20
Mayıs
2024
Pazertesi
ANASAYFA

Bu Bir Savaştır!


Hiç aldanmayalım- kendimizi aldatmayalım; bir savaşın, TC’nin “ölüm-kalım” savaşının içindeyiz; Fransızlar, “C’est La Guerre” – “İşte bu Savaştır!” derler. Anlamı ,“bu savaşta her şey mümkündür”! Gene Fransızlara göre, “Savaşta ve aşkta her şey meşrudur”! Savaşlar, Çinli Strateji uzmanı, Sun Tzu’nun ( MÖ. 544 -496) dediği gibi, önce psikolojik savaşla başlar; istihbarat-casuslar- kullanılır… Karşı “taraf” da , “ Beşinci kollarını ”, işbirlikçileri, vatan hainlerini kullanır! Ama gene, Sun Tzu’ya göre savaşların kaderi, daha “yığınakta” belirlenir –“karargâhta” neticelenir! Şimdi de, işte böylesine “asimetrik savaşlar” içindeyiz; “ileri” hat; TSK’ne, yani Cumhuriyet’in başlıca savunma hattına, artık, arkadan da değil, doğrudan - “cepheden” -saldırı! Ve bu savaşta, bu saldırıda, yukarda saydığım bütün unsurlar var; ihanet” üstelik “gaflet” var! Ve Mustafa Kemal’in dediği gibi, bu savaş ,”hattı müdafaada değil, vatan sathında” kazanılmalı! Ve nihayet Napolyon’a göre de, “En iyi savunma taarruzdur”. TC ve Ordusu karşısında, türlü eşkiya olduğu için de yapılması gereken de bir “tenkil harekâtıdır” !

“Kimler, hangi fonlar, hangi ”patronlar” tarafından finanse edildiği hala açıklanmayan yan –daha doğrusu, besbelli, TARAF gazetesi Türkiye’yi karıştırmak için, Orduyu hırpalamak faaliyetine, pervasızca, devam ediyor Bu ihanet paçavrasında yayınlanan “gizli belgeleri” tevil etmek, boşuna! Bunun için de bağışlasınlar beni, Genelkurmay Başkanlığının, iddialara karşı bildirisini, yetersiz ve yersiz buldum! TARAF ve diğer yalakalar “bildiriyi", manşetlerinde, adeta alaya alıyorlar! Genelkurmay Başkanının, Ahmet Altan’ın istediği gibi, polemik içine sokulmasına imkan vermek de yanlış!

Açıkçası b u adamlar gittikçe küstahlaşıyor pervasız oluyor- “kışla duvarlarını” pisletmeye çalışıyorlar. Bu durumda belgelerin gerçek olup olmadıklarını tartışmak, savunmaya, tevile kalkışmak, eziklik duymak da, TSK’nin, yetkili olup olmadığını tartışmak kadar büyük bir hata! Çünkü bu Türk Ordusu hayâsız bir saldırı karşısında!

BAĞLAM

Eşkıyanın- Taraf gazetesinin, VAKİT gazetesinin “psikolojik savaş” olmaktan öte, açıkça casusluk yapmaları belgeler yayınlamaları; AKP’nin kapatılması kararı arifesine denk düşüyor! Amaç, şu sırada “Ordunun” direncini kırmak! Sanki bu eşkıya ve bu liboşlar arasında, gizli, bir ittifak var gibi; “kuyruklar biri birlerine değiyor”! Kısacası durum akademik –demokrasi –Genelkurmayın yetki aşımı gibi mülahazaları artık aşmıştır! TC’nin geleceği söz konusu olduğunda, bütün bunlar eski deyimiyle,“kavlı mücerrette” kalacak “ teferruat” !

İHTİMAL HESAPLARI

Her ordunun “ihtimal" hesap ve planları vardır! Dış düşmanlara karşı savaşmak kadar Cumhuriyeti iç düşmanlara ve fesada karşı mücadele etmek asli görevi olan, Türk Ordusu Genelkurmayı da, böyle savunma –taarruz, “ihtimal planları” hazırlayacaktır! Pentagon Türkiyenin geleceği hakkında senaryolar yapacak da, Türk Ordusu, Türkiye’nin, Cumhuriyetin Savunması için planlar yapmayacak, senaryolar yazmayacak mı? Yolar yapmayacak mı?

TSK Cumhuriyeti hedef alan saldırılar karışsında kışlalarında, bigâne, tarafsız oturamaz! Aksi takdirde aslı görevlerin yapmamış olurlar! Zaten, bu son iddialar Türk halkının çoğunluğunu rahatsız etmedi; Nerede kaldınız diyesiler!

Zaten AB’nin, liboş takımın asıl maksatları böyle komplolarla Türk Ordusunun asli görevini yapmasını engellemek, saray muhafızları veya Avrupa’nım lejyonerleri olarak kullanmak için kışlalara kapatmak!

ASIL VAHAMET

TARAF, inanılmaz küstahlıkla, kendisini ele verdi: Genelkurmay’da kendi “kaynakları” olduğunu itiraf etti. Türk Ordusunun – Türkiye’nin “Harimi İsmetine”, köstebekler, casuslar ve yılanlar, bu dereceye kadar mı, sızmışlar? Doğrusu, inanmak istemem ama çok emare var… “Genelkurmay karargâhından, Komuta Katı’nın bilgisi dışında ve aleyhine giderek daha çok belge, ya da resmi belge haline gelmemiş evrak dışarıya çıkmaya başladı. Murat Yetkin’in yazdığı gibi Türkiye’nin, en fazla korunan kurumu olan Genelkurmay, , adeta “kevgire dönmüş görüntüsü veriyor”.

