Ben Cumhuriyet’le yaşıtım.
Bütün hayatımda Mustafa Kemal Atatürk’üm kurduğu Cumhuriyetimizi , “ilelebet payidar” olacağı inancıyla kutladım.
Ülkenin en bunalımlı dönemlerinde ,hatta Demokrasiye ara verildiği dönemlerde, hoşnut olmadığımız iktidarlar zamanlarında bile, bu imancımı kaybetmedim ve milletçe de kaybetmedik.
Çünkü O’nun, 29 Ekim 1933’de , Cumhuriyetin 10. Yıldönümünde söyledikleri hep kulaklarımızda idi, inancımızdı; “ Ebediyete akıp giden her on senede ,bu büyük millet bayramını daha büyük şereflerle, saadetlerle, huzur ve refah içinde kutlamanı gönülden dilerim … "
Evet , Cumhuriyete, özellikle “Laik Cumhuriyete” çelme takmak isteyen Partiler ve liderleri oldu ama ,gene de 1933’ ten bu yana Cumhuriyetin her on yılını bütün bunalım ve sıkıntılara rağmen, hep aynı inanç ve umutlarla ,herhalde onurumuzla andık. Ta ki AB sürecine veya sürüngenliğime girene kadar. Ve milleti buna da aldatmacalarla razı ettiler.
En büyük yalan da AB Kriterlerinin Mustafa Kemal’in “çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmak” hedefiyle aynı olduğu idi. Oysa Mustafa Kemal daha baştan bunu “hangi bağımsızlık vardır ki yabancıların plan ve direktiflerine boyun eğer diye” tümüyle ret etmişti.
Lafı daha faza dolandırmayacağım; Avrupalıların ve ,amaçlarını onların amaçlarıyla birleştirmiş olan işbirlikçilerinin ve Medyadakı yalakalarının , Atatürk ün Cumhuriyetini kökünden değiştirmek ,ümmetçi mi liboş mu bır 2. Cumhuriyet kurmak istedikleri şimdiye kadar anlaşılmamışsa , son İlerleme raporundaki “tavsiyelerle” belli olmuştur. Başbakanlık damgası altında hazırlanıp yayınlanan " Baskın" Raporu da bunun başka bir belgesidir. Bu Raporda da açıkça Atatürkçü Düşünce Sisteminin demode olduğu ifade ediliyor.
“Türklük” yerine, muğlak bir “Türkiyelilik” kavramı konulması öneriliyor.
TÜRK MÜ ? TÜRKİYELİ Mİ?
Gene Mustafa Kemal’in o unutulmaz onuncu yıl nutkunda sesi heyecandan titreyerek söylediği “ Ne Mutlu Türküm diyene” sözü hamaset değildi; kurduğu Cumhuriyetin ve Türk Milleti kavramının ,, milli birlik ve bütünlüğümüzün temel taşıdır. Şimdi bu taş, Anayasanın değiştirilemez 3.maddesini de kaldırmak talebiyle Devletin altından çekilecek. Bu sadece “Baskın” Raporunun değil, AB’nin de dayatması!
Ama gelin ,görün ki TC’nin bugünkü Başbakanı ve Dışişleri Başkanı, “AB Üyeliği için değil ucu meçhul bır müzakere tarihçiği koparabilmek için , kendi deyimleriyle Avrupa kapılarında “fellek fellek” dolaşıyorlar Alman dergisinin karikatüründeki gibi, “köpek deliği önünde” bekliyorlar. Milletçe Chırac’ın , Schroeder’in ağızlarının içine bakıyoruz…Bu ucu meçhul tarih için Almanlara ve Franzsılara Aırbus rüşveti veriliyor.
BOŞ NUTUKLAR
Cumhuriyet Bayramında İktidarın başları bakanları, Medya aslanları Cumhuriyeti öve öve bitiremeyecekler. Ve bu arada Atatürk’ü de ya kerhen ya da hiç anlamadan , çoğu riyakarca ve içleri boş, nutuklarla anacaklar, gece fener alayları tapılacak havayi fişekler atılacak.
Bu yıldönümünde tek umut gençlerde ve Geçit resimlerinde dim dik TSK! Ama Onu da zayıflamak ve bu tarz askeri geçit resimlerini kaldırmak ta sırada!
Görünüş o ki, istikbale akıp güdecek on yıllarda, önce müzakere tarihinin ilk on yılında , Atatürk’ün Cumhuriyeti uıyum uyum ortadan kaldırılacak…”Ne mutlu Avrupalıyım diyebilene!”
Kısacası , benim içimden, bu Yıldönümünü kutlamak gelmiyor. Aksine İstiklal madalyamın altına siyah bir kurdele takıp, Atatürk’ü saygı ve rahmetle anacağım.