26
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Bunlara Ne Demeli?..

Türkiye, hep bıçak sırtındadır; şimdi de bıçak değil, “ustura” sırtında! Anayasa Mahkemesi’nin DTP’yi kapatma kararı vermesi için çok sebep, delil var... Bu partinin PKK’nın ve terörün odağı olduğu başından beri belli... Zaten, onlar da, “tabanlarının” PKK, liderlerinin de eşkıya başı Apo olduğunu inkâr etmiyorlar, iftihar ediyorlar... Son zamanlarda, Silopi’de, Habur’da olanlar ve bütün Türkiye’de olmakta olanlar ve son 7 şehit, DTP’nin vatana ihanet suçunu, salt hukuk ve yasalar açısından, fazlasıyla kanıtlıyor! Cezası “kapatma” ve DTP milletvekillerine siyaset yasağı... Ama Türkiye, gafletler zinciri sonunda, öyle bir duruma getirildi ki, işler yasalara göre olmuyor artık, cezaların “siyasi mahzurları” ve muhtemel sonuçları öncelik alıyor. Ben bile düşünüyorum; bu ihanet odağı ve TBMM içindeki terör örgütü kapatılır ve mağdur rolünü oynarsa neticeleri ne olur diye. Olası değil, muhakkak neticeleri malum; dağlara çekilecekler ve teröre oradan devam edecekler ve dünya kamuoyunda buna mazeret bulacaklar...

KIRK KATIR-KIRK SATIR

DTP yasalara ve gerçeklere rağmen kapatılmazsa, ne olur? Bundan cesaret alırlar, şımarırlar ve büsbütün azarlar! Kırk katır mı- kırk satır mı gibilerden bir ikilem. Çözmek için Hazreti Süleyman adaleti, feraseti gerek, ama bugünün iktidarında bunlar var mı? Gereken “irade” var mı?

“Açılım” demagojisiyle, bugünkü olaylara yol açan, Başbakan Erdoğan, Tokat’taki 7 Şehidin arkasından “Bu hain pusunun yeri ve zamanlaması milletimizin nasıl bir tertip ve provokasyonla karşı karşıya olduğunun da açık bir ifadesidir” diyor.

Bir Başbakanın bu menfur olay hususunda, böyle muğlâk konuşmaya ve şüpheler yaratmaya hakkı yoktur. Eğer somut bir şey biliyorsa, açıkça söylemeli ve hemen gereğini yapmalı, ülkenin zaten sisli, puslu havasına yeni kara bulutlar katmamalı ve bazı kurumlara böyle pusu kurmamalıdır.

Ne var ki Erdoğan’ın kışkırtma konusunda, herhalde bir bildiği var... Yardımcısı Hüseyin Çelik, birkaç gün önce Bingöl’de de 33 erin şehit edilmesinin, TSK provokasyonu olduğunu iddia etmişti! Başbakan, bu alçakça iddiayı yalanlamak gereğini görmedi, susarak teyit etmiş oldu.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de, Tokat’ta 7 güvenlik görevlisinin şehit edilmesi de dâhil, sokak gösterileri ve son dönemde yaşanan benzer olayların ‘kışkırtma’ olduğunu söyledi; “Sorunun demokratik yollardan çözümünün gündeme geldiği zamanlarda bu tür provokasyonlar yaşanıyor” dedi. Asıl devletin başının bu kadar muğlak konuşmakla, şüphe tohumları ekmeye, hele şu sırada, hakkı olamaz!
DTP’nin eş Başkanı Ahmet de, Tokat olayına “kışkırtma” diyor... Demek oluyor ki arada görüş ve söz birliği var!

Sadece onlar değil malum medya ve malum yazarlar da şimdi artan dozlarla, şüphe tohumlarını sulamaktalar! Taraf “Bu olay 1993 Bingöl olayını hatırlatıyor” diyor... Tam çözüm yoluna girilmişken ve DTP davasıyla eş zamanda...

Ben böyle bir düşünceye sahip olanlar için kullanacak sıfat bulamıyorum. Aslında, Ergenekon Davası iddiaları, bu korku ve şüpheler iklimini yarattı- müsait zemini hazırladı.

AHMET VE AYNA'SI

Ahmet, sözde “Türk”, aynaya ve eşbaşkanı Ayna’sına baksın, şu sözlerini hatırlasın; son taşlı sopalı, molotof kokteylli eylemlerin “APO’nun yaşam koşullarına haklı tepkiler” demişti... Bu olayları da birileri tahrik etti? Malum yazarlar da bu, yıllarca süren asıl “provokasyonun” kaynağı nerededir, kimlerdir bilmezler mi?

Hatırlatmakta yarar var: Otuz yıla yakın, Türkiye’yi alt üst eden terör, kimin ve neden, “provokasyonu” idi? Daha gerilere giden Kürt ayaklanmaları, “provokasyon” değil miydi?

Asıl “Kürt Açılımı”, Cumhuriyetten sonra, Kürt kardeşlerimizi Türklüğe “bütünleşmiş” etmek çabalarıyla başlamıştı ve meyvelerini veriyordu... Sonra ne oldu? APO ve PKK “27 Mayıs’ın” kaynattığı cadı kazanından, neden fırladılar? Bakın; DEP eski milletvekili avukat Sedat Yurtdaş ne diyor; “Kürtler için, ister ‘şişeden çıkan cin’, ister ‘Pandora’nın kutusu açıldı’ deyin, buradan geri dönüş yok. Artık Kürtlerin haklarının verilmesi gerekiyor... Kürtler geç kalınmış bir uluslaşma yaşıyorlar... Her fırsatta tıpkı bir volkanik fışkırma gibi her yerden fışkıracaklar”.

Gördünüz mü asıl provokasyonu?***

 

Yayın Tarihi : 10 Aralık 2009 Perşembe 11:11:29


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
kahn qrd IP: 212.175.115.xxx Tarih : 11.12.2009 09:01:14

buralara nasıl geldin dıye bende duşunuyorum açılım olmassa partı kapatılırsa barış nerde olur uzaydamı arayacan ben kürdüm sizden fazla barışi biz istiyoruz ama senin gibiler faşist yanlılar boyle yaparsa bu ülkenin hali kötü ve uçurum bir adımda siz atınz bir şey kaybetmezsiniz kendi menfaatini düşünmekten yaptığınız bir şey yok terazi felsefesini kullanın yazar bey