Ve İnsanın aklına ister istemez, ülke içi gelişmelere ait bu belgeler bu kadar kolay dışarı çıktığına göre, acaba ülke güvenliğine, terörizmle mücadeleye, hassas istihbarat üzerine belgelerin de bu kadar kolaylıkla çıkıp çıkmadığı sorusu, bu belgelerin rakip ülkelerin, örgütler, eline geçip geçmediği sorusuna takılıyor.”

Ve doğrusu, ben de “TSK’ne yönelik kampanyanın, TSK bünyesinde yer alan unsurların, emir-komuta zinciri dışına çıkarak, belki TSK dışındaki aidiyetlerinin etkisiyle Komuta Kademesi’ne karşı harekete geçtiler mi? Diye düşünmeye başladım! Öyleyse durum gerçekten, çok vahin! M: Bu “Vahamet” TSK’nin yetkilerini aşıp, aşmadığı mülahazalarından, çok daha vahim:

Bu noktadan sonra şimdi Genelkurmay Başkanına, Bakanlığa düşen görev, hiç vakit geçirmeden, hemen, kendi içlerine kadar sızmış olabilecek yılanların başını, kuyruklarını, ucu nereye varırsa varsın ezmek! Yoksa en güvendiğimiz dağa karlar -seller yağar.***

Yayın Tarihi : 22 Haziran 2008 Pazar 16:30:54


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
murat selami incefikir IP: 85.98.130.xxx Tarih : 25.06.2008 02:50:24

Ölü toprağını milletin üzerinden kaldıracak birine ihtiyaç var,acilen bir lidere ihtiyaç var.Gülü erdoğanı dengiri ve bu tipleri ortadan kaldıracak,vatanını reklam amaçlı sevmeyen,teröre desten vermeyen,temizlik yapmaktan korkmayan lidere ihtiyaç var.Para uğruna vatanını satmayan lidere ihtiyaç var.para uğruna askerlerin şehit edilmesine göz yummayacak lidere ihtiyaç var.Çiftçinin anasına küfürü basmayacak lidere ihtiyaç var.UYRUĞU belli olan TÜRK lidere ihtiyaç var.Çocuğunu askere göndermeyen lidere değil,çocuğuna gerektiğinde vatanı için gözünü kırpmadan ölmesi gerektiğini söyleyecek baba lidere ihtiyaç var.Bu ülkeyi bunlara emanet edemeyiz.


El Salud IP: 88.242.144.xxx Tarih : 22.06.2008 18:04:26

Sayın Kılıç son gelişmeler sonrasında kaleme aldığınız anlaşılan yazınızdaki tesbitlere katılmamak elde değil. "TC’nin “ölüm-kalım” savaşının içindeyiz" sözünüzün ülkemizin tüm yörelerindeki billbord'larda uzun süre yayınlanması için, ülkesini sevenlerin bütünleşmesi gerektiğini inanıyorum. Belki bunun yaklaşık 60 yıl önce mecliste çoğunluğu ele geçirince kendini kaybetmiş bir başbakanın, vekillerine "siz isterseniz hilafeti bile geri getirirsiniz" dediği gün yapmak gerekliydi. Şimdi bu Atatürk devrimleri karşıtı yakışıksız konuşmayı yapan kişiye bir anıt mezar yapılmış olduğunu görüyoruz. Bu söylem sonrasında demokratik sistemle entegrasyonuna hız veren siyasal islamın, aynı kadrolarca farklı isimlerde biri kapatıldıkça yenisi kurulan siyasi partileri, laiklik ve cumhuriyet için tehlike odağı olmaktan 4 defa yüksek yargı tarafından kapatıldı. Şu anda aynı görüşün 5. partisi yine aynı nedenle yargının karşısında. Belki benim yaşım kadar Hac'a gitmiş dini bütün eski genel başkanları, tarihimizin en büyük "okus pokus" numarasıyla, milletin 1 trilyonunu buharlaştırmaktan suçlu bulundu. Hakkındaki kesinleşmiş cezasını, öğrencilerinin vefa borcu olarak yaptıkları kanunla evinde oturarak çekecek ya da sevaplarına karşılık affedilecek. Bugün ABD ordusunda, orta kademedeki subaylar bile; "Pentagon'un, 2023 yılında Türkiye'nin parçalanma sürecinin başlayacağı tahminini" dile getirebilirken geçen her anın ülmemiz aleyhine olduğunu, dost zannettiğimiz düşmanlarımızın ve yerli işbirlikçilerinin bir an önce tasfiyesine başlamamız, Atatürk'ün gelecek kuşaklar için kurup şu an emaneti bizde olan Laik Cumhuriyetinin ise yaşadığımız kötü vakalar ışığında zaafları kaldırılıp daha güçlü ve daha yenilikçi olarak sonraki kuşaklara taşınmasını gerrçekleştirmeliyiz. Yoksa daha fazla can ve kan kaybederek yeni bir Kurtuluş Savaşı destanı daha yazmak zorunda kalacağız.