3
Mayıs
2025
Cumartesi
ANASAYFA

Çölaşan ve Ekşi !

Basın Konseyi Başkanı ve HÜRRİYET Başyazarı Sayın Oktay Ekşi’nin, Emin Çölaşan! ın “kovulması” hususunda, ne diyeceğini merak ediyordum ve “duayenimiz” olması hasebiyle, kendisine soracaktım.
Diğer meslek kuruluşları, mesela Türkiye Gazeteciler Cemiyeti. Çağdaş Gazeteciler Cemiyeti ve mahalli Gazeteciler Cemiyetleri, anında gereken tepkiyi gösterdiler. Ama Sayın Ekşi’den, dört gün müddetçe tık çıkmadı.Hem bağlı olduğu Holdingi, hem de kamuoyunu memnun etmesi çok; zor:

.Anlaşılan kendisine, …"Bir şeyler söylesene!"; "Orada artık ne arıyorsun? İstifa edip ayrılsana!" türlü tepkiler olmuş ki ,“, bu yazıyı yazmak kaçınılmaz hale geldi” diyor, Özrü kabahatinden büyük; demek, bu tepkiler olmasaydı, Sayın Ekşi, bır meslektaşımızın “kovulmasına” karşı, bır gazeteci ve de Basın Konseyi Başkanı olarak hiç tepki göstermeyecekti
Şimdi, bu konuda yazmış ama siz, önce, şu lafa bakın, : “ ÖZEL dünyamızı veya iş ilişkilerimizi buraya getirmek bizim profesyonel anlayışımıza uymaz…
Bır gazetecinin yolsuzluktan değil cesaretinden dolayı, AKP İktidarına karşı yazdığı yazılardan dolayı ,“ “Erdoğan emretti - Aydın Doğan Emri yerine getirdi”” diye böyle hoyratça kovulması olayının neresi “özel” ? “Özel” olmadığı şuradan belli ki kamuoyu ayaklandı.
Ve bun için de, Ekşi olayı kınamak, şöyle dursun, tevil etmek zorunda kalıyor! …

DANSÖZ GİBİ

“Dansöz “ gibi kıvırarak, yazmak anlaşılan, aynı müsait zeminde, Ertuğrul Özkök’ten Oktay Ekşi’ye de sirayet etmiş O, bır zamanlar düşünce ve ifade özgürlüğü. Basına yapılan baskılar konusunda mangalda kül bırakmayan Oktay Ekşi’ye ne oldu? Holding oldu!
Özkök’ünki gibi aynı peşrev: Der ki :” Emin Çölaşan’ı takdir etmemek mümkün değil. Okuyucunun dünyasında öylesine derin bir iz bırakmış ki, hem bir dostu, hem bir meslektaşı olarak gıpta ettik… Okuyucuların bir yazara böylesine sahip çıkması nedeniyle de büyük mutluluk duyduk… Ancak bunlar Emin’in ne her yazdığını, ne de yazar olarak Emin’in tarzını benimseriz demek değildir”
Ekşi bey: kimse sizin, Emin Çölaşan gibi olmanızı, düşünmenizi beklemiyor. Ancak önce Konsey Başkanı ve bir meslek eskisi olarak, bu hoyrat olaya tepki göstermenizi beklerdik.
Diyorsunuz ki “ Biz Emin’le yaşam felsefesi uyumlu insanlarız. Türkiye’nin hem içinde bulunduğu durumu hem de geleceğini genel olarak, birbirine çok yakın şekilde değerlendiririz. “ Acaba, gerçekten öyle mi? : Çölaşan konusundaki tavrınızdan, anlaşılıyor ki Holding yörüngesinden kurtulacak kadar cesur değilsiniz ve bunu da itiraf ediyorsunuz: “ biz "ertesi gün kovulmayı" göze almadan yazı yazmayız.”diyorsunuz.
Oktay Ekşiye "Yarın seni de başına o gelecek!" diyorlarmış. Merak etmesin, O, böyle davrandıkça, İktidarı da, Holdingi de onu feda edemez!

SENDIKA MI?

Okuyucular, Ekşi’ye, benin de kurucu üyesi olduğum "Basın Konseyi Başkanı" sıfatıyla bu konuda açıklama yapmadığımız için eleştiriyorlar. Ben de!
Evet, Basın Konseyi ’ "sendika" değil; kuralları da belli, ama mesleğimizin en yüksek örgütü. . Eğer Sayın Ekşi ve Konsey daha ha önce böylesine olaylara bigane kalmışsa, bu da, bir bakıma Ekşi’nin sorumsuzluğundan dolayıdır. R. Hem, bu konuda yazılı kurallar kadar ve hatta daha da önemli “ yazılı olmayan” kurallar ve sorumluluklar vardır.
Çölaşan olayı “özel” bır olay olabilir, ama şu sırada, manşetlere geçmeyen, İktidar baskısı altında Holding gazetelerinden “kovulan” arkadaşlarımız, mesela, Kurtul Altuğ ve Tercüman’dan Necdet Sevinç var. Anlaşılıyor ki iktidar yerini sağlamlaştırdıkça bu baskılar artacak. Basın Konseyi’nin en yüksek Meslek kuruluşu olarak, artık “özel vakalar” olmaktan çıkan bu baskılara karşı açık, seçik tavır almak zorundadır.
Diyelim ki Konsey “bu özel” konularla ilgilenmezmiş. Ancak medya konusunda ilgilenmesi gereken büyük bir tehlike var: Bütün iletişim araçlarının, gazetelerin, TV kanalların ve dağıtım örgütlerinin, “tek ellerde” Aydın Doğan! In, vb ellerinde, toplanması ve cesur r gazetecilerin, yüksek tirajlı gazetelerde yazamayacak duruma gelmeleri! Bu “ ilke sorunu” olarak, Sayın Ekşi’yı ve Konsayı hiç mi ilgilendirmez!
Bu konuda bir şey daha soracağım: “ Gazetelerindeki bazı yazarların. Her gün Atatürk’e, milliyetçiliğe ve Türk Ordusuna gittikçe artan bir pervazlıkla, saldırmaları onu ve Holding sahiplerini, hiç rahatsızı etmiyor mu? .Onları “kovmayı” düşünmezler mi? Kokuşmuş bir şeyler var Medya Krallığında!

 

Yayın Tarihi : 22 Ağustos 2007 Çarşamba 12:10:15
Güncelleme :22 Ağustos 2007 Çarşamba 12:12:26


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?