2
Mayıs
2025
Cuma
ANASAYFA

CHP Nereye – Türkiye Nereye?

Unutan varsa, hatırlatalım: Cumhuriyet Halk Partisinin kökü Kurtuluş Mücadelesini başlatan ve sürdüren “Müdafaa-i Hukuk” hareketidir! Mustafa Kemal, Türkiye Cumhuriyetini, Cumhuriyet Halk “Fırkası” ile kurmuş ve devrimleri bu “fırka” ile başarmıştır… Bu Partinin en önde gelen “oku” – ilkesi, “milliyetçiliktir” - sonra da ”laikliktir." Omurgası, ülkenin “bölünemez bütünlüğünü “ temsil eden, “üniter ulus devlettir” …Kısacası; Türkiye Cumhuriyetinin, varoluşu ve kaderiyle, CHP’nin kaderi özdeştir!

CHP’nin, inişleri, çıkışları, yanlış dönemleri olmuştur ama bu gerçekler -bu ilkeler, hiç değiştirilememiştir- Parti içindeki bazılarına ve hiziplerine rağmen!…Bu dalgalanmalar esnasında, bazı sözde CHP’liler, partiyi bölücülere açmaya en azından onlarla işbirliği yapmaya ve gericiliğe taviz vermeye çalışmışlardır, ama hüsrana uğraşmışlardır! En son, bugüne kadar!

Deniz Baykal’ın Genel Başkanlıklarında parti içi politikalarını, genel yaklaşımlarını, tenkit edebilirsiniz ama Onun, bugüne kadar, “Atatürk’ün Partisini” asıl rotasında tuttuğunu inkâr edemezsiniz!

Bugün, bazı mihrakların – çevrelerin ve de cemaatlerin, Türkiye Cumhuriyetini yıkmak ve yerine, meşreplerine göre, bir “İkinci Cumhuriyet” kurmak için, birleştiklerini, görüyoruz… Açıkçası Atatürk’ün Cumhuriyetini yıkmak için iki kalesini Türk Ordusunu ve CHP'yi çökertmek, ele geçirmek gerekirdi- başarılı da oluyorlar.

TSK operasyonu, Ergenekon’la, başladı, YAŞ ‘da ivme kazandı ve devam ediyor. CHP “operasyonu” da, aynı “internet – kaset” yöntemleriyle, Deniz Baykal’ı “devirmekle” başlatıldı - Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibiyle, devam ediyor. Yeni Genel Başkana ve zihniyetine ve son hareketlerine karşı olanlar da, tasfiye edilirse şaşmamak gerek!...

Baykal ve Atatürkçüler seçim sathı mailin de AKP’ye karşı umut olan Partiyi bölmemek için gayret gösterdiler. Baykal, bağrına taş basarak Kılıçdaroğlu’na, birlik jestleri yaptı, ama bir dereceye kadar. Son hareketleri karşısında Onu uyarmaya mecbur!

Kılıçdaroğlu’nun, son Paris ve Güneydoğu açılımları; Paris’e, bölücülerin kavramlarından Yılmaz Güney’in ve türkücü Ahmet Kaya’nın mezarlarını ziyaret etmesi, “avam firiplik” – “halkçılık” bir yana, “Kürt-firiplik” – bölücülere hoş görünmekten ve “oportünizmden” başka, nasıl yorumlanabilir? …

Başında Kılıçdaroğlu hakkındaki “mülahazat hanelerimin” açık olduğunu yazmıştım; şimdi “mülahazat” yazılmakta!

Sabahattin Önkibar kardeşim, bu tersine yolculukta, bölücü Eşber Yağmurdereli’nin yeni CHP’nin Parti Meclisine alınmasını bir nirengi noktası olarak, görüyor…1999 seçimlerinde CHP barajı aşamayınca Deniz Baykal istifa etmiş ve yerini Altan Öymen’e bırakmıştı… Ne var ki Altan elinin mürekkebiyle, siyasete karışınca, çuvallamıştı;Yağmurdereli, Fikri Sağlar ve Hasip Kaplan’la bir araya gelip 1991 seçimleri misali Kürtçülerle (O zaman HADEP’ti galiba) CHP’nin seçim ittifakını konuşmuşlar ve anlaşmaya varmışlardı. Ama CHP’nin “Kuva-i Milliyeti” delegasyonu, Deniz Baykal’ı yeniden göreve getirerek, bu oyunu bozmuştu. Şimdi, Kılıçdaroğlu, açıkça, ifade etmese de, DTP ile seçim ittifakına “ılık” bakıyor. Kemal bey, kesin olarak, “Olamaz böyle şey” diyemiyor da, Erdoğan’a “buna biz karar veririz” diyerek, kapıyı açık bırakıyor! Farkında mısınız ki, CHP, AKP’ye adeta ateş-kes ilan etmiş gibidir!

Ve Kılıçdaroğlu’nun, Talabani – AB açılımları! Bir bahaneyle, Washington’a da gider, oradan icazet alır ve Obama’yı da arkasına almaya çalışırsa hayret etmem! ABD’nin, Baykal ve ekibine, Öymen’e hiç güvenmedikleri mâlum.

Önkibar, der ki; "Evet Deniz Bey Paxamericana’nın stratejik hedeflerine engel göründüğü için kurban edilmiştir… Ve ona karşı Operasyonu yapanlar ise CIA’nın Türkiye’deki yerli işbirlikçileridir!”

SON TUR-SON ŞANS

Önümüzde çetin aylar, günler var: Türkiye’nin, Atatürk Cumhuriyetinin, kaderini tayin edecek günler ve seçimlerden sonra da, Atatürk Cumhuriyetinin “ölüm ilmühaberi” olacak “Erdoğan Anayasasının” “referandumla” kabulü!

Türk milleti, “kendi ölümünün ilmühaberini” imzalayacak kadar aptal mı? Gene “Ateşle imtina edilirken” anlaşılacak!

Bu “ateşten çemberden” geçerken, şimdi de, “milli birlik “ gerekli… Fakat anlaşılan, “Devlet Adamı” olamadan, kurnaz bir politikacı olmayı “başaran”, Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP saf harici bırakılınca, Cumhuriyeti kim koruyacak? ”Kılıç artığı” ( Kemal beyin kılıcından kurtulacaklar) Atatürkçü, CHP’liler ve asıl dimdik kalmayı, başaran MHP ne kadar gücü ve imkânı kaldıysa, Türk Ordusu. Bahçeli “MHP içindeki küskünlükleri unutalım” diyor… Aynı çağrı bütün vatansever Atatürkçüler için de geçerli. Müdaaf-ı Milliye - Kuvvayı-ı Milliye ruhu canlanmalı…***
 

Yayın Tarihi : 22 Kasım 2010 Pazartesi 00:06:10


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?