu kadar büyütülebiliyor?(Her hükümlü uluslararası standart ne ise o uygulansın.)Hiç mi aç,aşısız, hekimsiz , okulsuz, ayağı çıplak,başı kabak çocuk yok?Yani çık fani o güzel adadan seni serbest bıraktık desek yetmiş milyon açlıktan kurtuluyor mu?Ayıp ya,verdiler ağzımıza bir boş meme,uyu babam uyu.Güneydoğu'da her evde şiddet var;kadınlara,kızlara bakın,en yakını erkekler tarafından delik deşik edilip çöpe atılıyor,bu ilkellik nereye kadar gidecek?Neyin açılımını yapıyorsunuz?Asıl yaraları açın bakalım nasıl oluyor?Ağaların,beylerin,şeyhlerin ıvır zıvır adamların rahatını düşünme dışında bir sorunu yok mu bu halkın?


İçteki ve dıştaki hainlere hitaben IP: 88.252.163.xxx Tarih : 5.12.2009 15:48:08

"Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi" ninde, Ergenekon Davasının milyonlarca üfürme sayfalarının arasına konacağını tahmin ediyorum. Yakın bir gelecekte mevcut iktidar kendini savunma zorunluluğuna gaçtiği vakit, dava dosyasına eklenen bu sayfada belirtilen sözlerin anlamını hiç kavrayamadıkları ortaya çıkacak, fakat o zaman iş işten geçmiş olacaktır. BU ZAMAN İSE ÇOK YAKINDIR.


KEMAL ÖZKAN IP: 85.105.182.xxx Tarih : 5.12.2009 12:04:39

ağzı olan konuşuyor kalemi olan yazıyor cesareti olan meydana çıkıyor bazılarıda bende bunların hiçbiri kalmadı kardeşim ama ölmüş eşek kurtdan kokmaz misali[benim gibi]yaş geçmiş iş bitmiş çekdiğim acılardan daha fazlasını çekecek deyilim ya otuz binin üzerinde cana kıyan bir caniye yapılan kıyağın herhalde yarısıda bize yapılır umuduyla  bişeyler karalıyoruz ama herhalde ya okuyan yok ya da sende kimsin diye kaale alan yok tıpki bu ülkenin parçalanmağa yüz tuttuğu gibi tıpki artık kardeşlik duygularının yerini düşmanlığa bırakdığı  umutların artık yeşermiyeceği  sözüm ona bazı önde gelen liderlerin gaflet ve delalet içersinde bir vurdum duymazlık bir çeşmekeşlik hala dediğim dedik ben yapınca doğru budur siz ne anlarsınız bana karşı çıkmak vatan hainliğidir dercesine  bozmadık  çark aşındırmadık dişli bırakmıyan ve bunlara alabildiğine yalakalık yapmakla meşgul sözde aydın yazar bozuntularını gördükçe  bu vatanı ve milletini seven birkaç yazardan biri olduğunuzdan yazılarınızı zevkle okumak istiyorum ama ne yazık  besdekarın dediği gibi dertleri zevk edindim bende neşe ne arar evet nerede vatan için canını verenler nerede milletinin bakayası için ömrünü feda edenler birkaç çapulcuya teslim edilsin diye mi onca zahmete katlanmışlar şehidinin resmini ve uğruna can verdiği bayrağını taşıyan şehit annesini yerlerde sürükleyen polis öğretmen evini ve çocukları taşlıyanlara müdahale etmekde kararsız. açız anamız ağladı diye dert yanan vatandaşa ananıda... al git diye bağırıp aslan kesilen bir başbakan neredeyse resmen yeter artık bize bağımsızlık tanıyın diyen  ve caniyi lider gösderen millet musfettesine söz çıkaramayan ordu mensuplarını aşağılayan pkk yandaşlarına kuzu kesilenbir idarenin buyruğu altında olmakdan utanç duyuyorum rahmetli büyük önder atatürk seksen yılı aşkın zaman önce senin canına malına ve vatanına kasdedenler olacakdır hatta hıyanet içinde olanlar çıkacakdır derken bu günün portresini o zaman çizmiş işde ileriyi görebilen gerçek devlet adamı   bizler onun emanetine yeterince sahip çıkamadığımız için ne kadar  helallik vermese yeridir atam emanetini yeterince koruyamıyoruz senden özür dileriz bizi af et ruhun şad olsun.