20
Mayıs
2024
Pazertesi
ANASAYFA

Dağlıca'nın Esrarı


PKK, 22 Ekim 2007’de Dağlıca Karakolunu bastı, 12 askerimizi kalleşçe şehit etti ve sekiz asker ya esir alındılar –kaçırıldılar veya bır rivayete göre de, ,teslim oldular. Sonra da, bu askerler, DTP yardımıyla ve merasimle iade edildiler. Bu da, azından, DTP’nin, PKK üzerinde ne kadar etkili olduğunu gösterdi.

22 Ekim’de Dağlıca da ne olmuştu? 8 asker, ,silahlarını –yani “ namuslarını” bırakıp, fazla direnmeden, PKK! Ya teslim mi olmuşlardı? Bir iddiaya göre de, bazı şehitleri onlardan biri mi vurmuştu? Teslim “töreninde” ve sonra Kürt Roj TV de söylenenler, bu askerlerden bazılarının söyledikleri, bu “esir düşmede- kaçırılmada- ve ya ateş etmeden, teslim olmakta müphem, esrarengiz, bir şeyler olduğunu gösteriyor!

“8,asker”, şimdi, Askeri Mahkemede yargılanıyorlar. Savcının sanıklar ve özellikle, er Ramiz Yüce hakkında, ağır cezalar istemesi, bu konuda, “ağır” şüpheler bulunduğunu gösteriyor, Gerçekler, ,tahkikat - sorgulama, derinleştirilince, ortaya çıkacak ve son hüküm verilecek, Herhalde bu olayın müphem –esrarengiz kalmaması gerçeğin , hiçbir şüpheye mahal bırakmadan – ve biran evvel- açıklanması lâzım!..

SAVAŞ ŞARTLARI

Her olayda ve hususta, TSK’ni suçlamayı "görev" bilen, “Malûm taraflar”, bu olayda da çirkin imalarda bulunuyorlar ve bazı emekli Askeri yargıçların yorumlarına yeriyorlar – “bu olayın ucunun Genelkurmay Başkanlığına kadar gideceğini, Ramız Yüce’nin, başka hataları örtmek için, günah keçisi olarak kullanıldığını, imadan öte, iddia ediyorlar.

Ben bu ayrıntılara girmeyeceğim ve hüküm vermeyeceğim, çünkü naçizane hukuk bilgimle tahkikat ve yargılama sürerken, bazı yazarların ve hem de, özellikle ordudan emekli hukuk adamlarının, tahkikatı ve yargıyı etkileyecek yorumlarında bulunmalarını hukuka aykırı buluyorum!

Ama şunları belirtmek isterim; TSK, gerçek bır savaşta… Bizler, sıcak evlerimizde otururken, bazıları da, rahat köşelerinden, ahkâm keserlerken, askerlerimiz Güneydoğu’da ve Kuzey Irak’ta, canlarını dişlerine takmış, kalleş – hiçbir kural tanımayan, hunhar eşkıya ile dövüşüyorlar. Önce, , ispat edilmemiş iddialarla, onların morallerini ı bozacak ve kafalarını karıştırmanın hiç zamanı değil! Böylelikle düşmanlara koz vermek de suç! l. Ama galiba, bazılarının asıl maksadı bu!

Sıcak savaş ve şartlarında, olayların süratle gelişmesi hakkında sonradan hüküm vermek ve mesela Dağlıca’da, neler olduğunu tespit etmek, aslında, çok güç! O şartlarda, karar ve emir vermek durumunda olan komutanları da, hariçten gazel okurcasına, töhmet altında bırakmak da, en azından haksızlık!..

Savaşlarda her zaman böyle benzer olaylar olmuş ve bu konuda da romanlar yazılmış ve filmler yapılmıştı.

HAKİKAT VE İHANET

Bu olayda, biri birleriyle, çelişen, güzel bır hakikat ve de, maalesef, acı bir olgu var: TSK bu mücadelede, askerlerin kökenlerine ve anlaşılıyor ki, bütün askerlerini, sicil ve sabıkalarına bakmadan, tefrik yapmadan, eşit şartlarda birliklerde bulunduruyor! Kürt asıllıları ayırmıyor ve onlara silah emanet ediyor, operasyonlarda önemli görevler veriyor! Bu, Kürt asıllı Türk erler de görevlerini kahramanca yapıyorlar. Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşında olduğu gibi!

Kore savaşında buna, Kürt kökenlilerin diğer silah arkadaşlarını, nasıl koruduklarına, bizzat tanık oldum ve canlarımızı da, tereddüt etmeden, onlara emanet ettik! Bu askerlerden bazıları, sonuna kadar, savaştıktan sonra esir düştüler ama esir kamplarında Çınlıların psikolojik baskılarına ve vaatlerine rağmen hiç fire vermediler.

Ancak, birkaç yıl önce, Diyarbakır Orduevi’nde, Kürt asıllı erler, Komutanların kahvelerine fare zefiri koymuşlardı ve şimdi de “Dağlıca esrarı”! … Ne oldu da, tılsım bozuldu…Kürt asıllılardan şüphe eder hale geldik?! Bence asıl üzerinde durulması ve irdelenmesi gereken de budur ve ucu da, Genelkurmay’a değil, içerden ve dışardan kışkırtılan, “Kürt –etnik milliyetçiliğine " dayanır! Yaratılan "Frankenştayn Canavarını"- konjonktürel tedbirlerle, “barışçı çözümle” yok edeceğimizi sanmayalım.

İki nokta: Diyarbakır Bombamsının PKK lı olduğu meydana çıktı... Dr Frankeştaynlar- Dr Jekytyler ", şimdi olayı telin ediyorlar, PKK” Komutanları, “Hedef askeri araçtı, bizimkiler yanlış yapmış “diyesiler. Ve bunu, bizdeki ”Taraftarlar ,” PKK içinde bölünme olduğuna yorumluyorlar! Özür kabahatten çok büyük ve bu yorum da külliyen yanlış!

AZINLIK-ÇOĞUNLUK

Ahmet (neden, nasıl) Türk de “Çerkezler Lazlar vb ‘azınlık’ ama Kürtler ‘azınlık’ “ değil demiş Devlette” “ortak “ olacağını ima etmiş. Umuda sınır yok artan ve bütün ülkeye yayılan nüfuslarıyla “çoğunluk” da olur, bütün Türkiye’yi “Kürdistan’a” çevirirler… Biz, asıl bu Ormanı görmüyor, hala ağaçlar ve dallarıyla iştigal ettikçe! ***

Yayın Tarihi : 10 Ocak 2008 Perşembe 13:38:29


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?