26
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Çiçek Faktörü – Erdoğan Faktörü

Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in Ermenistan hududundaki Iğdır’da seçimi DTP’nin kazanması konusundaki doğru tesbiti hususunda dün de yazarken, Başbakan Erdoğan’ın bu gerçeğe tepkisini okumamıştım. DTP tabii kızmış. AKP içindeki Kürt kökenli milletvekilleri gocunmuşlar. Başbakan da, yardımcısının sözlerine “hoş bir şey değil” diye tepki gösteriyor!..

Cemil Çiçek elindeki haritayı sallayarak, o sözlerinin arkasında olduğunu söylüyor. Her nasılsa AKP’de yer alan Çiçek, bence o partiye yakışmıyor. Onda devlet adamlığı vizyonu var. Tehlikeyi görüyor ve cesaretle söylüyor. Erdoğan ise bu sözleri “gaf” telakki ediyor...(Maalesef bazı gazeteler de öyle) Dediği şu: “Bu ülke hepimizin, ayırımcılığa müsaade etmemiz mümkün değil... Bir şehrin belediyesini almış diye böyle bir değerlendirme yapmak doğru ve hoş değil

İşte, Sayın Başbakanının vizyonu ve ihata kabiliyeti o kadar! Ama aslında, bu tehlikeyi, kendisi de fark ediyor ve Güneydoğu oyları uğruna söylemiyorsa, bu da onun devlet adamı değil, sadece politikacı olduğunu gösterir.

Aslında DTP Güneydoğu’da bölge halkının oylarını Cemil Çiçek’in dediği gibi “Kürt partisi” olduğu için aldı, yaptığı veya yapacağı belediye hizmetleri için değil. Bunun nasıl bir “gerçek-yakın tehlike” olacağını anlamamak ve Erdoğan’ın yaptığı gibi, gerçekleri , “politika halısının” altına süpürmek, ancak eyyamcı oy politikacılığıyla mümkün. Gerçek görülmez ve tedbir alınmazsa, sadece AKP kaybetmez, TC sonunda sadece Iğdır’ı değil Güneydoğu’yu da, “Büyük Ermenistan - Büyük Kürdistan” paylaşımına kaybeder!

CEMİL ÇİÇEK

Cemil Çiçek sadece Erdoğan’ın, DTP’lilerin, bölücülerin boy hedefi değil, tüm liboşların da boy hedefi. Post-Modern Kürt Teali Cemiyetinin onursal üyesi Hasan Cemal, der ki: “Aynı Cemil Çiçek değil miydi, bir üniversite çatısı altında düzenlenen Ermeni Konferansı için ’Türkiye sırtından bıçaklanıyor’ diyen? Aynı Cemil Çiçek değil miydi, ifade özgürlüğünün kolunu kanadını kıran ve Hrant Dink cinayetine açılan yollara taş döşeyen o meşhur 301. madde savunucusu?”

Aslında bunlar da, Cemil Çiçek’in devlet adamlığını gösteren şeyler! Hasan Cemal, soruyor; “Bu nasıl bir zihniyettir?” diye.
El Cevap; senin ve sizin asla anlayamayacağınız “Milliyetçi -gerçekçi” zihniyettir... Devlet Adamlığı vizyonudur! Kendi dedesi de Ermeniler tarafından katledilmiş Hasan Cemal der ki:

Türkiye’nin Kürt sorunu, Ermeni meselesi varsa, Cemil Çiçek’in bu sözlerinde kendini bulan zihniyet var olduğu içindir... Bu zihniyettir, Türkiye’de PKK’yı sahneye çıkartan... Bu zihniyettir, Türkiye’yi maddi ve manevi bakımdan yıllardır kanatan... Bu zihniyettir, Kürt milliyetçiliği ile DTP’nin bu kadar güçlenmesine yol açan. Devlet bu ülkede ‘Kürt Realitesi’ni inkar ettiği içindir ki, devlet bu ülkede Kürtlüğü cezalandırdığı içindir ki, devlet bu ülkede Kürt sorununu sadece bir güvenlik ve yoksulluk sorunu olarak gördüğü içindir ki, devlet bu ülkede bu sorunu özünde ’sopa’yla çözebileceğini sandığı içindir ki, bu ülkede PKK da yok olmadı, bu ülkede DTP’nin Kürt oylarındaki payı da gitgide büyüdü... Ve son yıllarda Başbakan Erdoğan, devlete de hâkim bu ’Cemil Çiçek zihniyetine fazla yanaştığı ve milliyetçi sulara açıldığı içindir ki, 2007’de aldığı ’Kürt oyları’nı 2009’da kaybetmeye başladı.”

Ve son sorusu : “Cemil Çiçek zihniyetiyle Erdoğan nereye gidebilir?”

ZEYİL

Eskiler “ek”e “zeyil” derlerdi; ben tam bunları yazmışken, YENİÇAĞ’IN haberi denk düştü: Wall Street Journal, Türk diplomatlarından aldığı bilgiye göre Türk-Ermeni sınırının 16 Nisan’da imzalanacak anlaşmanın ardından açılacağını duyurdu… Anlaşmayı, ABD kolaylaştırdı –sınır kapıları ardına kadar açılacak. Türkiye toprakları üzerinde hak iddia eden, soykırımı yalanının kabulü için diplomasi yürüten Ermeniler istediğini alıyor”!

Obama “soykırımı” mı diyecek? Ne diyecek? Teferruat… Ha demiş ha dememi Türkiye için ne yazar? Asıl “Iğdır üzerinden” düşünmek zamanı * Abdullah Gül’ m Erivan'a giderek, o kapıyı açtı-şimdi ardına kadar, açılacak. Gördünüz mü “zihniyeti” ve “vizyonu” ?

SON BIR NOT – Bir habere göre, CHP de Güneydoğu'daki “hezimeti ” üzerine Güneydoğu oyları için, yeni bir “açılım” düşünüyormuş. Beyhude gayret – abesle iştigal! Eğer Baykal ve CHP de Güneydoğu' da Türkiye’nin bütünlüğünden ödünler vermeyi “düşünüyorlarsa bile Atatürk’ün “Ne mutlu Türküm diyene” partisi, ne hale geldi derim!… Ama CHP içinde, “sosyal demokrasi” liberallik diye CHP’nin önde gelen “Milliyetçilik” uhdesinden vazgeçecek Baykal muhalifleri var… ***
 

Yayın Tarihi : 4 Nisan 2009 Cumartesi 11:13:31
Güncelleme :4 Nisan 2009 Cumartesi 11:16:03


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?