25
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Bu Çamurlar, Bu Topraklar...

“Çamur atmak”, ne kadar kolaydır... Balçığı eşeler, bir avucunun içine alır ve zamana, zemine göre uygun gördüğün kişiye veya kuruma atarsın... Kolun yorulmaz bile! Ama attığın “çamur” hedefinin hayatını berbat etmişse, o hedef bir kurumsa ve toplumun değerlerine darbe vurulmuşsa, ne gam! Çamur atanların “ispat” yükümlülükleri, hedef olanların “ispat hakları” yok. Mağdurlar, en sonunda aklansalar bile çamurun izleri kalır... İnsanlar, maalesef iyi şeyleri, hizmetleri hatırlamazlar; “belki, acaba ve ateş olmayan yerden duman çıkmaz” derler!
İşte, şimdi böyle bir “çamur deryası” içindeyiz. Çamur atanlar revaçta ve gün uğursuzların.

Zaten karabulutlarla dolu “hava sahamızda” -internet alanında- öylesine iddia ve imalar uçuşuyor ve en kozmik odalara, en gizli resmi alanlara ve mahrem özel hayatlara “sızılmış” ki ben bile bazı iddiaları duyunca, “acaba” diyorum! En azından “mülahazat hanesini” açık bırakıyorum... “Yargıya bırakalım sonunda adalet yerini bulur” diyeceğim, ama bu hususta da “hangi adalete hangi yargıya” güvenelim? Ve kaç masum can ve hayat pahasına!

Bir milleti, toplumu yıkmak için en kestirme yol bu. “Çamurdan Adamlar” kazanıyorlar! Dünya, sonunda onlara da kalmaz ama masum insanlar, değerli kurumlar heba edildikten sonra, neye yarar?

Dış ve iç düşmanlar, Türkiye’nin bu çamur deryası içinde yüzmesinden çok memnunlar: Ülkemize son darbelerini vurmak için bu balçık deryasından daha uygun zemin olur mu?

Dünyada bu durumda, yalan dolan çamurları içinde başka hangi ülke var? Komşu Yunanistan ekonomik bir kriz içinde ama bilmiyorum şimdi orada böyle bir yozlaşma yaşanıyor mu?

Kim kurtaracak “bahtı kara maderini” ve evlatlarını bu çamurlardan, “çamur adamlardan?”

BU TOPRAKLAR!

Ama bu topraklar “çamur” değil, uğruna toprağa düşülen “topraklar” ... Uğrunda ölen varsa,“Vatan” olan topraklar... Hamaset yapmıyorum, gerçek bu!

Önceki gün, Afyonkarahisar’dan geçerken, Valiliğin diktiği kocaman bir pano gördük: “Cumhuriyetin kazandırdığı topraklardan geçiyorsunuz” ... Bu çamur deryası içinde ne anlamlı bir hatırlatma!.. Afyonkarahisar Valisini kutlarım... Aynı panolar Türkiye’nin her tarafına, ama her tarafına da dikilmeli... Bu sözlerin karşı kavramı da şu; “Bu topraklar, TC ve TSK düşmanları tarafından kaybedilebilir!”

ORDUNUN TOPRAKLARI

Söz topraktan açıldı... “Topraklarımızın” yabancılara, Arap şeyhlerine vb.. pervasızca satılacağı bir dönemdeyiz. Bilmiyorum “Sevda Tepesi” kimde kaldı?

Daha vahimi; İstanbul’da ve Türkiye’nin her tarafında, TSK’nın mülkiyetinde araziler binalar var... Çok şükür Ordu bu yeşil alanlar ve ecdat yadigârlarını muhafaza ediyor! Mesela İstanbul’da arazi spekülasyonlarından kurtulmuş ve şehre nefes aldıran sahalar! Henüz yok pahasına çarçur edilmemiş!

Şimdi “Vur Türk Ordusuna” devri, Anayasa değişikliğinden başlayarak, TSK’nın her tarafına el atma devri ya. Gözler Ordunun mülkiyetindeki bu topraklarda.
Geçenlerde AKP yanlısı biri ağzından kaçırdı “Yazık; Ordunun elindeki topraklar boş duruyor, oysa o kadar kıymetli ve getirim getirir ki” ... AKP’li Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, daha açıkça “Kuleli Askeri Lisesi, ne kadar güzel otel olur” buyurdu!

Evet, bu kafadaki bakanlar vb.. varsa... Gözlerini para bürümüşse, bu sahaların ifade ettiği anlamı ve değeri anlamıyorlarsa... Memleket ne ala memleket olur!... Gerçekten Ordumuzun o tarihi irfan yuvası Kuleli, sonra muhteşem Selimiye kışlası da ne görkemli bir otel veya kongre merkezi olur! Ve de İstanbul’da Mustafa Kemal’in ve birçok komutanlarımızın yetiştiği Harbiye, Heybeliada’daki eski Deniz Harp Okulu sahası ne kadar güzel otel vb. olur. Ve ne kadar büyük rant getirir, bu balçık olmuş topraklarda!***

Not: Rahmetli Vedat Nedim Tör’ün baş sözü “Hep bu topraklardan” idi... Bu topraklarda kim ne varsa, Türkün malıdır anlamında hatırlatmak istedim!

Yayın Tarihi : 17 Nisan 2010 Cumartesi 11:00:19


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?