18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

“Bukalemun” ve Müsait Ortamı

Bukalemun, sürüngen bir hayvan çeşididir… Ortama göre renk değiştirir. Uyruklu sürüngenler takımında ayrı bir yeri vardır. Sevimlilerdir ama bazen zarar verebilirler."

Bu sözlük tarifi – soyun güncel tarifi ve canlı örneği –Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun davetini kabul ederek Ankara’ya gelen, Dışişleri Bakanıyla, sonra da Başbakan Erdogan’la konuşan “Federal Kürdistan Bölgesi Başkanı Barzani!
Ziyaretin, daha doğrusu “kırmızı balmumulu” davetin maksadı mâlum; “açılımda” Barzani’den istifade etmek, ondan yardım almak… “Kürt Sorununu” barışıcı yollardan çözmek… Barzani de, konuşmasında” “Açılıma yardım etmek için geldim” dedi… Kısacası ; “olmayacak duaya âmin” …

Ne var ki, “açılım” mühendisleri- başta “Baş Mühendis Başbakan, hep âmin” diyorlar, hatta APO’dan bile medet umuyorlar. Açılım girdabına düştükleri içim yılanlara sarılıyorlar!

Bu akıntıya kürek çekme çabalarında, kim, kimden istifade edecek-ediyor ve sonunda, kimler, hangi kuruluşla yararlanacak? Ben, asıl yararlanacak ve kuvvet bulacak olanı, hemen açıklayayım: “Büyük Kürdistan”! Bugün TC Dışişleri Bakanlığı mevkiinde bulunan, Davutoğlu adında şimdilik “ Federe –medere” olsa da, “Kürdistan” kelimesini devlet azgından, ilk defa telaffuz etti ya gerisi kolay.

Bugün Türkiye Devleti, maalesef, tarih şuurları, vizyonları ve ihata kabiliyetleri olmayan eyyamcılar, pazarlamacılar, sıfırcı hocalar tarafından yönetilmekte… Bu ," Barzani", denilen adamların, aşiretlerin, uzak yakın geçmişini ve tıynetlerini bilmiyorlar. Özellikle, güya birlikte mücadele edecekleri PKK ıle yakın ilişkilerini hatırlamak bir yana, bilmiyorlar bile.

Barzani, dünkü ziyaretinde, “terörle mücadele verdi ama PKK adını ağzına bile almadı… Son zamanlar kadar hep” Biz PKK ıle mücadele edemeyiz” diyordu… Bugün de, Peşmeregeleriyle, PKK eşkıyaları, omuz omuza… Ve Kürdistan PKK’nın, merkez üssü!

Barzani, hep “Ne PKK’ya dokunurum, ne sınır ötesi operasyonu kabul ederim” dedi… Hatırlatalım: 2007 yılında bu aynı Barzani, zamanın Genelkurmay Başkanı Büyükanıt’a, şu mesaj yollamıştı” “'Sayın Büyükanıt bölgedeki zorlukları iyi bilir. PKK'yla karşı karşıya gelmemizi beklememeli. Diyalogu reddediyorsa kendi kararı! Barzani'ye göre Türk ve İranlılar bağımsız Kürt devleti fikrine alışmalı “ Ve aynı Molla oğlu Ankara’ya bu ziyaretinde…”PKK - ‘terör’ sözcüklerini kullanmadı ama refakatinde İçişleri Bakanı-Peşmergelerin Komutanı “Kerim Sincari” vardı. Hafıza kaybı olanlara hatırlatalım: 21 Ekim 2007’de terör örgütünün kaçırdıkları 8 askerlerimiz, Türkiye’den giden, o dönemin DTP’li milletvekillerine teslim edilmişlerdi. O törende bu Kerim Sincari de vardı. Sincari, orada tüm PKK’lıları önce, sanki bağımsız bir ülkenin ordusuymuş gibi “denetlemiş”, ardından da tek tek ellerini sıkarak tebrik etmişti!

Bugünkü iktidarın “Hafıza kaybı” konusunda, başka kanıt mı istersiniz; Barzani ve Davutoğlu konuşurlarken, kürsünün arkasında Kürdistan Bayrağı ve de Barzanilerin, sözde bağlı oldukları Irak’ın Bayrağı yoktu, sadece Türk bayrağı vardı. Türkiye’ye saygı olsun için mi? Yok kandırmaca!.. Dışişleri sözcüsü: “Irak bayrağını koyarsak, Kürt bayrağını da koymak durumunda kalırız. Tek Irak bayrağını Barzani kabul etmez. O zaman, sadece Türk bayrağı koyduk.” Kim kimi kandırıyor? Bizimkiler, yakında, her Barışçı çözüm diye kürsülerin yanına “Büyük Kürdistan” bayrağını da koyarlarsa hiç şaşmayın!

