18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Bu Kaçıncı Bahar?

Deniz Kurmay Albay Berk Erden, beylik tabancasıyla intihar etti… Devlet ona bu tabancayı ve kılıcını, ülkesi için savaşması ve onurunu korumak için vermişti… Savaşamadan, onuru için hayatına, askerlik hayatına son verdi!

Rahmetli Albayın, bir internet sitesinde, özel hayatıyla ilgili iddiaları onuruna yediremediği için kendi canına kıydığı söyleniyor… Fakat burada da “Ergenekon” iması var. Hangi melun söylenti de, tezviratta yok ki?

Güya Albayın eşinin gizli bir aşkı varmış da Albaya, “Ergenekon bağlantını açıklarım” diye şantaj yapmış! “Ergenekon” cadı kazanında, şerefli insanlar, askerler, böyle diri diri yakılıyor!

Ve o eşin, Albayın cenazesinde, yürekleri yakan feryadı: “Yaktılar bizi”!

“Yakanlar” malumken – bunlardan TARAF gazetesi – utanmadan, timsah gözyaşları döküyor. Nerdeyse, bu failleri belli cinayetin de, “Ergenekon-Balyoz-Darbe” işi olduğunu yazacaklar… Bekleyin!

Bu haysiyet cellâtlarının, pişman olmaları için, daha kaç onurlu subay ve kişinin ölmesi gerekiyor?

KAÇINCI KURBAN?

Albay Berk Erden, hayatının baharında, mesleğinin yüksek kademelerinde, kendi canına kıyan ve bu karanlık ortamda, şüpheli koşullarda ölen, tek kişi-tek subay değil!

Daha önce Emekli Deniz Albay Birol Atakan, Kuzey Deniz Saha Komutanlığı’nda görevli Deniz Tabip Yarbay Nursal Gedik, Emekli Jandarma Albay Abdülkerim Kırcı, Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Harekât Dairesi Başkanı Behçet Oktay, Deniz Kıdemli Yüzbaşı Olgun Ural, Deniz Askeri Hâkim Tanju Ünal, Emekli Deniz Albay Belgütay Varımlı, Deniz Yarbay Ali Tatar, intihar ettiler veya şüpheli koşullarda öldürüldüler! Bu, bir “onurlu askerler” listesi!

KOMUTAN PATLADI

Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Eşref Uğur Yiğit, Albay Berk Erden'in İstanbul'daki cenaze töreninde, gazetecilerin sormalarını beklemeden, Albay Erdem'in ölümüyle ilgili olarak konuştu: “O resimler 5 sene önce Ankara'da çekilmiş fotoğraflar. Herkese söylüyorum. Eşiniz, kız kardeşiniz birinin evinin önünde olamaz mı? Bu arkadaşımızı tanıyoruz. Çok mümtaz vasıfları olan bir arkadaşımız. Bu görümsetme günlerdir yayınlanıyor…Ve Albay bunun stresi içinde intihar ediyor!”

Bir de, bazı Deniz Subaylarının, “Ergenekon kapsamında” Amiral Yiğit'e ve başka Amirallere, suikast yapacakları iddiası var. Amiral bu konuda;”Beni en fazla üzen, böyle bir operasyonun, masum subaylarımın üzerine yıkılmasıdır. İsmi geçen iki albay, bana bir hücum olursa, bana bir mermi sıkılırsa, bana göğsünü siper edecek arkadaşlardır” dedi ve nihayet patladı: “Ama böyle ithamlar karşısında susmak mümkün değil.”

Evet, Sayın Amiralim, bütün bu “ahval ve şerait dâhilinde” artık susmak mümkün değil… Çünkü dava büyük; “Ergenekon”! Bu son olayda da haysiyet cellâtlarının amacı Albayın özel hayatını sorgulamak araştırmak değildi. Bu vesileyle Türk Silahlı Kuvvetlerinin imajına ve onuruna “darbe” vurmaktı. Bunu hep yaparlar; silahlı kuvvetlerle ilgili en küçük olayları, adi suçları. Ve ekseriya pespaye iddiaları. Orduyu yıpratmak ve halk indindeki saygınlığına gölge düşürmek için, vesile yaparlar… Onlar mezar soyguncularıdır!

LİBERAL AYDINLAR?

Aynı gün İstanbul’da, “Tetikçisi” bulunsa da yakınlarını tam olarak aydınlatılmamış cinayetlere kurban veren aileler, "Hrant Dink davasını" vesile ederek, karanlıkta kalan cinayetlerin sırrının ortaya çıkarılması için bir araya geldiler… Acıları büyük ve kolay dinmez. Kurbanlar arasında benim de dostlarım, Abdi İpekçi ve Uğur Mumcu var!

Ancak, şimdi Albay Erden’in faili hiç de meçhul olmayan ölümü –öldürülmesi üzerine, sormak istiyorum: Bu sayın liberaller, aydınlar, bu “haysiyet cellâtlığına” karşı, bıraktım toplantı yapmayı- imza toplamayı, “Hepimiz Albay Erdenız” demelerini, neden hiç tepki göstermezler? Kaçı, bakalım ne yazacak? Onlar da suçu “Ergenekon kapsamına” yüklerlerseler, hiç şaşmam! Çünkü o albaylar, subaylar Hrant, Dink değil, Türk Silahlı Kuvvetlerinin onurlu Mensupları! ***
 

Yayın Tarihi : 12 Şubat 2010 Cuma 11:31:02


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?