Çölaşan - Çok Kutupluluk - ABD Ve Benim Günahım!

Sevgili dostum, Çölaşan “Şu Benim Gazetecilik- Yaşadıklarım” kitabını (*) bana göndermek lütfünde bulundu ve bir günahımı hatırlattı. Benim, Hasan Pulur’un meşhur ettiği – çoğu doğru , bazıları da yakıştırma dalgınlık hikayelerime – bu kitabında , kendisiyle ilgili bir yenisin eklemiş. Tarihte dalgınlığı ile meşhur, kendi evini bulamayan ve yerini soran eski Maarif Nazırlarından Emrullah Efendi ile ,dalgınlıkta yarışır oldum. Hani şu, “Mektepler olmasa Maarifi ne güzel idare ederdim!” diye Emrullah efendi! .
. Doğru,ben biraz dalgınımdır ; ama insanın adı – hele Bab-ı Ali’de -bir kerre çıkmaya görsün , hakkında bazı dalgınlık hikayeleri de üretilmiştir.! Fakat şunu şöyleyim ,şu sırada verdiğim mücadele ,bana dalgınlığı unutturdu. Pulur’a ve Çölaşan’a müjdeler olsun , yeni öykü yok!
Emin Kardeşim kitabında dalgınlık hikayesi vesilesiyle bana da güzel ve yerinde bır taş atmış bir “günahımı” hatırlatmış;
Ben, Irak konusunda Birinci Tezkerenin geçmesine taraftardım ve bu doğrultuda yazmıştım. Eger tezkere kabul edilse ve ABD kuvvetleri , Türkiye’de konuşlanıp Kuzey Irak’tan ikinci bir cepheden saldırmasına imkan verirsek bunun, bize Irak’ın yapılmasında masada yer almamıza imkan vereceğine inanıyordun ve Tezkere Mecliste ret edilince bu fırsatı kaçırdığımızı yazdım.. HÜRRİYET ‘TE,aynı mealde yazan Ertuğrul Özkök’ü arayıp tebrik etmek istemiştim. Meğer, yanlışlıkla ,Emin Çölaşan’ı aramışım ve omu “tebrik etmişim!”
Amerika’ya güvenip Irak’a saldırması için üs ve imkan vermek düşüncesinin benim ne kadar büyük bir yanılgım –günahım- olduğu ortada. Bır defa, ABD onlara bu imkan ve üsleri verseydik ülkemizde ve Güneydoğuda yerleşeceklerdi…”Kürt kartı “ ve sevgisi yüzünden Güney Doğu da yerel konulara burunlarını sokacaklardı ve aynı sebeple bize “masada “ yer yermek vaatlerini savsaklayacaklardı.Daha da vahimi, ABD’nin bugün Irak’taki konumuna ve yaptıklarına Türkiye ortak olmuş ,destek vermiş durumda olacaktı… Çölaşan, Baykal ve Onur Öymen bu konuda haklı idiler. Ben günahkarım. Verilmiş sadakamız varmış! . Ve şimdi Çölaşan’ın kitabı sayesinde günah çıkardım, rahat ettim!
Ancak benim “günahım”, aslında, yıllar yılı dost bildiğim ABD hakkında milletçe i hayal kırıklığımız!.

ÇOK KUTUPLULUK VE ABD

ABD ile ilişkilerimiz Irak olayları yüzünden belki de en kötü döneminde. Washington Ankara’yı Irak’ta yarı yolda bırakmakla suçluyor, ama hakikatte , Kuzey Irak’ta , Türkiye’nin çıkarlarına aldırış etmemesi , Türkmenler dışlaması, Kürtleri Kürt Devletini kurmakta açıkça desteklemesi, “çuval” olayı, Hükümeti rahatsız etmekten öte, Türk Kamuoyunu Amerika’ya düşman etti. Irak’a saldırının haksız dayanaksız olmasından başka, Felluce’de Telafer’de yapılanlar tuz biber ekti.
Açıkça söylenmese bile, İktidarın çok kutuplu bır dış politika atılımlarının- Rusya ıle Orta Doğu ülkeleriyle ilişkilerini düzen melek çabalarının altında bu unsurlar yatıyor.
Ancak dış politika mümkün olanı yapmak sanatı olduğu kadar , hele şu dönemde , çok boyutlu bir satranç oyunu- bir boyutta hamle yaparken diğer boyutlardaki taşları da alt üst etmemeye dikkat etmek gerekir. . Gerçek o kı ABD ve ABD ile ilişkiler bır kalemde silinecek veya ihmal edilebilecek cinsten değil. Hara ABD ile ilişkilerimiz, daha uzun süre dış siyasetimizin mihrakını teşkil edecek. ABD , Türkiye için önemli - Türkiye de ABD için önemli…Washington- Türkiye’nin “önemin ” asıl manasını yanlış değerlendirse ve hala Türkiye’yi kendi şüpheli amaçları için kullanmak istese bile!
ABD bundan sonra Irak’tan “onurlu” çekilse dahi, – hatalarını, her alandaki ağır zayiatını kolay unutturamayacak.

Ancak ,; Bush yönetimi gider ABD kalır; er geç Bush!un ölümcül hataları ABD de kolektif akılları başa getirecek - hatta çoktan getirmeye başladı..! .. Bunun için de ABD ıle köprülerin hemen “atılmamsı” gerek Şu sırada bütün umutlar AB‘ye bağlanmış durumda - bu unut suya düşümce- ki er geç düşecek- , Avrasya boyutuna ve daha fazla gene ABD’ye gerek olacak.

ÇÖLAŞAN VE KİTABI

Emin Çölaşan, , medyadaki çoğu kalelerin, yalakalar ve “ver kurtulcular” tarafından işgal edildiği şu sırada, çok güç şartlarda, baskılar altında cesur bir mücadele veriyor- milli bir görev yapıyor. Haftada birkaç gün –onu arayıp tebrik etmeden duramam. Bu kitabını da zevkle okudum. İçinde nice ibret dersi var . Kalemine kuvvet ,arşivine bereket!

(*) ŞU BENIM GAZETECİLİK – YAŞADIKLARIM. YAZAN EMİN ÇÖLAŞAN * DOGAN KİTAPÇILIK 2005