18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Çiçek Büyürken

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Laiklere ağır şekilde hakaret eden ,şeriat düzenini savunan ,MİLLİ GAZETE yazarı Selahattin Aydar’ı, cezalandırılamayacağına karar vererek, akladı. Bu karar AB Hukuk Kurallarına dayanıyormuş! Bu kurallara göre, “toplumda şok etkisi yaratacak fikirlerin bile engellenmemsi “ gerekirmiş... Bizatihi bu, AB kriter ve kurallarının Türkiye gerçeklerine ne kadar uymadığını, milli çıkar ve değerlerimizi korumak yaptırımların nasıl gevşetildiğini gösterir. Mehmet Ali Birand, AB ‘nin “kökten dinciliğin ilacı” olduğunu yazmış; aslında AB kökten dincilerin yolunu açıyor::
Yargıtay’ın son kararı da , içtihat oluşturmasa bile ,gerçekte , Laikliğin savunmasız, gericilerin adeta dokunulmaz kılınmasının yolunu açıyor.!

Daha önce , TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın Türban meselesinin muhakkak .çözüleceğini açıkça söyledi… Ardından Başbakan Recep Tayin Erdoğan bir Alman Gazeteciye aynı şeyleri söylediği, sonra yalanlamış olsa bile, mızrak çuvala girmedi, ; Başbakan Türban sorununu çözmekte kakarlı! Şimdi de ”örgenci affı” diye Türban takmakta ısrar ettikleri için Üniversitelere alınmayan binlerce örgenciye “türbanlı” olarak Üniversite kapılarının açılmasının gündeme getirilmesi !

BİR PLAN UYGULANIYOR

Bütün bunlar şu sırada, Kemal Yavuz Paşa’nın AKŞAM gazetesindeki son yazısında belirttiği gibi “ münferit” olaylar değil, Laik Atatürk Cumhuriyeti için tehlikeli işaretler…hele Başbakanın ve diğerlerinin bu konularda ne kadar kararlı oldukları,önceki beyanlarından, belgeleriyle sabit olduğuna göre. Arınç, Erdoğan , Gül ve diğer AKP’lilerin, temel inanç ve düşüncelerini, Ramsey marka elbiseler giyince ve iktidara gelince, hemen değiştireceklerine inanmak safdillik, hem de , -doğru veya yanlış- inançlarını iktidar uğruna bu kadar kolay ve çabuk terk edebileceklerini sanmak da, fikir salabetlerine saygısızlık olur! Gerçek şu kı; bindikleri “Demokrasi ve de AB tramvayının” nerelere kadar varacağı meçhul, daha doğrusu “malumdan malum”!

Ama gene Yavuz Paşanın tespit ettiği gibi, “son gelişmeler , çok yavaş fakat çok kararlı bir planlamanın sadece bir aşamasıdır. “cumhuriyetçi kişiler ve Cumhuriyetçi Kurumları bu uyuşukluk ve adamsendeciliklerini sürdürürlerse ,bu paklamanın sonuçlarını ,uzak olmayan bir gelecekte –maalesef- hep birlikte görecek ve yaşayacağız”

Ben burada Türban konusunu tartışacak değilim. Ancak şunu söyleyim ; Sorun başörtüsü değildir - Hanımlarımızın başlarını ,inançları doğrultusunda r örtmelerine Mustafa Kemal de karşı çıkmamıştı ve biz de hiç yadırgamadık! 1945 yılında -İstanbul Hukuk Fakültesinde , üç tane başörtülü sınıf arkadaşımız vardı.Onları kimse yadırgamadı.Üçü de sonra kendiliklerinden başlarını açtılar. İkisi avukat biri de yargıç oldular. Ama bu gün, belli şekilde takılan ve başları fikri anlamda da sıkıştıran. TÜRBAN , muayyen ve bence gerici bir görüşün simgesi, bayrağı ve meydan okuması!. Açık söyleyim korkum korkumuz bır gün Türbanlıların, zihniyetleriyle , Atatürk’ün Çankaya’sını teslim almasıdır.

BENIM ANIM

Türban tartışması konusunda benim de bir anım var ;. 2002 yılının Kasım ayında Türkiye gazetesine köşe yazarlığı yaparken. TBMM’min yeni Başkanı Bülent Arınç türbanlı eşini Cumhurbaşkanını uğurlamaya hava alanına götürmüştü.. Bu bana çok ters geldi …HABERTÜRK vizyonundan canlı yayında, diğer bazı yazarların bu konudaki yorumlarını sordular. Çoğu yazarlar,”alışmamız gerek” nevinden cevaplar veriyorlardı. Telefonla bana sorduklarında ,“Ben buna alışamam ,Atatürkçülüğe ve Laikliğe karşı bır harekettir. Arınç ,-bu hareketiyle ileriye matuf mesaj vermek ve yol açmak istemiştir “dedim.Ve bu yüzden de gazeteden, köşemden ayrılmak mecburiyetinde bırakıldım…2002 de haklıydım, şimdi büsbütün haklıyım! Erdoğan’ın “ demokrasi veya ihtiras tramvayı” AB himayesinde, ilerliyor!!

ÇİÇEK AÇIYOR

Bugünkü durum bana Genelkurmay Eski Başkanlarından sevgili emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı ile ilgili bir olayı hatırlattı. Gericiler İran’ı ele geçirince Türkiye’ye sığınan bir Iran Generaline ,Karadayı Paşa soruyor; “siz böyle bir irticai gelişmenin farkında değil miydiniz?

İranlı General cevap veriyor; “Bir çiçeğe devamlı bakarsanız- o çiçeğin büyüdüğünü göremezsiniz…Bir gülün nasıl geliştiğini fark edemezsiniz..Biz onların, her gün hiç fark ettirmeden ama yavaş yavaş. Santim santim getirip ortaya koydukları şeyleri, halkımızın temiz duyguları diye düşündük… Sonunda irticanın kendisi olduğunu fark ettik, ama çok geç olmuş,iş işten geçmişti!”

Evet ;“çiçek” gözlerimizin önünde büyümekte …Buna karşın, AB sürecinde , reflekslerimiz gevşedi; bir gün çok geç olacak!

Yayın Tarihi : 11 Şubat 2005 Cuma 21:06:59


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?