Daha hatırlatmaya devam edelim; Barzani geçen yıllarda : "Sınırı aşan bir operasyonu kabul edemeyiz. Biz de egemenliğimize önem veriyoruz" demişti…

Nihayet; Türken kardeşlerimizi, Türk Devleti unuttu, biz de unutmayalım; Barzani bu konuda; “Hem tarihi hem de coğrafi olarak, Kerkük'ün Kürdistan'ın parçası olduğu kanıtlanmıştır" der ve Türkmenler teba sayar!

“Dün dündür- bugün de bugün” deler. Bu Politikada varittir ama Devlet ve Devletin çıkarları açısından gaflet, hatta ihanettir!

Barzani ile yapılan görüşmeler sonucu bazı anlaşmalara varılmış; Özellikle ticaret ve yatırımlar konusunda… Ha- şunu öncüden söyleseydiniz! Bu anlaşmalar bazılarına iş ve getirim sağlar, “Büyük Kürdistan’ın” alt yapısını oluşturmuş, ne gam!...

“Hatırlamak – Hatırlatmak” babında, Barzani’lerin, Barzan aşiretinin ve Barzani’nin babası Molla’nın, geçmişlerini hatırlatmak başka yazı konusu… Ama bir yazarın dediği gibi, mübarekler “ Bukalemunlar sürüsü”… Her ortam uymuşlar, uyarlar. Zamana ve zemine göre… Şimdi de zaman ve zemin müsait. Bölge, dünya ortamı müsait! PKK azmakta, DTP yardakta! Emine Ayna kadın; Kürdistan’ı ilan etti, hatta daha fazlasını; “Artık bu savaş sadece Kürdistan’da olmayacak” diyor.

Son sözü kardeşim Melih Aşık’a bırakıyorum: “PKK silah bırakmadıkça ve terörün yeniden başlamayacağı kesinleşmedikçe atılacak adımların faydası yoktur… Terörün merkez üssü Kuzey Irak’tadır. Oraya ilişkin önleminiz yoksa PKK’yı tasfiye edemiyorsanız teskin ederek bir sonuca varamazsınız… Terörü önlemek için teröristlerden medet uman bir anlayış er geç iflas eder... ” Aynen! ***

Yayın Tarihi : 5 Haziran 2010 Cumartesi 11:35:37


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Türk Milliyetçisi (veya Dr. S.) IP: 88.252.162.xxx Tarih : 5.06.2010 18:07:02

Muhterem Altemur Kılıç Bey; Bugünkü ortamda malûm siyasiler ile, bunlara yandaşlık edenleri biyolojik olarak çok güzel ve anlaşılır bir şekilde ortaya koymuşsunuz. Kendime göre şu yorumumu yapmak istedim, beni hoş görünüz !.. "Yakın tarihimizde malûm iktidarlar, Batı emperyalistlerinin saldıkları dalların üzerinde, onların yandaşı olmak için renklerini belli etmişler idi. Bugün de, malûm siyasilerin hangi dalın üzerinde oldukları bellidir. İlaveten bu siyasilerin de - Batı emperyalistlerinin köklerinden türeyen - saldıkları dallara tutunanların renk değişimlerini de izliyoruz (pekaka gibi). Bugünün pekakası ile geçmişteki primitifleri, bugüne dek yaşadığımız tarih sürecinde - şimdilik - üç renge girmişlerdir: Birincisi, Millî Mücadele ve Kurtuluş Savaşımız dönemlerinde - malûm iktidarlarla birlikte - bindikleri İngiliz dallarında (!); İkincisi, 1970 li dönemlerde Komünistlerin kırılacak olan dallarında; üçüncüsü, ve son olarak bugün malûm siyasilerle birlikte - gene - üzerinde oturdukları Batı emperyalizminin kuruyan dallarında...  MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ÜN büyüklüğü, işte, burada ortaya çıkıyor. ULU ÖNDER, geçmiş tarihiyle birlikte Türk milliyetçisiydi, vatanseverdi, ulusalcıydı, bağımsızlık timsaliydi. NE MUTLU BİZLERE Kİ, ONDAN ALDIĞIMIZ BU FEYİZLERLE YAŞIYORUZ VE ALNIMIZ AK, BAŞIMIZ DİK VE DE AÇIK DİPDİRİ AYAKTAYIZ ! ...


Gönül Aydemir IP: 78.183.202.xxx Tarih : 5.06.2010 15:34:53

Müslüman dünyası,büyük devlet adamı Atatürk'ün gösterdiği en gerçek yol olan çağdaş uygarlık düzeyini hedeflemezse ,köy ağalarının marabası olmaktan öteye geçemez.Bu adamlar halkını değil,ailelerini kurtarıyor,halk yine aç,çıplak,köle. İnsanlar hiçbir şey düşünmediklerini bile düşünemiyor,aşiret ağaları insanların öte dünya,beri dünya ilişisini düzenliyor.İnsanlarımız birey olduklarını öğrenmek için daha çok uzun süre bekleyecek.